CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu neden SADAT’ın önüne gitti? Herkes soruyor, yanıtını merak ediyor. Öğretici olan tarih ve ekonomi-politikse eğer... Neden mi?

Elimde yedi sayfalık bir özet var:

“...Gayrinizami harp tanım olarak ülkelerin halklarını etki altına almak ve meşruiyet algısını değiştirmek amacıyla devlet ve devlet dışı aktörler arasındaki mücadele anlamına gelmektedir. Gayrinizami harpte konvansiyonel olmayan harp, istikrar sağlama, yabancı dahili savunma, terörle mücadele ve kontrgerilla gibi özel misyon taktikleri de kullanılmaktadır. Askeri enformasyon destek operasyonları, siber operasyonlar, tehdit ağları ile mücadele, finans kaynaklı tehditlerle mücadele, sivil-askeri operasyonlar ve güvenlik işbirliği gibi ilgili faaliyetler de enformasyon ortamını ve rekabet ve çatışmanın diğer nüfus odaklı alanlarını şekillendirmektedir... (ABD ULUSAL SAVUNMA STRATEJİSİ GAYRİNİZAMİ HARP EKİ ÖZETİ 2020)”

NATO...

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü...

4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması’na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 17 ülkenin daha katıldığı uluslararası askeri ittifak! Türkiye, 1952’de NATO’ya girdi. 1949’da kurulan örgütün bünyesinde illegal bir ordu daha vardı: Stay Behind (Geride kal)... Ya da yaygınlaşmış adıyla yükselen ‘sol’ tehlikesine karşı kurulan “yeraltı örgütü”..

İtalya’da Gladio...Yunanistan’da B-8/SheepSkin/Koyun Derisi... Belçika’da SDRA-8...Batı Almanya’da Stay Behind/Sword yani Kılıç... Avusturya’da Schwert yani Kılıç... Fransa’da Vent Rose/Rüzgar Gülü... İspanya’da GAL/Anti-Terör Kurtarma Grubu... İngiltere’de Secret British Network/Gizli İngiliz Ağı... Türkiye’de Seferberlik Tetkik Kurulu/Özel Harp Dairesi...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na geliyorum...

SADAT’a tesadüfen gitmedi




CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı’ya verdiği röportajda tartışmaların odağındaki SADAT’la ilgili çarpıcı cümleler kurdu: “... Geçmişte biz suikastlarla ortalığın karıştırılacağı duyumları aldık, bunları ben de başka liderler de dillendirdi. Eğer siz bu yasal ortamı yok etmek ve daha farklı bir ortamda seçime gitmek istiyorsanız, o zaman ciddi sorunlar var demektir. Buna toplumun dikkatini çekmek istedim. (16 Mayıs 2022)”

Röportajın en kritik yerine gelelim...

SORU: Size ulaştırılan belge-duyumda ne söyleniyordu?

CEVAP: Bu konuya girmek istemem... Kamuoyunun dikkatini bunların üzerine çekmemiz lazım; bunlar, toplumu sarsacak olaylar yapmasınlar.

Kılıçdaroğlu, 13 Mayıs’ta, SADAT’ın önüne tesadüfen gitmedi!

“Siyasi cinayet” ve “özel masa” iddiası


8 Ekim 2021’de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çarpıcı bir iddiayı gündeme taşıdı:

“... Gerilimden kaçınmak lazım. Karşı taraf gerilimi tırmandıracaktır. Çok daha sert bir ortamda siyaset yapmayı nasıl sağlayabiliriz, onun arayışına girecektir ama ben şundan eminim eğer iş belli grupların ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezse, bir gerilim olmaz. Bütün tahriklere rağmen bir gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye’de yaşanmaz. Siyasi cinayetler kaygım var...

Bitmedi!

Tarih 30 Aralık 2021...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu gazetecilere şu cümleleri kurdu: “ İstedikleri kadar suç duyurusunda bulunsunlar. Çok ciddiye almıyoruz. Telefonlarımızın dinlendiğini gayet iyi biliyoruz. Özel masaların kurulduğunu da biliyoruz...”

“Siyasi cinayet kaygıları” olan lider “özel masalar” vurgusu yaptı. Şimdi “Kılıçdaroğlu neden SADAT’ın önüne gitti?” diye soranlar son yedi aya bakarsa şifreleri çözecektir. CHP’yi yöneten Kılıçdaroğlu, “Devletin içinde SADAT’tan rahatsız olanlar var” cümlesiyle de kendisine belgelerin yine güvenlik bürokrasisinden geldiğini anlatmaya çalıştı! Çok net değil mi?

SONUÇ: Son dönemde Kılıçdaroğlu’nun yaptığı eylemleri ana muhafelet liderinin eylemi olarak değil, toplumu uyanık olmaya çağıran bir aklın çığlığı olarak değerlendirmek gerekiyor. Ki, iktidarın da bu eylemleri reddetmeden anlamaya çalışması bu toprakların geleceği için önemli.