Ekonomik krizin derinleştiği, geçim derdinin gündeme oturduğu bir dönemde AKP iktidarı, pahalılığa KDV indirimi, zincir market denetimi gibi yöntemlerle önlem almaya çalışsa da bu adımlar krizin reçetesi olamıyor. İktidarın “Yeni Ekonomi Modeli” ise krizi derinleştiren önemli nedenlerden biri oldu. Türkiye’yi bu çıkmazdan kurtarmak için ise çözüm ortada, Atatürk’ün ekonomi modeli...



ATATÜRK NE YAPTI?

1929 Buhranı döneminde dünya derin bir krize sürüklenirken Türkiye, 1930’dan itibaren ekonomide “Planlı Devletçilik” uygulamasına geçti. Mustafa Kemal Atatürk yurt gezilerine çıkarak çiftçinin, esnafın, halkın sorunlarını dinledi. İki ayrı programdan oluşan Anadolu gezisinde Atatürk, her kesim için çözümler üreten notlar aldı. Alınan bu notları daha sonra Başbakanlığa ve ilgili bakanlıklara ileten Atatürk, 12 yılı kapsayan bir ekonomi modeli için de düğmeye bastı. Bugün çiftçinin, esnafın, sanayicinin yaşadığı benzer sorunlar için üretilen çözümler, genç Cumhuriyeti, kendine yeter bir ekonomiye sahip olma yolunda geliştirdi.



NEREDEN NEREYE

Atatürk’ün o dönemde sanayi ve tarımda Türkiye’ye atılım yaptıran, devlet gelirlerini artıran, kamunun söz sahibi olduğu ekonomi politikaları, Türkiye’de denenerek başarıya ulaşmış bir krizden çıkış formülü olarak önümüzde duruyor. Oysa genç Cumhuriyeti krizden kurtaran politikaların sonucu olarak ortaya çıkan Türkiye’nin en önemli fabrikaları, bugün AKP iktidarınca özelleştirildi. Tarımda ise üretimi desteklemek yerine ithalat tercih edildi.


Çiftçiye 20 yıl vadeli kredi


Bugün, çiftçiler üretim maliyetlerini karşılayamaz durumda.  Çiftçinin ödeyemediği kredileri dolayısıyla traktörü haczedilirken Atatürk, Ziraat Bankası’nın kredi vermede yetersiz kaldığını tespit etti. “Ziraat Bankası çiftçilere 10-20 yıllık sürelerle düşük faizle kredi vermelidir” diye not düşen Atatürk, köylü ve çiftçi için Zirai Kredi kooperatifleri ve Satış Kooperatifleri kurma kararı aldı.


“Vatandaştan mali gücünden fazla vergi alınmamalı”


Yurt gezileri sırasında halkın sorunlarını dinleyen Atatürk, “Vatandaşlardan mali güçlerinin üzerinde vergi alınmamalıdır” diyor. Emekli, dul ve yetim maaşlarının bağlanmadığından şikâyet edenler olduğunu gören Atatürk, bunun için de bir düzenleme öngörüyor. Atatürk ayrıca “Sanayici ve tüccarlara en uygun koşullarda sanayi ve ticari kredi, ev alanlara düşük faizli emlak kredisi verilmelidir. Balıkçılara da düşük faizli kredi sağlanmalıdır” diye not düşüyor.

Atatürk 1929 Buhranı ile birlikte Türkiye'nin ekonomik kurtuluşunu gerçekleştirmek için ülkeyi bir uçtan diğer uca kapsayan bir yurt gezisine çıktı. Sorunları yerinde tespit etti, çözüm için neler yapılmalı yanındaki heyetle birlikte araştırdı.

Zeytin, portakal, incir için ayrı ayrı çözüm


Uzun yıllar süren emeğin, uğraşın sonucu olarak ortaya çıkan milli miras niteliğindeki zeytin ağaçları bugün rant uğruna ya kesiliyor ya da taşıma adı altında zarar görüyor. Atatürk ise zeytin ağaçlarını aşılayanların tapu harçlarından muaf tutulmasına karar vermişti. İncir için ayrı portakal için ayrı çözüm önerilerini not eden Atatürk, “Ülkemizde benzerleri bulunan maddelerin üretiminde kullanılan yabancı maddeler gümrüksüz ithal edilmemelidir. Bu yüzden zarar ediyoruz” tespitinde bulunuyor.

Atatürk yurt gezileri sonrası büyük sanayi yatırımları için kararlar aldı.

Sanayide devlet güvencesi


Bugün özelleştirilen şeker fabrikaları nedeniyle şeker krizi yaşanırken, Atatürk, çıktığı yurt gezisinde şu notu aldı: “Uşak Şeker Fabrikası’nı gördüm. Fabrikanın toplam 5.5 milyon lira borcu vardır. Hükümet bu milli müesseseyi kurtarıp kuvvetlendirecek tedbirleri bulmalıdır.” Dokuma fabrikalarında modern makineler olmadığı için üretilen kumaşların yabancı mallarla rekabet edemediğini gören Atatürk, dokuma sanayinin ihtiyacı olan makineleri üretecek bir santral kurulması kararını da aldı. Devletin gerçekleştirmesi gereken büyük sanayi yatırımları için de takvim belirledi. Ve bu alanda gerekli adımları devlet eliyle attı.