Atatürk Havalimanı sahasına planlanan Millet Bahçesi ihalesini geçen pazartesi kamuoyuna duyurdum. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı TOKİ’nin, pazarlık usulüyle yaptığı ihaleye 6 firma davet edilmişti. Üçü, Atatürk Havalimanı’nın uğruna kapatıldığı İstanbul Havalimanı’nı yapan müteahhitlik şirketleriydi.

En uygun teklif, yaklaşık 2.1 milyar TL vermiş olan Yapı&Yapı firmasından gelmişti. İhale ayrıntılarını duyurduğum geçen hafta, TOKİ ile şirket arasında sözleşme imzalanıp imzalanmadığını kesinleştirememiştim.



NİSPET YAPARCASINA

İki gün önce İYİ Partili Ali Kıdık’ın sosyal medya hesabında paylaştığı mesaj ve fotoğraf, sözleşmenin imzalandığının dolaylı cevabı oldu. Şirket adı ve logosunu taşıyan iş makineleri ile kamyonlar, Atatürk Havalimanı sahasına sıra sıra dizilmişti. Atatürk Havalimanı’nın gözden çıkarılışına canı yanan yüz binlerce vatandaşa nispet yaparcasına... Bu operasyonun kamu kaynaklarına, “milli servet”e verilen zararı geçen hafta kısmen yazdığım için tekrar etmeyeceğim.

Ancak cevap bekleyen çok önemli soruları haber alma hakkı adına yönelteceğim. İhaleyi gerçekleştiren kuruluş öyle rahat ve keyfi davranıyor ki çünkü en temel bilgileri dahi topluma açıklamaya tenezzül etmiyor.

- TOKİ, Yapı&Yapı firmasıyla hangi tarihte sözleşme imzaladı?

- Millet Bahçesi, Atatürk Havalimanı toplam sahasının ne kadarlık bir bölümüne yapılacak?

- Millet Bahçesi, Kuzey Güney pistinin bulunduğu alana mı denk gelecek? Kaç hektar olacak?

- Millet Bahçesi, Atatürk Havalimanı sahasının bir kısmına yapılıyorsa, kalan alan kaç dönüm olacak? Bu saha nasıl değerlendirilecek?

- Havalimanı olarak kullanılırken, uçakların iniş kalkışı için önem taşıyan “mania” nedeniyle verilmeyen kat izinleri bundan sonra verilecek mi? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yetkilerini, bölgeyi yeni bir konut alanı yapacak biçimde kullanacak mı?

- Ülkeyi yönetenler ile bürokratların ve zaman zaman da uluslararası konukların kullandığı Atatürk Havalimanı, bu nitelikteki uçuşa da kapatılıyor mu? Yoksa ülkeyi yönetenler ihtiyaçları oldukça kullanmayı sürdürecek mi?

- Atatürk Havalimanı sahasının olası depremde toplanma alanı olarak kullanabilme niteliği olacak mı?

TOKİ’ye hatırlatalım: Yapı&Yapı’ya bu Millet Bahçesi’ni yapsın diye ödenecek para, siyasetçilerin ve bürokratların cebinden çıkmıyor.

Sabiha Gökçen’e pist bakım ihalesi


PAT sahası bir havalimanı terimi. PAT, bir kısaltma. Pist, apron ve taksi yolu sahaları ile diğer havalimanı araçları için düzenlenen sahaya deniyor.

Sabiha Gökçen Havalimanı’na ikinci pist yapımı için açılan, bitirilemeyen ihalelerle ilgili birçok yazı yazdım. Düzenli okurlar anımsayacaktır. Şimdi de söz konusu işlerin “tasfiyeye gittiği” konuşuluyor. Dolayısıyla ikinci pistin kısa sürede tamamlanıp hizmete açılması hayal... Sabiha Gökçen havalimanı en az iki-üç yıl daha tek pistle idare ettirilecek görünüyor.



Bu arada yükü çok ağır olan mevcut tek pist için yeni bir ihale yapılmış. Girişte bahsettiğim, “PAT sahası” için bakım ve onarımı yapım işi ihalesi. Hayır, alışık olduğumuz üzere 21/b değil. HEAŞ’ın 11 Mayıs’taki ihalesi bu kez açık usulle yapılmış. Ne var ki ihaleyi açık usulle yapsalar bile kamuoyu bilgilendirilmedi. Yaklaşık maliyeti ve kimin ne kadar aldığını ve diğer bilgileri öğrendiğimizde paylaşırız.

SADAT’ı 10 yıl önce kim sordu?


Kılıçdaroğlu


CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun, önceden duyurmadan SADAT AŞ merkezi önüne giderek açıklama yapması önemliydi. Hatırlatalım; SADAT hakkında altı yıl önce yazdığım ilk yazı, şirketin danışmanlar kadrosundaki psikiyatri profesörü Nevzat Tarhan’ın başvurusuyla yayından kaldırılmıştı. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla erişime kapatılan o yazıda, Tarhan’ın, sağlık ve şifa dağıtan mesleği, akademisyenliği ile gayrınizami harp kursu satan bir şirkete danışmanlık yapmasının çelişki oluşturduğunu vurgulamıştım. Bu arada CHP eski Milletvekili Ali Rıza Öztürk aradı. SADAT AŞ’yi 10 yıl önce TBMM’de ilk kez kendisinin gündeme getirdiğini anımsattı. Öztürk, Suriye iç savaşı çıktığı dönemde SADAT’ın Suriye Kurtuluş Örgütü askerlerine ve muhaliflerine eğitim verdiği iddialarını, SADAT aracılığıyla örtülü ödeneklerden muhaliflere ne kadar kaynak ulaştırıldığın sormuş. Toplam 10 can alıcı soru. Dönemin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın 7 Aralık 2012 tarihli yanıtı ise iki cümle: “SADAT’ın kuruluş amacı Ticaret Sicili gazetesinde yer almaktadır. SADAT AŞ  Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tesis ve arazilerine kullanmamaktadır.”