ALTILI MASA 14 KASIM’A KİLİTLENDİ

Önceki gün CHP’de etkin ama milletvekili olmayan söz sahibi bir ismiyle konuşuyordum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu davasıyla ilgili fikir alış verişinde bulunurken dedi ki: “Davayı takip edeceğiz ama atladığınız bir açıklama var.”

Meraklandım...

Devam etti:

“Biliyorsun, İYİ Parti sözcülük makamına Kürşad Zorlu’yu getirdi ve o da Meral Hanım’la birlikte açıklamalarda en yetkili isimlerden biri oldu. 7 Kasım’da yaptığı açıklamada bir ayrıntı var ve bu açıklama 14 Kasım’da toplanacak Altılı Masa’yı zorlayacak gibi görülüyor.”

Hemen telefonu kapatıp 7 Kasım’a döndüm ve o açıklamaya baktım. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, 7 Kasım’da, bir basın mensubunun TBMM’de AKP heyetinin HDP Grubu yöneticilerine yaptığı ziyarete ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu, tabii anayasa ve muhtemel tartışma, referandum konusuyla ilgili bir mesele. Şunu hatırlamamız gerekiyor; bu süreç nasıl başladı? CHP’nin bir önerisi ve çağrısı oldu, kanun değişikliği. Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan el yükseltti adeta. ‘Bunu anayasa üzerinden çözelim ve referanduma götürelim’ şeklinde bir ifade, yeni bir çağrı geldi aklımıza. Biz, bu tartışmayı, milletimizin bu kadar ağır koşullardan geçtiği bir dönemde çok üzücü bir tartışma olarak görüyoruz. Neden? Üretici enflasyonu son 40 yılın zirvesine gelmiş. Genel Başkanımız ‘Kapanmış yaraları açmak değil, çözüm bekleyen sorunlar üzerine gidelim’ dedi. Biz, referandum yerine milletimizin bir seçim sandığı beklediğini ortaya koyduk. Bir; bu vakit kaybı. İki; ağır koşulların üzerinde, muhtemelen bir seçim üzerine bindirilecek ek bir külfet bu. Kutsallarımızın siyasi saiklerle tartışma konusuna getirilmesini doğru bulmuyoruz. Sayın Genel Başkanımız, özellikle başörtüsüyle ilgili, yani Anayasa’nın 24’üncü maddesi, bu konularla ilgili kanaatini ve burada neler olup bittiğine yönelik tartışmaları da 14 Kasım’daki Altılı Masa toplantısında dile getirecek.”

Kritik tarih 5 Eylül!


Tekrar CHP’li o etkin ismi aradım ve ilk cümlesi: “Gördün mü? Satır arasında verilen mesaj çok önemli. Masa, başörtüsü gündemini öncelikle konuşacak ve Meral Hanım eleştirilerini sıralayacak.”

Araya girdim ve “Ne var bunda? Masada herkes özgürce konuştur ve doğru bulmadığı eylemleri de anlatır” dedim bu kez o araya girdi:

“İYİ Parti, HDP’ye bakanlık tartışmalarıyla başlayan süreçten bu yana rahatsız. O açıklamanın yapıldığı 5 Eylül’den bugüne iktidarda bir toparlanma, muhalefette ise yerinde sayma görüntüsü var. Özellikle Meral Hanım, başörtüsü konusunda, iktidarın elini güçlendirdiğini düşündüğü bu hamlenin doğru olmadığını her fırsatta dile getiriyor. Hatta, ‘kapanan değil kanayan yaralar’ vurgusu yaptı! Şimdi gelinen noktada, masanın AKP’den kopmuş iki muhafazakar partisi ve yine masada Kemal Bey’i en çok destekleyen isimlerden Saadet Partisi başörtüsü konusunda ne diyecek? Çünkü... Üç parti de CHP’ye bu konuda destek verdi hatta medyaları da. Meral Hanım gündemin ekonomiden HDP ve başörtüsüne kaymasından rahatsız. Ve son hamlesi de masada DEVA başta olmak üzere diğer partilerin de rahatsızlık duyduğu BTP lideri Hüseyin Baş’ı ziyaret etti, masaya sunacak. Biliyoruz ki, Baş ve partisine geçmişten gelen eleştirileri var diğer muhafazakar partilerin.”

Evet... CHP’li etkin isim 14 Kasım’a işaret etti ve masanın zorlanacağını anlatmaya çalıştı. Tabii ki bir “dağılma, çatlama” olmaz!

Bu arada bir not daha: Meral Akşener’in Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’la “özel görüşme” yaptığı ve “Sizden hamle bekliyoruz” mealinde beklentisi olduğu iddiaları da İYİ Parti tarafından kesinlikle yalanlanıyor.

Bakalım... Kulislerde “her şey konuşulur!”

“Sureti muhalefetten görünenler” kim?


Önceki gün...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında yaptığı konuşmada bir ayrıntıya dikkat çekti siyaseti yakından takip eden dostlar:

“... Bu kirlilikten nasıl kurtuluruz da Kılıçdaroğlu’nu nasıl sustururuz? Önce benimle bir anlaşmayı denediler, duvara tosladılar. Yok öyle yağma! Baktılar, yanaşamıyoruz Kılıçdaroğlu’na, ikinci adımı attılar. Taşeron sermayedarları buldular, (Bay Kemal’i siz yıpratın, finansmanı da bizden) dediler. Bunu da çok iyi biliyoruz, kimlerin olduğunu da çok iyi biliyoruz, kimlerin finanse ettiğini de çok iyi biliyoruz. Sureti muhalefetten görünen ama sermayelerle, bu kirli sermaye ile çalışanların tamamını da biliyoruz. Bunlara sesleneyim: Cumhurbaşkanı adayını bu taşeron sermayedarlar değil, altılı masa belirleyecek; 6 lider, 6 namuslu lider belirleyecek cumhurbaşkanı adayını. Gidin bunu beşli çetelerinize söyleyin dedim.”

Kılıçdaroğlu, “sureti muhalefetten görünen” cümlesini daha önce de kurmuştu, bir kez daha kurma ihtiyacı hissetti! Mesajı kim ya da kimler aldı? Bunu da zaman gösterecek ve son söz:

CHP lideri adaylık konusunda geri adım atmayacağını da bu cümlelerle anlatmış oldu!