SADAT’ın kurucularından Ersan Ergür, sosyal medya hesabından “Bu vatanı, Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz” diye yazdı sonra da sildi. Sildiği paylaşımın ardından yeni bir paylaşım yapan Ergür, “Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Yüce Türk milleti, Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta oy vermeyerek cennet vatanımızı teslim etmeyecektir... Vatan sağ olsun” ifadelerini yazdı. “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun SADAT’ın önüne neden gitti? Gereksizdi” diyenlere yanıtı SADAT kurucusu verdi. Aslında bu itiraftı!

Hatırlayın...

18 Eylül 2021’de, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ hakkında bir iddianame hazırladı. İddianame, Başbuğ’un 28 Ocak 2020 günü bir televizyon programında yaptığı konuşmayla ilgili. 4 yıl haps cezası istendi. Başbuğ o programda “...FETÖ’nün siyasi ayağı var mıdır? Vardır. Yok dersek bu bir gerçeği inkar olur” demişti.

Hatırlayın...

Olmayan ‘darbe’ imasından...


Tarih 5 Mayıs 2021... İlker Başbuğ hakkında “Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Odaklarının Mücadelesi” serisinin üçüncü kitabına ilişkin, 4 Ocak’ta Cumhuriyet gazetesine yaptığı söyleşide kullandığı sözler nedeniyle yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu’nca hazırlanan bir paragraflık iddianamede, Başbuğ “şüpheli” sıfatıyla, aralarında AKP Rize İl Başkanlığı, AKP il ve ilçe başkanları ile kadın kolları başkanlarının da bulunduğu toplam 166 kişi de “müşteki” sıfatıyla yer aldı. İddianamede, İlker Başbuğ’un 4 Ocak 2021’de yaptığı açıklamada “Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı alınmış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi açıkça milletin siyasi idaresine de vurulacak bir darbe olurdu” ifadelerini kullandığı kaydedildi. Başbuğ’un söyleşisinde “darbe” imasında bulunduğu, bu şekilde “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama” suçunu işlediği öne sürüldü. Başbuğ hakkında 3 yıl hapis cezası istendi.



Şimdi... Olmayan bir “darbe” imasından iddianameler çıkaran yargı, olan bir “sandıkta teslim etmeyiz” cümlesinden ne çıkaracak? Ya da ne çıkarmalı?

Kılıçdaroğlu’ndan danışmanına ters köşe


Diğer bir konu da Kılıçdaroğlu’nun önceki akşam Cumhur İttifakı’na yönelik sosyal medya paylaşımları... CHP lideri şunu dedi:

“... Bahçeli de NATO’dan çıkmayı önermiş. NATO, Türkiye için gereklidir ancak iktidar olarak ne kadar samimiler görmek isterim. ABD Yunanistan’ı üslerle doldurdu. Hedefleri net. Türkiye’deki ABD askeri tesislerini kapamayı getirsinler Meclis’e, Kuvayi Milliye ruhuyla destekleyeceğiz. Biz neoliberalizme karşı olduğumuz kadar toprağımızda yabancı askere de karşıyız. Gerekeni yapmaya hazırız. Peki siz hazır mısınız iktidar sahipleri? Bu da sizin samimiyetinizin turnusol kağıdı olsun. CHP hazırdır, bekliyoruz... ”

Hatırlayın...

Türkiye, 1952’de NATO üyesi oldu. İncirlik üssü, 1954’te açıldı. ABD, Türkiye’ye silah ambargosuyla yanıt verdi. 30 Aralık 1974 tarihinde ambargo kararı alındı. Satışlar 5 Şubat 1975 günü durduruldu... Bülent Ecevit’ten sonra gelen Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve MHP’den oluşan yeni hükümet ne yapacaktı?



Adı Milliyetçi Cephe Hükümeti’ydi.

Hükümet ambargoya karşı direniyor, diplomasi de yürütülüyordu. Başbakan Süleyman Demirel, Ankara’ya gelen dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’a “ambargonun ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerini zarara uğrattığını” söylüyordu. Türkiye, 25 Temmuz 1975 tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, “Türkiye’deki sayıları 21’i bulan bütün ABD üs ve tesislerini” kapattı. İncirlik’i ise bundan sonra sadece NATO kullanabilecekti. Amerikan üsleri boşaltılırken, Amerikan askerleri ülkeden çıkartıldı. 12 Eylül 1980 darbesinin temeli de aslında bu kararla atıldı! 1978’de Amerikan Kongresi ambargo kararını kaldırdı ancak Bülent Ecevit hükümeti üslerin tekrar açılmasıyla ilgili gelen baskıları kabul etmedi. Sağ-sol kavgasının her gün onlarca insanın hayatına mal olduğu kanlı sürecin ardından 12 Eylül darbesi geldi. Darbenin başındaki Kenan Evren’in ilk eylemi 18 Kasım 1980’de üsleri yeniden açmak oldu.

SONUÇ: Kemal Kılıçdaroğlu, neoliberalizm ve yabancı asker-üs konusunda net tavrı aldı ve iktidara çağrı yaptı! Hem de parti içinde NATO’ya en yakın danışmanlarından Ünal Çeviköz’e rağmen. Top artık karşı kalede!