Birleşmiş Milletler’in (BM) kurucu anlaşması niteliğindeki BM Şartı’nın 51. maddesinin girişindeki şu cümlelerle başlayalım:

“... Bu Antlaşma’nın (BM Şartı’nın) hiçbir hükmü, BM üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez.”

14 Ekim 2019’da Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’yla ilgili açıklama yaptı. BM açıklamasında, “Türk yetkililer geçen hafta çatışmaların başlamasından bu yana biri 9 aylık bir bebek olmak üzere Türkiye’deki 18 sivilin, Kürt savaşçılar tarafından sınırın öte yanından açılan havan ve keskin nişancı tüfeğiyle öldürüldüğünü bildirdi” denildi.

Birleşmiş Milletler dedi ki: “PKK/YPG, ‘Kürt savaşçılar’dır, ‘Özgürlük savaşçıları’dır.

Bilir misiniz? Suriye’de, PKK/YPG içinde İngiliz ve İrlandalı gönüllülerden oluşan Bob Crow Tugayı (BCT) var. Bu grup 2016 yılında Suriye’de YPG saflarındaydı. YPG’nin “Uluslararası Özgürlük Taburu’nun” İngiliz ve İrlandalı birimi olarak örgütlenmişlerdi.

Bilir misiniz? 2014 yılında Alman ZDF’de yayımlanan “Auslandjournal” isimli bir programda Ayn el-Arab’a (Kobani) giden gazeteciler konuk oldu. “YPG: Kobani ve Kürtlerin Umudu” isimli yayında, PYD’liler ‘özgürlük savaşçıları’ olarak tanımlandı.

Bilir misiniz? İngiltere’nin ünlü haber kanalı BBC de, 22 Mayıs 2007’de, Ankara Anafartalar Çarşısı’nda 7 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı, ‘ayrılıkçı Kürt grup’un düzenlediğini duyurmuş, Şırnak’ta 13 askeri şehit edenlerin de ‘Kürt savaşçılar’ olduğunu yazmıştı.

Alman ‘Die Welt’ gazetesi ‘PKK gerillaları’ ve ‘Kürt özgürlük savaşçıları’, AFP de (Agence France-Presse) her haberinde “Ankara’ya karşı çıkan direnişçi hareket” demişti. ABD basını başta olmak üzere Fransa’nın üç büyük gazetesi Le Figaro, Le Monde ve Liberation, PKK’yı ‘ayrılıkçı askeri organizasyon’ ve ‘direnişçi Kürtler’ olarak nitelendirmişti.

Bütün bunları neden hatırlattım?

PKK/YPG’nin ağabeyi


Milli Savunma Bakanlığı (MSB), dün sabah saatlerinde Fırat Kalkanı Harekat Alanı bölgesinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından üs bölgesine açılan taciz ateşi sonucunda Tnk. Söz. Er Mevlüt Yoğurtçu ve Tnk. Söz. Er Mert Otal’ın şehit olduğunu açıkladı. Yine dün öğlen saatlerinde yine bakanlıktan yapılan açıklamada, Pençe 1-2 Harekât bölgesinde EYP patlaması sonucu yaralanan Piyade Sözleşmeli Er Cüneyt Taşyürek’in tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olduğunu duyurdu. Nisan ayından bu yana 52 şehit!

Hatırlayın:

Amerika’nın muhatap aldığı YPG/PKK’nın sözde komutanı Mazlum Kobani, 2009-2012 yılları arasında Kandil’deydi. Terör örgütünün saldırılarını yöneten Kobani, 3 yılda 290 şehit verdiğimiz dönemde Amerika’nın koruması altındaydı.  Kobani, 8 Ağustos 2018 tarihinde Amerika’nın Sesi’ne konuşmuş ve işbirliğini şöyle anlatmıştı: “Türkiye’nin tavrını etkileyebilecek ve bize yönelik tehditlerine son verebilecek tek gücün Amerika olduğuna inanıyoruz. Amerika, NATO ittifakının lideri. NATO çerçevesinde Türkiye üzerinde etkisi var. Aynı zamanda IŞİD karşıtı koalisyon aracılığıyla da SDG ile güçlü ilişkileri bulunuyor. Savaşı önleyebilecek ve tüm tarafları bir araya getirebilecek tek güç Amerika.”

PKK/YPG’nin ağabeyi kim? Amerika! Nisan ayından bu yana toprağa düşen 52 cana kim kıydı? Amerika’nın “kara gücü” PKK/YPG... Ve... Biz hâlâ İsveç-Finlandiya üzerinden “Diplomatik zafer” sloganları atıyoruz.

Ya solcu arkadaşlar ne yapıyor?

Solcu arkadaş unutma!


Hatırlatmakta ve unutturmamakta fayda var.

Daha önce yazmıştım...

Tarih 3 Ağustos 2019...

Sinema eleştirmeni ve Birgün gazetesi yazarı Cüneyt Cebenoyan geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti. Ablası arkeolog Yasemin Cebenoyan da PKK’lı bir teröristin 30 Aralık 1994’te Taksim The Marmara Oteli’nin altındaki pastaneye koyduğu bombanın patlaması sonucu can vermişti. Aynı saldırıda yazar Onat Kutlar da hayatını kaybetmişti. Ve Cüneyt Cebenoyan o günden bu yana “Türk Solu”nun PKK’yla arasına mesafe koymamasını eleştirmiş ve hatta tepki çekmişti! Cebenoyan, 24 Temmuz 2017’de, yönetmen Fatih Akın’ın YPG’liler için film projesi olduğunu açıklamasından ardından sosyal medya hesabından şunları yazmıştı:

“... CIA’nin emrindeki örgüt devrim yaparsa Fatih Akın da sinema yapar: Akın’ın yeni filmi ‘Rojava’. Standart Türk entelektüeli Batı hangi fikri pompalıyorsa, onu içselleştirir. Batı Erdoğan şahane lider derse, o da Erdoğan şahane lider der. Batı, YPG/PKK için ‘özgürlük savaşçısı devrimciler derse’, Türk entelektüeli orada başka hiç bir şey görmez. Çaptan düşmeye başlayınca, kendisini kabul ettirmek için ya soykırım üzerine bir şeyler söyler ya Kürt meselesine dalar. Bilmediği, anlamadığı konular üzerine ahkam keser.”

SONUÇ: Türkiye’nin solcuları ya da muhalifleri PKK/YPG’yi hatta HDP’yi “sol” olarak gördüğü sürece AKP’nin politikalarıyla da mücadele edemez ve kör olur! Sonunda da kendisini ABD’nin yanında bulur!