İliç-Çöpler altın madenindeki siyanür sızıntısını hatırlıyor musunuz?

Geçen haziran ayı Anagold Madencilik’in işlettiği madendeki siyanürlü sıvıyla ilgili görüntüler sosyal medyada gündem oldu. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kanada-Türk ortak şirketine para cezası uygulayarak faaliyeti durdurmuştu.

İliç’teki altın madeni 22 Eylül’de tekrar faaliyete geçti. Şirketin yaptığı açıklamada Bakanlık gözetiminde gerçekleştirilen iyileştirme ile kontrol sisteminin öncekine göre daha hassas hale getirildiğini bildirildi.

Bakanlık da bütün denetimlerin yapıldığını, insan ve çevre sağlığı açısından risk bulunmadığını belirtmiş. Bakanlık CHP’li Ali Öztunç’un soru önergesine verdiği cevapta şöyle diyor:

“22 Haziran 2022 tarihinde Erzincan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne yapılan yazılı bildirim üzerine denetim ekiplerimiz bölgeye sevk edilmiştir. Yapılan denetim ve incelemeler neticesinde; yığın liç sahasına ait siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hatlarında arıza sebebiyle basınç düşüşü olduğunun görülmesi üzerine tesis tarafından alanda yapılan kontrollerde, boru hattına ait kaynak noktasında kopma olduğunun, akabinde tesis tarafından acil müdahale çalışmaları kapsamında sahada bulunan besleme operasyonunun durdurulduğunun ve boru hattındaki solüsyon ile kirlenen alanlara gerekli kimyasallar ile müdahale edilerek buradaki kontamine olmuş malzeme toprak yüzeyden sıyrılarak geçirimsizliği sağlanan güvenli alana taşındığının tesis tarafından beyan edildiği ve proseste kullanılan yaklaşık 20 m3 olduğu beyan edilen solüsyonun saha içine ve dışına aktığı tespit edilmiştir.”



“OLAY” SİYANÜR SIZINTISI

Bakanlık bu önemli açıklamayı nedense kamuoyuna yapmıyor. Anagold Madencilik’in işlettiği tesiste ortaya çıkan şeyin sıradan bir “olay” değil, “siyanür içerikli solüsyon taşıyan boru hatlarındaki arıza” olduğunu anlıyoruz.

Bu vurguyu neden yaptığımıza gelince... Anagold Madencilik, SSR Mining (Madencilik) ile Lidya Madencilik ortaklığından oluşuyor. (SSR Mining Kanada merkezli, hisseleri yabancı borsalarda işlem gören bir şirket.)

Gerek Anagold, gerekse SSR Mining geçen hafta, İliç madeninin yeniden faaliyet geçmesiyle ilgili açıklamalarında siyanür sızıntısı ifadesine yer vermedi.

Onun yerine, ne olduğu anlaşılmayan bir “olay” ve “döküntü” kelimeleri kullanıldı.

SSR Mining’in İngilizce açıklamasında ise “planlı bakımın hızlandırıldığından” söz ediliyor. Sanki böyle bir çevre felaketi olmamış, “planlı bakım” denilen yenileme bu kaza nedeniyle yapılmamış gibi.

Sonuç olarak: Bir madenden doğal çevreye siyanürlü sıvı dökülmesi çok katmanlı ciddi bir sorundur. Kelimeler gerçeğin üstünü örtme amaçlı kullanılmamalı.

Kadınlar “Ben Seçerim” diyor


Kadınların siyasetteki varlığı konusunda yeni hedefler kuran ve taze bir bakış açısıyla somut önerilerle gelen bir dernek var: Ben Seçerim Derneği.

Geçtiğimiz perşembe, bu dernekten Nilden Bayazıt öncülüğünde konuya kafa yoran, eylem üreten bir grup kadının sunumunu izledim. “Ben Seçerim”, 2023 seçimlerinde, bir baskı grubu olarak inisiyatif almaya hazırlanıyor. Temel amaç, yerinde yapılacak araştırma ve tutulan nabızlar sonrası belirlenecek kadın adayların, İstanbul Sözleşmesi’ni savunan siyasi partilerin listelerine konulmasını sağlamak. Bu doğrultuda aday adaylarının yer alacağı bir “havuz” planlanıyor. Önerilecek kadın adaylara, seçimlere yönelik olarak farklı alanlarda uzmanlarından eğitim verilecek. Bu etkili hedefin öncesinde yol haritasında netlik ayarı yapmak ve toplumla da paylaşmak üzere önemli bir araştırma yapılarak açıklandı.



KONDA Araştırma’nın 31 ilin 80 ilçesinde toplam 2 bin 258 kişiyle görüşerek gerçekleştirdiği araştırma hakikaten çarpıcı sonuçlar ortaya seriyor. Sözgelimi bu güne kadar 19 şehrin hiç kadın milletvekili çıkarmadığını biliyor muydunuz?

Araştırmadan seçilmiş birkaç sonuç:

- Kadınların yüzde 79’u, kadın milletvekili artarsa kadınların başka alanlarda da önemli roller üstleneceğini düşünüyor. Erkeklerin de yüzde 66’sı bu düşünceye sahip.

- Erkeklerin yüzde 50’si partilerde eş başkanlığı desteklerken, kadınların yüzde 61’i bu fikre destek veriyor.

- Toplumun yüzde 40’ı hiçbir partinin kadın-erkek eşitliği konusundaki duruşunu başarılı bulmuyor.