Rusya’nın, Ukrayna’da Donbas’la başlayan işgalinin üçüncü günü... Putin’in tankları, uçakları Kiev önlerinde! NATO yani ABD ve AB ülkeleri yalnız bıraktıkları Ukrayna’yı izliyor... Rusya üzerinden “emperyalizmi” keşfedenlerin yorumlarını dinledikçe ve yazılarını okudukça elimdeki kitabın daha da anlamlı hale geldiğini gördüm. 44 yıl boyunca dünyanın her yerinde önemli röportajlara imza atmış, darbelere tanık olmuş ve o darbeleri fotoğraflamış/liderleriyle görüşmüş gazeteci Nur Batur’un “Ortadoğu’nun Şahları, Vezirleri ve Piyonları/Kırmızı Kedi Yayınevi’ beni aldı 11 yıl öncesine götürdü. Neden mi? Bugün, Rusya-Ukrayna üzerinden “demokrasi” dersi verenlerin 2011’de nasıl “bombasever” olduğunu bir kez daha anladım.

15 Şubat 2011...

Bingazi şehrinde Libya lideri Kaddafi’ye karşı ilk protestolar başladı, protestolar yoğunlaştıkça ülkede genelinde yayılmaya başladı ve ardından Trablus’a yayıldı. Arap Baharı’nın etkisiyle ülkede bir iç savaş yaşandı. 23 Ağustos 2011 tarihinde Trablus’un düşmesiyle Kaddafi rejimi yıkıldı.

Kaddafi, 20 Ekim 2011 tarihinde, Sirte’de, NATO destekli Ulusal Geçiş Konseyi askerleri tarafından yakalanarak feci bir şekilde linç edildi ve sonrasında vuruldu. Bir süre cesedi sergilendi ve isteyenler cesetle fotoğraf ve video çekebildi.

Bombalara alkış tutan aydın!


Nur Batur kitabında şu soruya yanıt aramış: “Emperyalizme bayrak açan Arap milliyetçisi nasıl diktatör oldu?” Okuyalım:



... 3 Kasım 2012. Yine Trablus’tayım. Muammer Kaddafi’nin saatlerce konuştuğu surların üstüne çıktım. Binlerce Libyalı yine tempo tutuyordu sanki: “Ya Allahh Ya Muammerr! Ya Allahh Ya Muammerr!” Sanki, 32 yıl önce Kaddafi’yi dinlediğim 1 Eylül akşamındaydım. Surların üstünden bakarken, bir anda kilometrelerce uzakta, Sirte’de yaşanan dehşet anları film şeridi gibi gözlerimin önünden akmaya başladı. Sanki İngiliz keşif uçakları 100 araçlık bir konvoyun üzerinde uçuyordu. Uzaktan Fransız savaş uçakları görüldü. Ve Amerikan Predator pilotsuz uçağı! Bir anda gökyüzünden bombalar yağmaya başladı. Konvoydaki araçlar sağa sola kaçışıyordu. Kaddafi  korumalarıyla birlikte yolun altındaki drenaj borularının içine saklandı. İsyancılar kısa bir sürede onu kıstırdılar. Üstüne çullandılar. Kaddafi yere düşmüş kanlar içindeydi. Yalvarıyordu: “Yapmayın. Yaptığınız İslamda haramdır. Ben sizin babanızım.” Yer gök “Allahü Ekber” sesleriyle çınlıyordu. Öfkeli kalabalık yere düşen Kaddafi’ye vurdukça vuruyordu. Sonra bir el silah sesi duyuldu.  Kaddafi’nin kanlar içindeki cansız bedeni oracığa yığılıverdi. Azgın kalabalık Kaddafi’yi kollarından ve bacaklarından sürüklüyordu artık. Kaddafi’nin linç edilişini ve çıplak cesedinin mısrada sokaklarında sürüklenip dört gün boyunca buzhanede teşhir edilmesini dünya da dehşetle izledi. Nasıl bir nefretti bu!..

İşte o günlerde NATO’nun “bombalarına” alkış tutanların, bugün yaptığı yorumların nasıl “aldatıcı” oluğunu gördüm.

ABD’nin seçtiği lider...


Ve Kaddafi’nin yerine gelen “lider”in portresi. “Ortadoğu’nun Şahları, Vezirleri ve Piyonları” tam da bu lider için yazılmış. Söz Nur Batur’da:



... Devrimin lideri Mustafa Abdülcelil’di. Libya’nın iki güçlü adamından biriydi. Diğeri ise Mahmud Jibril’di. Kaddafi’yi omuz omuza verip devirmişlerdi. Jibril, Ulusal Geçiş Konseyi’nin Başbakanıydı ancak Konsey Başkanı olan Abdülcelil daha güçlüydü. Abdülcelil, Libya Üniversitesi’nde şeriat hukuku okumuş bir hâkimdi. Dünya, onun adını Bingazi’de ayaklanma başladığı gün duydu. Ama ABD onu, Kaddafi devrilmeden 4 yıl önce, 2007’de Adalet Bakanlığı’na atanmasıyla keşfetmişti. Nasıl mı? ABD, dünyada siyasetin ve toplumun nabzını sürekli tutar ve potansiyel liderleri saptar. Uzun vadede ülkelerinin yönetimlerine gelme olasılığı olan gençlere Amerikan üniversitelerinde burs verir. Siyaset, iş ve akademik dünyayı da yakından izler ve Amerikan sistemini anlamalarını sağlayacak program ve projelerde çalışmalarını sağlar. Böylece dünyadaki siyasi, ekonomik ve toplumsal değişimi, ABD’nin ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye ve yönetmeye çalışır. Abdülcelil de bunların arasındaydı...

SONUÇ: Bugün... Rusya üzerinden NATO-ABD’yi destekleyenler Vietnam’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de neden o uçaklara selam durduklarını anlatmıyorlar?