Atatürk Havalimanı’na Millet Bahçesi ihalesinin 21/b usulüyle (acil durumlarda firma davet etme) hızlıca yapılıp, iş makinelerinin apar topar girip pist kırmaya başlamasının İstanbul Havalimanı ile bir bağlantısı yokmuş.

Daha doğrusu İstanbul Havalimanı hisselerine talip olduğu konuşulan Abu Dhabi, böyle bir ön koşul ileriye sürmemiş.

Değerli okurlar, miş ve muş’lu yazdığım için mazur görün. Bu bir kulis haberciliği dili. Bizler için gerek duyulduğu zamanlar çıkabiliyor. Bazı kitlesel haberlerde haber kaynakları isimlerinin anılmasını tercih etmiyor çünkü. (Bu çekincenin, içinde bulunduğumuz koşullarda çok daha yaygın olduğu tahmin edersiniz) Diğer yandan da tereddütlü bilgileri kendi cephelerinden düzeltmeyi, doğru bilgiyi de yansıtmayı tercih ediyorlar. Bu da anlaşılabilir durum.

Konuya gelirsek, bu bilgilendirme, havacılık sektöründeki bir yetkili tarafından, benim de önceki yazımda atıfta bulunduğum İyi Partili Ali Kıdık’ın kulis haberi dolayısıyla yapıldı. Gündemin önemli maddelerinden biri olması sebebiyle, ben de sizlerle bilgiyi paylaşmak istedim.

İSPANYA İLE ÇİN DE VAR

Dahası var. İstanbul Havalimanı’na talip olan tek ülke Birleşik Arap Emirlikleri de değilmiş. “İspanya ile Çin’in de aralarında yer aldığı farklı coğrafyalardan” birçok fon ve kuruluş İstanbul Havalimanı ile ilgileniyormuş ve bu yönde temaslar sürüyormuş.

Bu demektir ki İstanbul Havalimanı’nın işletmecisi İGA’dan çok da uzak olmayan bir gelecekte hisse satış haberi alabiliriz. 2013 yılında beş ortakla yola çıkan İGA, 2019’da Kolin’in; bugünlerde de Mapa ile Limak’ın ayrılmasıyla iki ortaklı (Kalyon ve Cengiz) bir yapıya dönüşecek. Başlangıçta her bir ortağın yüzde 20 payı bulunan İGA’da hisse devirlerinin kesinleşmesi ile Kalyon’un yüzde 55 ile çoğunluk payına sahip olması bekleniyor.

YİD’İN ANAYASASI

Devletin yönetim sistemi değişmeden önce Bakanlar Kurulu diye bir organ vardı. (Şimdiki bakanlar bir araya gelince kurul olmuyor. Kabine diye bir kavram icat ettiler ama kelimenin kendisi var olsa da ülkemizdeki Anayasal sistem içinde karşılığı, dayanağı yok.)

İşte Bakanlar Kurulu varken çıkarılmış olan bir karar Yap-İşlet-Devret modeliyle yaptırılan büyük altyapı projelerinin tabiri caizse Anayasası gibi. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı döneminde çıkarılan ve onun imzasını içeren 2011/1807 sayılı karar, ilgili kanunun uygulama esaslarını ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor.

Niye bize bu bilgiyi veriyorsun derseniz, İstanbul Havalimanı hisselerinin başka bir şirkete devrini sağlayacak olan yasal dayanak burada olduğu için. Karardaki “görevin devri” başlıklı maddeye göre “görevli şirket”, (burada İGA) bütün hak ve yükümlülüklerini bir başka şirkete devredebiliyor.

İşte Bakanlar Kurulu kararındaki bu madde, İGA ile DHMİ arasında imzalanmış Uygulama Sözleşmesi’nde de dayanak gösteriliyor.

2044’E KADAR İŞLETME

İGA hisselerinin nasıl, kime ve hangi koşullarda satılacağı ekonomi ve siyasetin kesişim noktasında olan bir konu. (Yani Atatürk Havalimanı gündem olunca ekonomi gündemden filan düşmüş olmuyor) Çünkü Yap-İşlet-Devret modeliyle yaptırılmış büyük projelerdeki mali değişiklikler, kamu kaynaklarını ve bütçeyi gayet de yakından ilgilendirir

DHMİ ile İGA arasında imzalanmış sözleşmeye göre, işletme süresi 25 yıl olan İstanbul Havalimanı’na DHMİ 12 yıl süreyle talep garantisi vermiş durumda. Yani 2019’da açılan havalimanı için daha 9 yıllık talep (gelir) garanti süresi, 22 yıl daha (2044 yılına kadar) işletme süresi var. Yabancı yatırımcıları ilgilendiren de işte bu uzun süre boyunca verilmiş olan “görevli şirkete tahsis edilmiş olan gelirler.” Yani, aydınlatma, konakları, CIP, otopark, kargo, otel vb. gibi onlarca gelir kalemi.

Velhasıl, İstanbul Havalimanı’na talip yabancı kuruluşlar Atatürk Havalimanı’nın yok edilmesini bir ön koşul olarak ileri sürmemiş olabilir.

Ama bu, Atatürk Havalimanı’nın İstanbul Havalimanı’na feda edildiği gerçeğini değiştirmiyor.