Tarih 11 Aralık 2021...

SÖZCÜ’deki köşemde, CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, yaklaşık altı ay önce ekmek fiyatlarının 6 liraya yükselebileceğini söylemişti:

“... Gübre fiyatının artışına karşılık devletçe sübvansiyon yapılması gibi önlemlere yeni bir tarım politikasının eklenmesiyle Türkiye bulunduğu coğrafyada kendine yeterli hatta ihracatçı bir konuma gelir. Bu yanlış tarım ve ekonomi politikaları sürdürülür, tarıma gerekli destekler verilmez, çiftçiye sübvansiyonlar yapılmaz ise önümüzdeki yıl ekmek fiyatları en az 6 lira olur.”

Bugün neyi tartışıyoruz? Ekmek fiyatlarının İstanbul’un bazı ilçelerinde 4 bazı ilçelerinde 5 lira olduğunu... İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin de önceki gün ekmeğe zam sinyali verdi ve “Temmuzun ilk haftası 210 gram ekmek 4 lira, 240 gram ekmek de 5 lira olur” dedi.

SORU ŞU: 2002’den 2008’e kadar sadece ticaret ve inşaat üzerinden ekonomiyi döndüren, “bol para akışından” dolayı üretimi önemsemeyen ithalatçı çizgi, bugün “üretim ekonomisi” sloganını hayata geçirebilir mi?

Verimli arazilere “çökenler”


Dünya nüfusu yaklaşık 7.9 milyar, 20 yıl sonra da 10 milyarı aşacak. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) raporlarına göre dünyada 850 milyon aç insan ve her yıl 10 milyon insan açlık/yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybetmekte. Önce pandemi sonrasında Rusya-Ukrayna savaşı ile başlayan süreçte önümüzdeki yıllarda gıda fiyatlarında artışların olacağı öngörülmekte.

Yani... Dünyada gıdanın sorun olacağı kaçınılmaz! Dün görüştüğüm CHP’li Okan Gaytancıoğlu’nun şu tespiti önemli:

“... Bu olumsuzluklardan etkilenmek istemeyen gelişmiş ülkeler ve küresel sermayeye sahip çok uluslu güçler, gelecekte doğacak gıda açığını yurtdışında uzun süreli toprak kiralama veya satın alma yoluyla gidermeyi planlamakta. Dünya Ticaret Örgütü‘nün 2013 raporuna göre, 62 ülkenin topraklarını ikinci bir ülkeye kiraladığı ve sattığı bilinmekte. Yabancı yatırımcıların (finans kurumları, devletler, şirketler vb.) fakir ülkelerde tarım arazisi kiralama ya da satın alması ‘Arazi Gaspı’ olarak tanımlanabilir.”

Tarım uzmanı Gaytancıoğlu’nun verdiği bilgiler üzerine resmi raporlara baktım ve şunlarla karşılaştım:

■ Satın alınan veya kiralanan toprakların büyük bölümü kuraklık ve açlıkla mücadele eden Afrika ülkelerinde bulunmakta.

■ Kara Kıta’da bu yolla el değiştiren toprak miktarının 47-56 milyon hektar arasında olduğu tahmin edilmekte.

■ Bir Batı Afrika ülkesi olan Liberya‘da tüm tarım arazileri yabancılar tarafından işletilmekted. Liberya halkının yarıya yakını ise açlıkla mücadele etmektedir.

■ Mozambik’in verimli tarım arazilerinin yüzde 29’u yabancı yatırımcıların elindedir ve halkın yüzde 58’i açlık sorunu ile savaşmakta.


Hangi firmalar Afrika’da?


Okan Gaytancıoğlu da kiralık arazilerle ilgili şunları kaydetti:

“... Afrika’da en fazla toprak alan ülkelerin başında İngiltere, ABD ve Çin bulunmakta. Kongo, Endonezya, Filipinler ve Sudan ise en fazla toprak kiraya veren ülkeler. Kongo, yüzölçümünün dörtte birine tekabül eden 8.1 milyon hektar tarım arazisini kiraya verdi. Endonezya’nın 7.1 milyon, Filipinler’in 5.2 milyon, Sudan’ın 4.7 milyon hektar büyüklüğünde arazilerini kiraya verdiği veya sattığını biliyoruz. İngiltere, çoğunluğu Afrika kıtasında olmak üzere 4.4 milyon hektar arazi kiralarken, ABD’nin de aynı yöntemle topladığı arazi büyüklüğü 3.7 milyon hektara ulaştı. İngiltere‘nin kiraladığı arazi miktarı Danimarka’nın yüzölçümüne ulaşırken, ABD, İsviçre büyüklüğünde tarım arazilerine sahip oldu.”

Peki ya Türkiye ne yapıyor?

“Ukrayna, Latin Amerika ve Afrika’dan 10 ayrı ülkeden arazi kiralaması ve tarımsal üretim için görüşmeler yapılmaktadır” şeklinde açıklamalar basına yansıdı. Gerekçe olarak da Türkiye’de üretim açığı olan ayçiçeği, mısır, pamuk, susam, şeker kamışı ve yonca gibi ürünlerin üretileceği belirtildi. Yine Venezuela’da buğday ekimi yapılarak üretilen buğdayın yüzde 70’inin Türkiye’ye getirileceği, yüzde 30’unun Venezuela’da kalacağı ifade edildi.

Gaytancıoğlu’nun verdiği bilgilere bakalım:

“... Türkiye’de halen ekilebilen tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 10’una karşılık gelen 35 milyon dekar boş arazi bulunmakta. Kısacası Trakya’nın yüzölçümüne denk gelecek bir alan şu an boşta! Çiftçi kazandığından daha çok harcadığı için tarlasını ekmiyor, göç ediyor. AKP hükümeti, bu alanlarda nasıl üretim yapılabilir diye çare arayacağına, başka ülkelerden toprak kiralama yöntemine gidiyor. Oralarda bu ticari üretimi acaba hangi firmalar yapacak? Hangi firma sahipleri, iş adamları kalkınacak onu da merak ediyoruz ve izliyoruz. Ayrıca bir başka ülkenin arazisini kiralayıp veya satın alıp tarımsal üretim yapmak, o ülkedeki halka haksızlıktır.”