ABD’de tutuklanan Halkbank yöneticisi Hakan Atilla’nın kitabındaki ayrıntı


Yaklaşık altı ay önce bitirmiştim kitabı ve yazmak için fırsat olmamıştı. Tekrar elime aldım kitabı ve altını çizdiğim sayfalara baktım. Mahkemede tanık olarak dinlenen ABD Hazine Bakanlığı’nın bir birimi olan Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi OFAC yöneticisi S.’yle ilgili bir bilgi dikkatimi çekti.

Neden mi? Okuyalım:

“... İşin enteresan yanı mahkemede hikaye yazan, bankayı güya uyaran, beni kenara çeken delikanlı, bu yaptığını iddia ettiği eylemlerden kısa süre sonra bankaya tekrar gelmişti. Yeni genel müdür ve genel müdür yardımcıları dahil bankadan beş-altı kişi S.’nin Şubat 2016’da geldiği toplantıya katılmıştı. Onlar da çok iyi biliyorlardı ki hiçbir zaman bu insanlar bankaya gelip, uyarıda bulunup, ciddi bir husus ve endişe belirtmediler. S. dediği gibi beni kenara çekip uyardı ise neden daha sonraki toplantıda bu konuyu hiç açmadı, neden Halkbank’a ve bize teşekkür etmekten dili yoruldu? (...) Ayrıca İran bankalarına dolar hesabı açabilirsiniz, yalnız transfer yapmayın ve dğer bankalara söylemeyin dediler. Yani Halkbank’a diğer bankalardan özel, farklı ve yakın davranıyorsun, mahkemede ise tam tersini anlatıyorsun. Bankadakiler gelip bunları anlatmadı. (Eski Merkez Bankası Başkanı ve şimdiki SPK Başkanı da bu toplantıda vardı. O dönem bankada görevlilerdi.) Söylediklerimin teyidi S., 2016’da bankaya geldiğinde ABD hazinesi ve Türkiye’deki ABD elçiliği yetkililerince tutulan toplantı tutanaklarında da vardır, tabii değiştirmedilerse.”

Halkbank’ın eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın Amerika’da yaşadığı cezaevi serüvenini anlattığı 384 sayfalık kitaptan bahsediyorum. “Amerika Atilla’ya Karşı” adlı kitabın 265-266’ncı sayfalarında geçen hikaye çarpıcı ve bugün Sedat Peker’in sosyal medya paylaşımlarıyla gündemden düşmeyen birini yakından ilgilendiriyor.

Neden mi? Anlatayım...

28 ay tutuklu kaldı


Tarih 7 Şubat 2014... Bank Asya’da 16 yıl yöneticilik yapan Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Halkbank Genel Müdürü oldu. Bu görevlendirme çok tartışıldı ve 1996’dan 2012’ye kadar Fetullah’ın bankasında görev almış bir yöneticinin, Bank Asya’nın önünden geçenlerin bile tutuklandığı dönemde Halkbank’a atanması soru işaretlerine neden oldu! Konumuz bu değil. Konumuz, 27 Mart 2017’de ABD’de tutuklanan ve 28 ay hapis yatan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yazımın başında anlattığım hikayesi.

Hakan Atilla, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) yöneticisi S.’nin (kitapta Atilla kısaltma yapmış) mahkemede verdiği ifadesini ayrıntılı bir şekilde kaleme alıyor. S.’nin, Halkbank Genel Müdürü olan kişinin de olduğu toplantıda ne konuştuğunu ve mahkemede, toplantıdaki konuşmalarından farklı bir beyanda bulunduğunu bile getiriyor! Bunun da tanıklarından birinin toplantıda bulunan genel müdürün olduğunu isim vermeden ifade ediyor. Peki o ismini vermediği yönetici kim? Bugün AKP Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu- Ünsal Ban boşanma davasının merkezindeki isim dönemin Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu! Ancak... Hakan Atilla’nın kitabını okuyunca şaşkın olduğunu anlıyorsunuz.

Atilla diyor ki: “... Bankadakiler gelip bunları anlatmadı. (Eski Merkez Bankası Başkanı ve şimdiki SPK Başkanı da bu toplantıda vardı. O dönem bankada görevlilerdi.) Söylediklerimin teyidi S., 2016’da bankaya geldiğinde ABD hazinesi ve Türkiye’deki ABD elçiliği yetkililerince tutulan toplantı tutanaklarında da vardır, tabii değiştirmedilerse.”

Soru şu: Neden anlatmadılar?

Atilla’yı ABD’ye kim gönderdi?


Hakan Atilla’nın kitabını okumakta fayda var. 17-25 Aralık süreci, Reza Zarrab ve İran’la yapılan ticaret konusunda önemli bilgiler var. Amerika’nın operasyonu, Fetullah’ın bu operasyondaki rolüne dair kitaptaki bilgiler kafaları aydınlatıyor. Bir de Atilla’nın nasıl yalnız bırakıldığı ve eleştirileri dikkatimi çekti.

Örneğin...

“... Bazı çevreler yakın zamanda savcılarla iş birliği yapmış olabileceğimi, bu nedenle az ceza aldığımı ima eden yazılar servis ettiler.... Yoruma gerek yok fakat bunları onlara yazdıranların da maksadını iyi irdelemek lazım. Olası negatif sonuçlarda fatura kesilecek birileri lazım ise, sorumluları ve menfaat temin edenleri uzakta aramalarına gerek yok, hemen yanı başlarına veya aynaya baksınlar...”

Soru şu: Kim bu çevreler?

Örneğin...

“... Yıllar içinde Türkçe konuşmayı bilmeyen, meramını anlatacak kelime hazinesi olmayan, dünyadan, ilimden, irfandan, habersiz onlarca Genel Müdür, CEO, Başkan tanıdım. Hepsinin ortak özelliği sırtlarını dayadıkları siyasi parti, siyasetçi veya işadamının onları taşıdığı gerçeğini gizleyerek sanki başarılı kişilermiş gibi davranmaya çalışıp komik duruma düşmeleri idi. Bu tipler uzaklaştırılmadığı sürece ekonominin düzeleceğini beklemek hayalden öte değil.”

Soru şu: Kim bu sırtını siyasete dayayan müdürler?

Kitabın arka sayfasından şu cümleyle bitirelim: “Hakan Atilla, 2017 yılı baharında, New York JFK Havalimanı’nda FBI ajanları tarafından gözaltına alınacağından habersiz, meslektaşlarıyla beraber sıradan bir iş gezisinden dönmekteydi...”

Bir soru daha: Hakan Atilla’yı ABD’ye kim gönderdi? Gözaltına alınabileceği ve tutuklanabileceği konusunda devletin istihbaratı yok muydu?