CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme buluşması, merhum Necmettin Erbakan için yapılan anma törenindeki katılım ve nihayetinde bugün yapılacak altılı zirve Türkiye’nin uzun zamandır görmeyi arzuladığı, hatta özlediği bir fotoğrafı karşımıza çıkarıyor:

Birlikte yaşam!

Kim ne derse desin, ülkemizde iktidarın yanlış politikalarından kaynaklanan derin bir ekonomik kriz hüküm sürüyor. Aynı zamanda yine bizzat iktidarın kutuplaştırıcı söylemlerinin yarattığı bir “gerilim girdabını” yaşıyoruz. İnsanlar ekonomik krizin ağır sonuçlarına katlandıkları yetmiyormuş gibi bir de siyasetçilerin mutsuz, asık suratlı yüzlerini görüp onların öfkeli konuşmalarına maruz kalıyor.

İktidar partilerinin yöneticileri, bizzat yarattıkları sorunlara çözüm bulmak yerine, muhalefet liderlerinin ve partilerinin isimlerinin önüne aşağılayıcı, incitici sıfatlar ekleme yarışına girmiş vaziyette. İktidarın sürekli gerilim empoze etmesi, milletin mutsuzluğuna umutsuzluk ekliyor.

★★★

İşte böyle bir ortamda, ideolojik ve siyasi olarak birbirine benzemeyen siyasi partilerin liderlerinin aynı çatı altında buluşması, helalleşmeden söz etmesi, geçmişin gerilim unsurlarını kapının dışında bırakması, birbirlerine karşı nezaketli hareketler sergilemesi, iktidarın yarattığı gerilimin panzehiri gibi karşımıza çıkıyor.

iktidar kürsülerinde “zillet”, “cibiliyetsiz”, “haysiyetsiz”, “hain” sıfatlarının havada uçuştuğu konuşmaların yapıldığı bir dönemde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erbakan’ın talebeleri tarafından alkışlanması, CHP tabanının bir dönem Sivas katliamıyla bağ kurduğu Temel Karamollaoğlu’nu “Temel Dede” olarak bağrına basması, HDP’li Nimetullah Erdoğmuş’un merhum Erbakan’a övgüler dizmesi, Türkiye’nin gerçekten ihtiyacı olan gelişmeler.

Millet İttifakı çatısı altında birleşen altı parti, iktidara geldiklerinde ekonomik koşulları, hukuk devletini, yönetim sistemini ne kadar düzeltebilirler şimdiden söylemek zor ama kesin söyleyebileceğimiz bir şey var:

Böyle devam ederlerse iktidara geldiklerinde en azından farklılıklarımıza rağmen birlikte yaşamamızı sağlayabilir, toplumda son dönemde yaratılan fay hatlarının ortaya çıkardığı gerilimi bitirebilirler.

★★★

Bugün açıklanacak olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem deklarasyonu önemli bir birlikteliğin “teorik” zeminini oluşturacak.

Ancak unutmamak gerekir ki insanlar kendilerini kısa ve orta vadede hayat pahalılığı, işsizlik ve yoksulluğun pençesinden kurtaracak, somut “pratik” adımların ne olduğunu da görmek istiyor.

O yüzden Millet İttifakı’nın vadedeceği değişimin, elektrik faturalarını nasıl indireceğini, işsizliği nasıl düşüreceğini, mutfaktaki yangını nasıl söndüreceğini de görmemiz gerekecek.

Siz bugün yapılacak toplantıdan ne bekliyorsunuz bilmiyorum ama ben bir vatandaş olarak altı partinin kurduğu ittifakın seçimi kazandıktan sonra nasıl bir yol izleyeceğini, üretim ekonomisine nasıl döneceklerini, mali disiplini nasıl sağlayacaklarını, hukuk devletini nasıl yeniden tesis edeceklerini, adaleti nasıl getireceklerini, insan hak ve özgürlüklerini nasıl koruyacaklarını, bütün bunları yapabilmek için gerekli liyakatli kadroları nasıl toparlayacaklarını görmek istiyorum.

Karşımıza bu sorulara yanıt veren bir tablo çıkarsa, işte o zaman kimin aday olacağından çok, aday olan kişinin neler yapacağını görme şansımız olacak.

★★★

Altı lider, bir arada kalarak, farklılıklarını zenginlik olarak buluşturarak işin en zor kısmını zaten başardı (Bu sonuca erişilmesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun emeğinin çok büyük olduğunu da söylemek gerek.)

Gelecek dönemde altı lidere düşen en önemli görev bu birlikteliği korumak, hatta büyütmektir.

Bunu yapabilirlerse Türkiye’nin ikinci yüzyılına demokrasisi, adaleti, hak ve özgürlükleri güçlenmiş, insanları zenginleşmiş bir şekilde girmesi mümkün olabilir, 28 Şubat toplantısı Cumhuriyet tarihinin dönüm noktalarından birine dönüşebilir.