Benim dikkatimi 5 Haziran 2006 tarihli mektubuyla çekti. Bugüne kadar “paramiliter yapı”, “kontrgerilla” ve benzeri tartışmaların odağında olan SADAT’ın kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin emekliliğine üç ay kalan Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’e gönderdiği mektup önemli. Neden mi? Çünkü... Daha 2006 yılında “Ergenekon - Balyoz” operasyonları ortada yokken şu cümleleri kurmuş:

“Ülkemizde garip şeyler oluyor. Sap samana karışmış durumda. Milletin refahı ve devletin bekası için güvenli ortamın sağlanması ile görevli Silahlı Kuvvetlerimiz’in mensupları ve emeklileri; huzura, güvene ve istikrara darbe indirmek üzere teşkil edildiği anlaşılan çeteler oluşturuyorlar.”

Adnan Tanrıverdi


SADAT’ın kurucusu olan ve o günlerde Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) başkanı Tanrıverdi, “TSK içinde oluşumlardan haberdar” olduğunu söylüyor ve Hilmi Özkök de “Sen nereden biliyorsun” diye sormuyor.

Devam edelim mektuba:

“... Sayın Genelkurmay Başkanım... Disiplinsizler (TSK’dan) atıldığına göre, çeteleri kuranlar disiplinliler mi oluyor? Silahlı Kuvvetlerin tepesindekiler siyaset yapar da genç kadrolar yapmaz mı? Genç kadrolarda çeteleşme olur da onların komutanlarında ve üst kadrolarında çeteleşme olmaz mı?”

Daha ortada Ergenekon’un savcısı Zekeriya Öz yok ama Fetullahçı polis-asker-yargı çalışmaya başlamış ve Adnan Tanrıverdi de konuya hâkim!

Adnan Tanrıverdi’nin, dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ten talebi de ilginç:

“Emekliliğinize birkaç ay kaldı. Son bir kez daha düşünün, milli irade ile çekişme içinde olacak değil, uyum içinde çalışacak bir komuta kademesi oluşumuna yardımcı olunuz. Bu gün gelinen noktadan memnun olduğunuzu düşünemiyorum. Görevi huzur içinde teslim edebileceğinizi de düşünmüyorum. Çünkü, emekliliğimin üzerinden 10 yıl geçmiş olmasına rağmen TSK’nın gidişat üzerindeki menfi rolünden ben rahatsızım.”

Bu mektup ne zaman yazıldı? 5 Haziran 2006... Ergenekon’un temelini oluşturan Ümraniye’deki el bombaları ne zaman bulundu? 12 Haziran 2007... ASDER Başkanı Tanrıverdi operasyondan bir yıl önce her şeyin farkında ve Özkök’ü uyarıyor!

Sonra operasyonlar, davalar geldi... Peki Adnan Tanrıverdi ne yazdı, ne dedi?

“Ergenekon ABD’yle işbirliği sonucunda”


Mayıs 2009... ASDER Onursal Başkanı Tanrıverdi “28 Şubat darbecileri de yargılanmalıdır” başlıklı yazısında şu tespitleri yapmış:

“... 28 Şubat’ın darbeci kadroları, görevden ayrıldıktan sonra, kendilerini garanti etmek için organize olmuşlar. Organizasyonun içinde, askerler ve 28 Şubat’ta aktif görev alan sivil bürokrat ve sivil toplumdan kişilerin de olduğu anlaşılıyor. Bu organizasyon (Ergenekon), ya birinci kuşak 28 Şubatçılar ya da darbe sırasında ikinci kademede bulunup işin planlamasında görev almış ikinci kuşak 28 Şubatçılar tarafından yapılmış. Ortaya da Ergenekon adında bir terör örgütü çıkmış. Bu örgütü kimlerin organize ettiği yargılama sonunda ortaya çıkacaktır.”

“... ABD’nin Orta Asya, Ortadoğu ve Kafkas politikalarında Türkiye ile işbirliği ihtiyacı da Türkiye’nin Ergenekon davasında serbest hareket edebilmesi imkânını sağlamıştır.”

“... Mesele, fiili bir darbe için ortam hazırlama safhasındaki bir terör örgütünün, diğer bir ifade ile fiili bir darbe hazırlığının yargı eliyle, yani kalemle, bertaraf edilmesidir. Eğer kalem, yani yargı başarısız kılınırsa, söz kılıcın olur. Yani organize olmuş darbeciler ile bunların karşısında devletin güçleri ve tasfiyeye tabi olan büyük halk kesimleri arasında şiddetli bir iç çatışma sonucu ihtilafın büyük kan dökülerek sonuçlanacağını düşünürsek, yargının rahat bırakılması ve bağımsız çalışmasını sağlayacak ortamın oluşturulmasının önemi anlaşılmış olur. Medeni ülkeler, sorunlarını tarafsız yargı eli ile çözmektedirler. Bu ülkelere hukuk devleti, idarelerine de adil yönetim denilmektedir.”

“... Yargılama sürecinin oldukça uzun bir zamana yayılacağını, ama siyasi istikrar muhafaza edilebilirse, sonunda 28 Şubat’ın aktörlerine kadar uzanmasının mümkün olacağını düşünüyorum.”

Fetullah’ın operasyonlarına tam destek veren SADAT kurucusu, ABD ile yapılan işbirliği neticesinde Ergenekon operasyonların yapıldığını söylüyor. Ve... 28 Şubat’a uzanacağını da “öngörüyor”! Bu tespitlerin hepsinin doğru çıktığını da herkes gördü!

Bitmedi...

Başbuğ’un tutuklanmasına destek verdi


Emekli Tuğgeneral Tanrıverdi, Mayıs 2009’da “Ergenekon olayına yaklaşımda İslami camianın bakış açısını ve tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı vermiş:

“... İslami duyarlılığı olan sözlü ve yazılı basın, suç üstü yakalanan 28 Şubat zihniyetinin destekçi ve taraftarlarının operasyonu sulandırmasına karşı, yargının baskı altına alınmasını engelleyici, iddianamelerdeki darbe zihniyetini ortaya koyan ifadeleri kamuoyu önüne getirerek, kamuoyunu aydınlatma ve davanın selametle sonuçlanması gayreti içinde olmalıdırlar. Maksatlı, 28 Şubat destekçisi basının yayınlarının dengelenmesi için duyarlı basına önemli görev düşmektedir.”

Bu kadar açık! Bu arada Tanrıverdi, 6 Ocak 2012’de tutuklanan ve kumpas olduğu ortaya çıkan Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’la ilgili şu cümleleri kurmuş:

“... Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Org. İlker Başbuğ, dün yedi saatlik sorgusunun arkasından sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı ve Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Eski Genelkurmay Başkanının tutuklu olarak yargılanabilmesini, ileri demokrasi yolunda siyasi istikrarın eseri olarak değerlendirmek gerekir.  Darbeci geleneğin önlenebilmesi için; hiyerarşik yapı, yani emir komuta zinciri içinde ifa edilen eylemler yargı önünde hesap verirken, hiyerarşik yapı dışındaki cuntacı yapılanma da iddia makamı ile birlikte devletin güvenlik ve istihbarat birimleri tarafından ortaya çıkarılmalı ve Silahlı Kuvvetlerin içindeki uzantıları da yargı önüne çıkarılmalıdır. (07 Ocak 2012)

SONUÇ: “Milli Ordu’ya kumpas kurulduğunu” iktidarın yöneticileri de söylemişti. Bu kumpasta rolü olanları unutmamak gerekiyor. Bu arada... Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların destekçisi Adnan Tanrıverdi’nin tespitleri, SADAT üzerinden sahneye çıkmak isteyen Fetullahçıların da maskesini düşürüyor.

NOT: Bugün saat 14’te, “GÖLGE ORDU/SADAT” kitabının yazarları Caner Taşpınar ve Ersin Eroğlu, Kırmızı Kedi Caddebostan’da (İstanbul) imza günü düzenliyor.