Altı muhalefet partisi tarafından oluşturulan ‘Kurumsal Reformlar Komisyonu’ çalışmalarını kamuoyuyla paylaştı. Komisyonun açıklamasında kamu maliyesine yönelik adımlar da yer alırken, muhalefet adayının cumhurbaşkanı seçilmesi halinde neler yapılacağı sıralandı.  Buna göre altı parti ilk olarak “Durum ve Hasar Tespit Komisyonu” kuracak. Bu kurul kurumlardan veri ve bilgi talep etme konusunda tam yetkili olacak. Komisyona gönderilecek verilerin kalitesiyle ilgili sorunlar, kamu zararları ve olası riskler doğrudan cumhurbaşkanına rapor edilecek.

Kafama takıldı...

“Durum ve Hasar Tespit Komisyonu”nun iktidar gelmeden de raporlayacağı ve kamuoyuna sunacağı veriler yok mu? Var!

Neden seçimlerin kazanılması bekleniyor ki?

Ayrıca... Halk şu anda zararın farkında, yaşıyor! Sadece çözüm-program bekliyor!

Örneğin...

Liberaller endişelenmekte haklı


7 Haziran’da, Fransa’nın en etkili gazetelerinden Le Monde ve Le Figaro, Cumhurbaşkanı Macron’un seçimlere “endişeli girdiği” manşetiyle çıktı. Her iki gazete de, “normal şartlarda Macron’un seçimleri alabileceğini ancak bu sefer mutlak çoğunluğun kesin olmadığını” yazdı.

Beş gün sonra...

12 Haziran 2022...

Fransa’da yapılan milletvekiliği seçimlerinde “Yeni Halk Birliği/Sol”  projesinin mimarı Jean Luc Melenchon oyların yüzde 25.66’sını aldı. Cumhurbaşkanı Macron’un partisi ise yüzde 25.75 ile birinci oldu. Macron’un endişesinin yersiz olmadığı kanıtlandı. Çünkü ilk turu yapılan seçimlere katılım sadece yüzde 47 oldu ve 19 Haziran’da yapılacak ikinci turda Melenchon, halkı oy kullanmaya çağırdı.

Kendisini başbakan olarak dayatan en güçlü rakibi Melenchon’a yüklenen Macron, yerel gazetelere verdiği bir söyleşide, “NUPES’ün programını okudum, 20 kez kullanılan ‘vergilendirme’ kelimesi ve 30 kez kullanılan ‘yasaklama’ kelimesi programın ruhu hakkında oldukça net bir fikir veriyor... Bu bir özgürlük projesi mi şimdi? Bu insanları çileden çıkartacak bir proje değil mi?” diyerek eleştirdi.

Peki “Yeni Halk Birliği” halka ne sundu? Programlarını okudum ve “hasar-tespitten” çok “çözüm” gördüm.

Melenchon’un ittifakı, komünistlerden Yeşiller’e kadar Fransız solunun bütün eğilimlerini bir araya getirdi.

Kamu-özel ortaklıklarına moratoryum


Jean Luc Melenchon’ın programın girişinde yaptığı şu tespit çok önemli:

“... Şimdi yeni bir gün yeniden mümkün oluyor. İnsan ve doğa arasındaki uyum arzusunun hakim olacağı bir ülke. Liberal politikaların kötü muamelesine son veren ve aşırı sağın pençesini geri çeken kişi olabilirsiniz. Fransa isterse, yasama seçimleri ile bu yeni günü getirebilir.”

Sonra ekonomiyle ilgili yapacaklarına baktım:

“... Karar alma süreçlerine kullanıcı katılımını ve çalışanların müdahale hakkını organize ederek, stratejik havaalanlarını, otoyolları ve La Française des Jeux’u (Milli Piyango/Şans oyunları) yeniden kamulaştırma.

“... Sosyal, sağlık veya ekolojik gereklilik durumunda, kamu yararına olan fabrikalar ve işletmeler için devletin talep hakkını genişletmek.

“... Kamu-özel ortaklıkları hakkında bir moratoryum (borçların tümünün ya da bir
kısmının ödenemeyeceğinin duyurulması) ilanı... Devam edenleri denetleyeceğiz.

“... Otuz yıl boyunca Alstom, Alcatel, EADS gibi amiral gemilerinin vergi imtiyazları, özelleştirmeleri için özel bir komisyon.

“... Ulusun temel çıkarlarının bir parçası olan Fransız endüstriyel mirasına yönelik saldırıları kovuşturmak.

“... Devlet garantili kredilerin geri ödemesinin iki yıl ertelenmesi...”

SONUÇ: Fransa üzerinden anlatmaya ve anlamaya devam edeceğiz. Kamu-özel ortaklıları, devlet garantili krediler Türkiye’ye benzemiyor mu?