Tarih 29 Ekim 1999...

Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan soruları yanıtlıyor ve şu çarpıcı cümleyi kuruyor:

“... Meseleye şekli bakılmadığında herşey daha iyi anlaşılıyor. Vali ve emniyet müdürleri kararnamesindeki ısrarımın gerekçesi sanırım şimdi daha iyi anlaşılıyordur.”

Hep şifreli konuştuğu için anlaşılamadığı iddia edilen Sadettin Tantan aslında çok açık konuşuyordu.

Neden mi? Anlatayım:

1999 Haziran ayında “Valiler ve emniyet müdürleri kararnamesi” hazırlanır. Kararnameye göre o dönem Bursa Valisi Orhan Taşanlar ve Bursa Emniyet Müdürü  Kemal Bayrak’ın da içinde bulunduğu bazı vali emniyet müdürlerinin ya görev yerleri değişecektir ya da merkeze alınacaktır. Kararname hazırlandıktan sonra üç ay bekler! İddiaya göre Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında İçişleri Bakanlığı’na atanacak müsteşarlar konusunda “görüş ayrılıkları” vardır. Kararname sonunda 30 Eylül 1999’da çıkar ve Orhan Taşanlar merkeze alınır, Emniyet Müdürü Kemal Bayrak da Malatya’ya tayin edilir.

Şimdi filmi 1999’dan dört yıl geriye saralım:

28 Kasım 1995... “İş insanı” Nesim Malki, İstanbul’dan Bursa’ya uçar ve saat 10.30’a doğru havaalanına iner. Makam aracına binen Malki, Yalova yolu üzerindeyken bir kavşakta çapraz ateşe tutulur. Arka koltukta oturan Malki aracında hayatını kaybeder.

Şimdi 1999’a tekrar dönelim...

Film gibi operasyon!


Nesim Malki cinayetinin azmettiricisi iddiasıyla aranan isimlerden birisi de Malki’ye yüklü borcu olan Erol Evcil’dir. Ancak... Bir türlü yakalanamaz!

Tarih 27 Eylül 1999...

Medyaya yansıyan bilgilerden okuyalım:

“Bursa-Mudanya yolu Bademli mevkiindeki Barış Sitesi’nde, Nalan ve Hakan Karakurt kardeşlerin yaşadığı (B-3 ve B-6) numaralı villalara operasyon düzenlendi. Site sakinleri, N.K. ve H.K. kardeşler ile site bekçisi Ömer K., eşi G. ile 4 çocuğunun ortadan kaybolması üzerine jandarmaya ihbarda bulundu. Olay yerine gelen Mudanya Jandarma ekipleri, (B-3 ve B-6) numaralı villaların kapılarının kırılarak içeriye girildiğini ve bir şeyler yiyilip içildiğini, N.K’ya ait Clio marka otomobilin villanın garajında bulunmadığını tespit ettiler. Jandarma ekipleri, bu kişilerin kaçırılmış olabileceği üzerinde dururken, Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin, Erol Evcil’i, muhasebecisi H.K.’ya ait (B-3) numaralı villada yakaladıkları öğrenildi. Erol Evcil’i yakalayan güvenlik kuvvetleri, daha sonra (B-6) numaralı villada da H. ve kızkardeşi N.K.’yı gözaltına alarak, Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler.”

Şimdi can alıcı noktaya ve yazımın başına dönüyorum.

Erol Evcil’in bir yıldır Bursa’da yaşadığının ortaya çıkması üzerine Bursa’nın yeni İl Emniyet Müdürü Aydın Genç, “Bir yıldır Bursa’da olan adamı yakaladık” der.

İçişleri Bakanı Sadettin Tantan da Emniyet Müdürü Genç’in sözlerini teyit eder ve şu cümleyi kurar: “Bir yıldır Bursa’da olduğu ortaya çıktı. Şimdi, kararname ile Vali ve Emniyet Müdürünü alma konusundaki ısrarımın gerekçesi anlaşılmıştır.”

Gerçek şudur: İçişleri Bakanı Tantan da Müdür Genç de “Erol Evcil’in korunduğunu” ima eder! Bugün Erol Evcil’in “sahte faturadan” tutuklandığını görünce şaşıranlara ben şaşırıyorum!

Neden mi?

Devletin rolü nedir?


Geçen yıl Sedat Peker’in yayınladığı videolardan sonra bir ismi gündeme getirmiştim: Amerikalı sosyolog Robert K. Merton! “Türkiye’nin Mafyası/Frank Bovenkerk, Yücel Yeşilgöz/İletişim Yayınları” adlı kitapta sosyolog Merton’un şu tespitlerine bakın:

“... Resmi yapıların işlevsel yetersizlikleri, mevcut ihtiyaçlara etkin bir şekilde yanıt vermek için alternatif (resmi olmayan) yapıları ortaya çıkarmıştır. Tipik olan, ekonomik büyümenin çalkantılı yürüdüğü ve devletin, bu yüzden ortaya çıkan problemlere karşı mücadelede yetersiz kalabildiği toplumsal koşullarda mafyanın etkili olmaya başlamasıdır. Mafya, bu tür problemleri kısa vadede çözme iddiası ile ortaya çıkar. Bir yandan ortaya çıkan tekil sorunları çözerken, diğer yandan kazançlarının devamı için mevcut problemlerin devamından yanadır. Çünkü problemlerin varlığı onun kazanç kapısıdır. Bu nedenden dolayı mafya uzun bir zaman dilimi içinde ele alındığında daima tutucudur ve sorunların köklü çözümüne de karşıdır. Bu aynı zamanda ahlaki bir sorundur. Organize suçlar, suç işlemeye eğilimli insanların var olduğu koşullarda ortaya çıkar.”

Bugün... Demir-çelik yolsuzluğunda ya da mafyalaşma sürecinde “devletin rolü nedir? sorusuna yanıt aranmadan sonuca ulaşamazsınız! Karl Marks’ın şu tespitini unutmayın:

“... Burjuva iktisatçı ve düşünürleri belirli olayları incelediklerini zannederek, o olayda yoğunlaştıklarında ana noktayı gözden kaçırırlar. Bu karmaşadan yararlanan sistem, kendi yolunda bir engelle karşılaşmadan ilerlerler...”

SONUÇ: Bu bir ekonomik sistem ve adı da neoliberalizm! 1990’lardaki aktörlerin yeniden karşımıza çıkmasına şaşırmayın!