SEDEF KABAŞ NEDEN 2’DE GÖZALTINA ALINDI?


Gazeteci Sedef Kabaş’ın gece ikide gözaltına alınması ve sonrasında tutuklanmasının ardından kamuoyunda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2 Mart 2021’de yaptığı açıklama tartışıldı ve hâlâ tartışılıyor. Erdoğan, “İnsan Hakları Eylem Planı”nı açıkladığı o gün şu cümleleri kurdu:

“...İfade vermek için mesai saati dışında gözaltına alma, otelde gecenin bir yarısı gözaltına alma gibi uygulamalara son veriyoruz.”

Ancak... Sedef Kabaş uygulamasıyla yapılan açıklamanın yani teoriyle pratiğin uyuşmadığı dikkat çekti. Peki... Adalet Bakanlığı, “bir çelişki var mı?” sorusuna ne yanıt verdi... Önceki gün Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavir Osman Yılmaz, konuyla ilgili bir “Bilgi Notu” iletti. Okuyalım:

“... Resmi Gazete’de 14 Temmuz 2021’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4’üncü Yargı Paketi kapsamında özgürlük ve güvenlik hakkını etkileyen yargısal uygulamalar gözden geçirilerek İnsan Hakları Eylem Planı’nda (İHEP) da konuya ilişkin somut hedefler konulmuştu. İHEP’te yer alan ‘Uygulamadan Kaynaklı Aksaklıklar Nedeniyle Kişi Özgürlüğünün Kısıtlanmasının Önlenmesi’ hedefi kapsamında yapılan değişikliklerden biri de yakalama veya zorla getirme kararlarının mesai saatleri dışında infaz edilmesinden kaynaklanan mağduriyetlerin ortadan kaldırılması oldu.

“... Yapılan düzenleme ile sadece ifadesi alınmak üzere verilen bir yakalama kararı kapsamında mesai saatleri dışında yakalanan kişiye, makul bir sürede adli makamlara başvurmayı taahhüt etmesi şartıyla Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda serbest bırakılması imkanı getirildi.

“... Vatandaşların itibar, onur ve haysiyetini koruma gayesiyle ve ‘vatandaşa güven esastır’ ilkesi gereğince yapılan düzenleme ile sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelden, havaalanından yakalama gibi işlemlere son verildi.

“... Ceza adaleti sisteminde kişi özgürlüğü ve güvenliği temelinde hayata geçirilen bu reformla yürürlüğe girdiği 14 Temmuz 2021’den bu yana 17 bin 831 vatandaş taahhüt vererek serbest bırakıldı.

“... Yürürlüğe giren düzenleme uyarınca gece yakalanan kişilerin durumu emniyet ya da jandarma görevlilerince sistem üzerinden kontrol ediliyor. İfadesi alınmak üzere mesai saatleri dışında yakalanan ve belirtilen tarihte yargı mercii önünde hazır bulunacağına dair taahhütte bulunan kişinin durumu saat kaç olursa olsun Cumhuriyet savcısına bildiriliyor. İlgili kişiler, Cumhuriyet savcısının emir vermesi üzerine serbest bırakılırken, bu karar bilişim sistemine de işleniyor.”

Peki bu “Bilgi Notu” ne anlama geliyor?


Tutuklanacağı belli miydi?


Tespit 1: Bakanlık değerlendirmesinde “Mesai saatleri dışında yakalanan kişiye, makul bir sürede adli makamlara başvurmayı taahhüt etmesi şartıyla Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda serbest bırakılması imkanı
getirildi” denildi.

Peki... Sedef Kabaş mesai saatleri dışında gözaltına alınmadı mı? Alındı! Peki gazeteci Kabaş’ın kaçma, saklanma gibi durumu olmadığı halde savcılık makamı neden serbest bırakmadı?

Tespit 2: Bakanlık değerlendirmesinde, “Vatandaşların itibar, onur ve haysiyetini koruma gayesiyle ve ‘vatandaşa güven esastır’ ilkesi gereğince yapılan düzenleme ile sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelden, havaalanından yakalama gibi işlemlere son verildi” denildi.

Peki... Sedef Kabaş’ın “sırf ifadesi” alınmayacak mıydı? Yani tutuklanacağı belli miydi? Gece yarısı gözaltı uygulaması kalktıysa –ki kalktı- Kabaş neden ifadeye çağrılmadı?

Korku ve gözdağı ülkesi


Tespit 3: Bakanlık değerlendirmesine göre, şahıs, gözaltına alan kolluk güçlerine “Şu saatte ifadeye vermeye geleceğim” taahhüdünde bulunursa... Kolluk da bunu savcıya bildirirse... Savcılık, gözaltına alınan şahsı şayet “emir verirse” serbest bıraktırabiliyor. Ancak...

Gazeteci Kabaş’la ilgili, “Resmi Gazete’de 14 Temmuz 2021’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4’üncü Yargı Paketi kapsamında özgürlük ve güvenlik hakkını etkileyen yargısal uygulamalar” işlemedi!

İşte bu noktada teoriyle-pratiğin “kişiye göre” değiştiği değerlendirmesi yapıldı! Ki bu değerlendirmeyi yapanlar haklı değil mi?

SONUÇ: Türkiye, 2007’yle 2013 arasında özellikle Fetullah’ın 2010 referandumuyla yargıya hakim olduğu dönemde gece yarısı ya da sabaha doğru gözaltıları yaşadı. Çünkü... Korkunun egemen olmasının istendiği, gözdağının sıklıkla verildiği bir dönemdi! Yıllar sonra yine aynı gözdağı yine aynı korku iklimi... O zaman amaç belliydi peki şimdi ne? Ülke ve yurttaşları bunu hak etmiyor!