Kastamonu’nun Taşköprü ilçesine bağlı Obrucak köyünde yaşayan 45 yaşındaki S.A.'yı, evindeki sabit hatlı telefondan arayarak kendisini jandarma olarak tanıtan şahıs, S.A.’ya adının bir olaya karıştığını ve evine geleceğini söyledi.

PARMAK İZİ ALACAĞIZ DİYEREK EVDEKİ ALTINLARI ALDI

Bunun üzerine paniğe kapılan S.A., evde olduğunu belirterek, gelebileceklerini kaydetti. Bu sırada kimseye olaydan bahsetmemesi istenen S.A.'nın evine bir şahıs geldi.

Kendisini jandarma personeli olarak tanıtan ve eve tıbbi maskeli olarak gelen kimliği belirsiz şüpheli, evde bulunan ziynet eşyalarından parmak izi alacağını belirterek, evdeki altınları istedi.

EŞİNE ANLATINCA DOLANDIRILDIĞINI ANLADI

Kadının kolundaki bilezik dahil ve evdeki tüm ziynet eşyaları alan şüpheli, hızla Obrucak köyünden uzaklaştı. Bir süre sonra durumu eşine anlatmasıyla dolandırıldığını anlayan S.A., 112 Acil Çağrı Merkezini arayarak ihbarda bulundu.

İhbar üzerine harekete geçen Kastamonu İl Jandarma Komutanlığına bağlı JASAT (Jandarma Dedektifleri), S.A.’nın ifadesini alarak şüphelinin peşine düştü. Ekipler tarafından yapılan ilk incelemelere göre, S.A.'yı dolandıran şahsın S.T. olduğu belirlendi.



KAÇMAYA ÇALIŞIRKEN YAKALANDI

JASAT ekipleri, hızlı bir şekilde hareket ederek Kastamonu’da il merkezinde kaçmaya çalıştığı sırada şüpheli S.T.’yi altınlarla birlikte kıskıvrak yakaladı.

Jandarma ekipleri tarafından yakalanan S.T., karakoldaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şahıs tutuklandı.

Şüpheli S.T.’nin üst aramasında ise S.A. isimli kadından dolandırdığı 1 adet bilezik, 1 adet altın bileklik, 1 adet tek altın küpe, 2 adet altın yüzük ve 1 adet altın zincir yakalandı. Yakalanan ziynet eşyaları, tutanak karşılığında sahibi S.A.’ya teslim edildi.

"SUÇA KARIŞTIN DEYİNCE KORKTUM"

Ziynet eşyaları dolandırılan S.A., yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Evde bulunduğum sırada ev telefonunu birisi aradı. 'Biz seni Taşköprü’den karakoldan arıyoruz, kumandanım ben' dedi. Bende 'bizim öyle bir olayla alakamız yok' dedim.

'Senin kimlik bilgilerinle girmiş, resmin var bizde' dedi. Benim kimliğim üzerine yapılmış işlemler. Benim ismim çıkıyor gösterdiği yerde. O yüzden 'Allah Allah ben kimliğimi kimseye vermedim. Bir yerde bırakmadım' dedim.

'Birikinti paranız var mı?' diye sordu. 'Birikinti paramız yok sadece kolumda bir bilekliğim ile bir bileziğim var' dedim. 'Eve bir şahıs gelecek, o senin altınlarını alıp bize getirecek. Biz de savcılığa gideceğiz. Savcılığa gidince de o altınları birbirleriyle karşılaştıracağız' dedi.

Sonra adam geldi eve, bizde kolumuzdan altınları çıkarttık. Çünkü korktum. Altını vermek zorunda kaldım. Altınlar kaybolduğundan beri canım çok sıkılıyor. Üzülüyorum, çocuklarım bana sürekli ‘anne tamam, bir şey olmaz, bırak gitsin’ dediler.

Çocuklarımın birikintisiyle altınlar. Çocuklarımın sabah bir gün eline bir ekmek gelir, biz sürekli onlara bakacak değiliz dedim. Benim başıma bir şey geldiğinde de çocuklarıma kim bakarsa onlarda altınları alırlar yerler dedim. Satarlar hep birlikte yerler dedim. Ben böyle düşünüyordum, ne bileyim başımıza böyle bir işin geleceğini.

Allah razı olsun, vallahi gittiydi o kadar birikintimiz, gittiydi çocuklarımızın emekleri. Bir daha nerede biriktirebilirdim onları. Benim oğlumun kulakları duymuyor, dili konuşmuyor, o bile bildi tanıdı resminden.”

"ALLAH ONLARDAN RAZI OLSUN"

Jandarmanın altınları bulduğunu ve kendisine getirdiğini söyleyen S.A., “Altınları evimize kadar getirdi bize teslim etti. Allah’a şükür altınların hepsi var. Jandarmaya çok çok teşekkür ediyorum. Allah onlardan binlerce kez razı olsun. Devletimize Allah zeval vermesin. Onlar olmasa bizler burada rahatlıkla nasıl yaşayabiliriz. Altınlarımı getirenlerin eline koluna sağlık, Allah’ım ayaklarına güç kuvvet versin. Uzun ömürler versin devletimize, jandarmamıza” diye konuştu. (İHA)