İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile iktidar arasında bir uyuşturucu tartışmasıdır aldı yürüdü. Bir tarafta Akşener, diğer tarafta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu var.

Takip etmeyenler için özet geçeyim:

Soylu, Akşener’e uyuşturucuyla mücadelelerinden söz ederken 2016’dan önce uyuşturucudan ölüm vakaları 941’ken, 2021 sonu itibariyle bu rakamın 270’e düştüğünü söylemiş.

Akşener de Soylu’nun bu çıkışı üzerine, haklı olarak “2016’dan önce kim iktidardaydı?” sorusunu sormuş.

Bu kez Akşener’e Erdoğan yanıt vermiş. “Hanımefendi önce şunu bileceksin: bizim iktidarımızda ne sulu ne kuru uyuşturucuya yer yoktur.”

Meral Akşener de yine haklı olarak Erdoğan’a şöyle seslenmiş: “Sayın Erdoğan, AK Parti’nin 2016’ya kadar uyuşturucuyla mücadele etmediğini ben değil, senin bakanın söyledi. Madem suluyla kuruyla işin olmaz, madem bu konuda çok hassassın, o zaman kürsü şovlarını bırak, Soylu’dan bu sözlerinin hesabını sor.”

★★★

Eminim bir çoğunuz Erdoğan’ın ve Soylu’nun sözlerini okurken ister istemez AK Parti Genel Merkezi’nde çalışırken lüks aracında “pudra şekeri” partisi yapan genci ya da Türkiye’den Brezilya’ya özel uçakla götürülen 1034 kiloluk “sahipsiz” uyuşturucuyu hatırlamışsınızdır.

Ancak neden bilmiyorum bu tartışmayı izlerken, ben başka bir noktaya takıldım.

“Sulu-kuru” diyerek bu konudaki sokak jargonuna hâkim olduğunu gösteren Erdoğan’ın “sulu”dan alkollü içkileri kastettiği açık.

Erdoğan “Suluyla işimiz olmaz” diyor.

Hatta bununla da yetinmiyor, “sen önce çatınızın altındakileri düşün” sözleriyle Akşener’in müttefiki CHP’lilerin alkol aldığını ima ediyor ve çaktırmadan muhafazakâr tabana selam çakıyor.

Gelin görün ki rakamlar “suluyla işimiz olmaz” sözlerini boşa çıkarıyor.

Muhafazakâr iktidarımızın 20 yıldan bu yana hazırladığı bütün bütçelerde, alkollü içkilerden gelen dolaylı vergiler (hem KDV hem ÖTV) önemli bir yer tutuyor.

Vergi Uzmanı Dr. Ozan Bingöl’e göre 2006’dan 2021 yılı sonuna dek alınan ÖTV’nin toplamı ne kadar biliyor musunuz? Tam 121,4 milyar TL. (Geçmiş yıllarda toplanan vergileri o yılın dolar kuruyla hesaplarsanız bu rakamın daha da astronomik bir hal aldığını göreceksiniz.)

Sadece 2021’de alkollü içkilerden 22,7 milyar TL vergi toplanmış.

2010 yılında bir litre alkolde 51,48 liralık bir ÖTV varken, 27 Mayıs 2022’de bu rakam 602,48 liraya çıkmış.

Anlayacağınız alkolden alınan ÖTV miktarı sadece 12 yılda yüzde 1070 artmış.

2006’da Türkiye’de tahsil edilen her 100 liralık ÖTV’nin 5 lirası alkollü içkilerden geliyorken, 2021’de bu rakam 11 liraya çıkmış. Yani alkollü ürünlerin vergi gelirleri içindeki katkısı yüzde 120 artmış.

★★★

Muhafazakâr iktidarımıza göre sulu haram ama KDV ve ÖTV’si helal!

Muhafazakâr iktidarımızın suluyla işi olmaz ama suludan gelen vergi gelirlerini tepe tepe harcarlar!

İnsan ister istemez soruyor: Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Tebrikler ODTÜ!


ODTÜ’de rektörlük bu yıl mezuniyet töreninin “güvenlik gerekçesiyle” Devrim Stadyumu’nda yapılmayacağını ilan etmişti. Haliyle öğrenciler, mezunlar, akademisyenler, bölümler bu karara büyük tepki göstermiş, mezuniyet törenini Devrim Stadyumu’nda yapma kararlılığını ortaya koymuştu. ODTÜ yönetimi gelen tepkilere rağmen geri adım atmadı.

Ancak ODTÜ’lüler “Mezuniyet Devrim’de olur” sloganıyla bir geleneğe sahip çıktı. Mezuniyet töreni bu yıl da bütün coşkusuyla, renkli pankartlarıyla sağduyu içinde Devrim Stadyumu’nda yapıldı.

Türkiye’de üniversiteler süper liginin zirvesine taht kurmuş, her yıl başarılarıyla dünyanın en önemli listelerinde, dünyanın en sayılı üniversiteleri arasında yerini alan ODTÜ’ye de yasaklar değil bu görkemli mezuniyet töreni yakışırdı.

Bu vesileyle yasakların her zaman geri teptiğinin altını bir kez daha çizmek isterim. Zira törenlere bu yılki katılım, geçmiş yıllara oranla çok daha fazla oldu. Bu yılki tören Türkiye kamuoyunda önceki yıllardan daha fazla dikkat çekti.

ODTÜ, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ve dünyanın en iyi üniversitelerinden biridir. Mevcut yönetim bu alanda ODTÜ’nün bayrağını daha ileri taşımak için elinden geleni yapıyor ve sonuç da alıyor. Ancak, unutmamak gerekir ki akademik alanda ne kadar başarılı olunursa olunsun, bir üniversitede (üniversite fikrinin temeli olan) “özgür düşünce” ortadan kalkarsa akademik başarının, makale sayısının hiçbir değeri kalmaz.

O özgür düşünceyi bir kez daha sahiplendiği ve yaşattığı için, mezunundan öğrencisine, akademisyeninden bölüm yöneticilerine kadar bütün ODTÜ bileşenlerini tebrik ediyorum.