Sirkenin kullanımı M.Ö. 5 binli yıllara kadar uzanıyor… Bu dönemlerde daha çok antiseptik özelliği nedeniyle kullanılan sirke, günümüzde sindirimi kolaylaştırıcı, bağışıklığı güçlendirici ve cilt lekelerini giderici faydalarıyla da biliniyor. Zayıflamak isteyenlerin ilk başvurduğu yöntemlerin başında ise aç karnına sirkeli su içmek geliyor. Peki bu yöntem gerçekten kilo vermeye yardımcı oluyor mu? Endokrin Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Erbil, bu soruyu şöyle yanıtladı…

Prof. Dr. Yeşim Erbil

İŞTE ARAŞTIRMA SONUÇLARI


Sağlıklı bir besin kaynağı olan sirke, fermente olan tüm meyvelerden yapılabilir. Fermantasyon sonucu meyve şekeri olan früktoz alkole sonra da asetik aside dönüşür. Sirkenin vücuda yararlı etkileri içerdiği asetik asitten kaynaklanır. Yağ yakıcı özelliği de asetik asidin lipogenik geni (yağ oluşumuna neden olan gen) aktive etmesiyle oluşur. Bu etkisi çok net olup önemli klinik çalışmalarla ispatlanmıştır.

Japonya’da yapılan ilginç bir çalışmada 175 obez deneğin önce total vücut yağları, cilt altı yağları ve organların etrafındaki yağ dokuları ölçülmüştür.  Ardından bu kişiler üç gruba ayrılarak, iki gruba düşük (150 mg asetik asit) ve yüksek (300 mg asetik asit) miktarda sirke; üçüncü gruba ise plasebo (sirke olmayan sıvı) verilmiştir. Bir ve üç ay sonra yapılan ölçümlerde sirke içenlerde yağ oranında azalma saptanmıştır. Yüksek miktarda alınan asetik asit grubunda bu yağ azalma oranlarının daha fazla olduğu görülmüştür.

Öte yandan bağırsaklardaki kısa zincirli yağ asitleri beyindeki tokluk merkezini uyararak acıkmayı geciktirir. Sirke kısa zincirli yağ asitlerinin miktarını artırarak tokluk hissini uyarır. Bu etkisi de zayıflamaya yardımcı olan önemli bir özelliğidir. Tabii sirkeye asla ‘hızla zayıflatan mucizevi bir iksir’ gözüyle bakılmamalı. Kilo vermek için mutlaka sağlıklı-dengeli beslenmek ve hareket etmek (en azından düzeli yürüyüş) gerektiği de unutulmamalıdır.


NE ZAMAN VE NE KADAR İÇİLMELİ?


Sirkeli su metabolizmayı ve yağ yakımını hızlandırmak için sabahları aç karnına ya da yemeklerden sonra sindirimi kolaylaştırmak için tüketilebilir. Ancak günde bir kez içilmelidir. Bir su bardağına bir tatlı kaşığı eklemek yeterlidir. Mümkün olduğunca sade olarak tüketilmemelidir. Mide rahatsızlığı (özellikle ülser) olanlar ve düzenli ilaç kullananlar sirkeli sudan uzak durmalı ya da doktor tavsiyesiyle tüketmelidir.


ANTİOKSİDAN ETKİSİ DE VAR


Sirkenin, kan şekeri dengesini sağlayıcı, insülin direncini kırıcı ve antioksidan etkisi pek çok çalışmada gösterilmiştir. Kan şekeri kontrolünü gösteren bir araştırmada deneklere pirincin içine sirke ekleyerek yemeleri istenmiş ve çalışmanın sonucunda pirincin glisemik indeksinin yüzde 20-35 düştüğü, dolayısıyla deneklerde kan şekeri dalgalanmasının ve trigliserid düzeyinin azaldığı saptanmış.

Sirkenin glisemik indeksi düzenlediğini gösteren bir çalışmada 2 gruba ayrılan kişilere 87 gram karbonhidrattan oluşan öğün verilmiş. Grubun birine bu öğünün sirke ile birlikte yenmesi istenmiş. Sirke tüketen gruptaki kişilerin çok uzun saatler acıkmadığı gösterilmiş. Yine başka bir klinik çalışmada Tip 2 diyabeti olan hastalarda sirke tüketiminin kan şekeri dalgalanmasını yüzde 50 azalttığı gösterilmiştir. Sirkenin bir başka önemli etkisi antioksidan faaliyetidir. Vücuttaki tüm metabolik olaylar sonucunda atık maddeler oluşur (sobanın külleri gibi). Kendi tampon sistemimiz bunları temizler ancak bu atık ürünler fazla olduğunda tampon sistemler yetersiz kalır. İşte bu süreçte antioksidanlar devreye girip, vücudu bu atık ürünlerden arındırır. Sirkenin bu etkisi de çok önemlidir.