Günlük yaşantımızda şekeri ihtiyacımızdan fazla tüketiyoruz. Çünkü satın aldığımız tatlı olmayan yiyeceklerin de çoğu şeker katkılı… “Bilimsel araştırmalara göre bu durum Tip 2 diyabet, kalp hastalığı ve kanserin yanı sıra Alzheimer riskini de artırıyor” diyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz bu konuda bilinmesi gerekenleri şöyle açıkladı.


GİZLİ ŞEKER KAYNAKLARINA DİKKAT!


Söz konusu şeker olunca madde bağımlılığı gibi bir tür bağımlılıktan söz edebiliriz, çünkü şeker yediğinizde beyninizde madde bağımlılığı durumunda uyarılan bölge aktif hale geliyor. Bunun en önemli nedeni beynimizin şekere karşı aşırı ilgili olmasıdır çünkü şeker, beynin ödül merkezine direkt etkilidir. Ödül merkezini etkiliyorsa ona bağımlı olma ihtimali çok yüksektir. Etrafta pırasa bağımlısı birini göremezsiniz, pırasanın dopaminle işi olmaz ama şeker beyin için tam bir iştah artırıcı, haz vericidir. Şeker denince akla beyaz toz şeker geliyor ama tabii ki durum öyle değil. Market raflarına ayrıntılı bakmamız lazım. Bir ürünün etiketine bakınca şeker yazacağını düşünebilirsiniz ama pek çok firma ürünün içinde şeker varsa açıkça paylaşmak istemez. Şekerin birçok formu ve adı vardır. Mesela kaçımız ketçap içinde veya yoğurt içinde şeker olabileceğini düşünürüz? Kabaca market raflarının aslında dörtte üçünde şeker bulunuyor. Şeker adlarının sonu genellikle –oz ile bitiyor; maltoz, galaktoz, fruktoz, glikoz, laktoz gibi.

EN ÇOK HAFIZA MERKEZİNİ ETKİLİYOR


Şeker molekülleri bir araya gelerek basit karbonhidratı oluşturuyor. İşlenmiş ve basit karbonhidrat ağırlıklı beslenirsek en çok hafıza merkezi hipokampüsümüz zarar görüyor. Bu özellikle de genç yaşlarda sık oluyor ve  sonunda da gelsin dikkat eksikliği, konsantre olamama ve ilerleyen yaşlarda unutkanlık yakınmaları… Beyinde yüksek miktarda şeker ve insülin direnci zararlı protein olan amiloidlerin yıkımını engelleyerek birikimine yol açıyor ve Alzheimer’ı tetikliyor. İnsülin direnci ile beyinde bilişsel gerileme ve Alzheimer hastalığı arasındaki ilişkiyi anlatan çok sayıda araştırma gündemde… İnsülinin beynin farklı bölgelerinde kan-beyin bariyerini aştığını biliyoruz. Beyin dokusu, vücuttaki diğer dokulara kıyasla biraz daha düşük düzeyde insüline maruz kalır ancak yine de bir öğünde çok fazla karbonhidrat yemek kan şekerini yükselterek beyinde de fazla tepkiye neden olur ve zamanla şeker hastalığı başlayıp beyne daha fazla zarar verir. Son yıllarda, bilim insanları Alzheimer hastalığını Tip-3 diyabet olarak adlandırmaya başladı. Bir çalışmada, 5 bin kişi 10 yılı aşkın bir süre takip edildi ve yüksek kan şekeri olanların, bilişsel fonksiyonlarda daha hızlı kayıp yaşadığı görüldü.

BU BESİNLERİ DÜZENLİ TÜKETİN


Beyin hastalıklarının oluşumunda sadece genetik faktörler değil, beslenme alışkanlıkları da önemlidir. İşte beyin sağlığı için de önemli olan kan şekerinizi düzenleyecek besinler…



Keten tohumu:

Lif ve sağlıklı yağlar açısından zengindir. Spesifik olarak, keten tohumu kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olabilir.

Tarçın:

Günde yarım çay kaşığı tarçın kan şekerini anlamlı ölçüde kontrol eder. Kimyasal yapısı insüline benzer etki sağlar. Mide boşaltma zamanını da uzatarak ani şeker yükselmesini önler.



Avokado:

Çok sayıda çalışma, avokadonun kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olabileceğini ve yüksek tansiyon ve yüksek kan şekeri de dahil olmak üzere kronik hastalık riskini artıran metabolik sendromun gelişimine karşı koruma sağlayabileceğini bulmuştur.



Lahana turşusu:

Prediyabetli kişilerde yapılan bir araştırma, 8 hafta boyunca lahana turşusu gibi fermente besinler yemenin katılımcıların yüzde 33’ünde glikoz toleransını iyileştirdiğini ve HbA1c düzeylerini düşürdüğünü gösterdi.



Bamya:

Polisakkaritler ve flavonoid antioksidanlar gibi zengin bir kan şekeri düşürücü bileşik kaynağıdır. Türkiye’de kan şekeri düşürücü özelliklerinden dolayı diyabet tedavisinde uzun süredir kullanılmaktadır.



Fasulye ve mercimek:

Kan şekerini düşürmeye yardımcı olabilecek magnezyum, lif ve protein gibi besinler açısından zengindir. Mesela pirinç pilavı biliyorsunuz kan şekerini yükseltebilir ama yanına bir miktar kuru fasulye veya nohut eklenmesi kan şekeri düzeylerini bir miktar dengeleyebilir

Fındık:

Araştırmalar, kuruyemiş tüketmenin kan şekeri düzeylerini düzenlemeye yardımcı olmanın etkili bir yolu olabileceğini göstermiştir. Tip 2 diyabetli kişilerde yapılan bir araştırma, düşük karbonhidrat diyetinin bir parçası olarak az miktarda fındık ve badem tüketmenin hem açlık hem de yemek sonrası kan şekeri düzeylerini düşürdüğünü göstermiştir.



Balık:

Kan şekerini düzenlemeye yardımcı olabilecek protein, sağlıklı yağlar, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar sunar. Protein kan şekeri kontrolü için gereklidir. Sindirimi yavaşlatmaya yardımcı olur ve yemek sonrası kan şekeri artışlarını önler. Somon ve sardalya gibi yağlı balıkların kan şekeri regülasyonunu iyileştirmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir.



Brokoli:

Sülforafan, kan şekerini düşürücü özelliklere sahip bir tür izotiyosiyanattır. Çalışmalar, sülforafan bakımından zengin brokoli özünün güçlü antidiyabetik etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Sülforafanın etkinliğini artırmanın en iyi yolu brokoliyi çiğ veya hafifçe buharda pişirmek veya pişmiş brokoliye hardal tozu gibi aktif mirosinaz kaynakları eklemek olduğunu unutmayın.

Elma:

Kan şekerini düşürmeye ve diyabete karşı korumaya yardımcı olabilecek kuersetin, klorojenik asit ve gallik asit dahil olmak üzere çözünür lif ve bitki bileşikleri içerir. Özellikle yaban mersini, üzüm ve elma gibi belirli meyvelerin tüketiminin, Tip 2 diyabet riskini azaltabileceği biliniyor.