Takvim yaprakları 10 Haziran 2005 gününü gösteriyordu.

Ankara’da Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nde “Atatürk Havalimanı Dış ve İç Hatlar Terminal Binası, Katlı Otopark ve Genel Havacılık Terminali’nin kiralanmak suretiyle işlettirilmesine ilişkin ihale” yapılıyordu.

İhaleye dokuz şirket ya da konsorsiyum başvurmuştu.

Zarflar açılmaya başlandı. Her turda kalan şirketlerle kıran kırana pazarlık yapılıyordu.

Malezya Kuala Lumpur Havacılık Şirketi 4. turda havlu attı.

Beşinci tura sadece TAV kaldı.

Bu süreç tam altı saat sürdü. Altı saatin sonunda ihale 2 milyar 950 milyon Amerikan doları vermeyi kabul eden TAV’da kaldı.

Bunu neden bu kadar detaylı anımsıyorum biliyor musunuz?

Her şey gözümüzün önünde oldu ve televizyonlardan canlı yayınlandı.

 

10 Haziran 2005 günü Türkiye tarihinde bir ilke imza atıldı ve bu tür bir ihalede elde edilen en yüksek rakama ulaşıldı.

Sonrası malum: TAV kolları sıvadı. O zamanın rakamlarıyla 500 milyon dolara sadece binaları inşa etti. (Bu maliyete pistler dahil değildi. Pist maliyeti konusunda fikir versin diye yazıyorum: Halen inşaatı sürmekte olan Sabiha Gökçen Havalimanı’nın ikinci pistine şu ana kadar 3 milyar lira harcandı. Tam maliyetini pist bittiğinde anlayacağız.)

İşin sonunda Türkiye hem daha modern bir Atatürk Havalimanı’na kavuştu hem devlet şeffaf ve rekabetçi ihale yöntemiyle özel sektörden alabileceği en yüksek kirayı alıp, kasasına koymayı başarmıştı.

★★★

Hangi gündü bilmiyorduk.

İhalenin adı neydi bilmiyorduk.

Nerede oldu bilmiyorduk.

Kimler katıldı bilmiyorduk.

Hangi şirket ne kadar teklifte bulundu bilmiyorduk.

Sadece Atatürk Havalimanı’nın yıkılacağını ve yerine bir millet bahçesi yapılacağını duymuştuk. Bir de müteahhitler kendi aralarında işin Yapı&Yapı adlı şirkete verildiğini konuşuyordu. Çünkü Yapı & Yapı iş için hazırlıklarına başlamış, başka şirketlere talep listeleri iletmeye başlamıştı.

Allahtan SÖZCÜ Yazarı Çiğdem Toker araştırdı, buldu ve yazdı.

Günlerden 29 Nisan 2022’ymiş.

İhalenin adı “İstanbul Havalimanı Millet Bahçesi ve Millet Bahçesi’ne ait Sosyal Donatılar İnşaatları ile Altyapı ve Çevre düzenlemesi Yapım İşi” imiş!

Çevre Bakanlığı’nın ilgili dairesinde “pazarlık” usulü yapılmış.

Yapı&Yapı, Mapa İnşaat, Limak İnşaat, YSE yapı, YDA İnş., Kolin İnş. katılmış.

İhale 2 milyar 127 milyon 978 bin lira teklif veren Yapı&Yapı adlı şirkette kalmış.

29 Nisan 2022 günü Türkiye tarihinde bir ilke imza atıldı ve “en yüksek maliyetli millet bahçesi ihalesi” gerçekleşti.

Sonrası malum: Zaten ihale başlamadan işi alacağını bilen ve hazırlıklara başlayan Yapı&Yapı iki hafta içinde bütün yıkım ekibini Atatürk Havalimanı’na taşıdı.

(İşi alacağını önceden bildiğini nereden mi biliyorum: Bu büyüklükte bir işte, ihale tarihi ile işe başlama tarihi arasında sadece iki hafta olması, ancak işin verildiğinin aylar öncesinden bilinmesi sayesinde olur.)

★★★

Aradaki farkı görüyor musunuz?

10 Haziran 2005: Bir “yapım” ihalesi.

AK Parti iktidarı, Avrupa Birliği yolunda şeffaf ve rekabetçi ihaleyle devletin kasasına mümkün olan en yüksek rakamı sokmayı başarmıştı.

29 Nisan 2022: Bir “yıkım” ihalesi.

Aynı AK Parti iktidarı, her türlü şeffaflığın rekabetin rafa kaldırdığı gizli saklı bir ihalede (mali değeri 2,5 milyar dolar olan) Atatürk Havalimanı’nı yıkmak için en yüksek rakamı kasasından çıkarıp yandaş şirkete vermeyi başarmıştı.

İşte bu iki tarih ve iki hikâye arasındaki fark nedir biliyor musunuz:

AK Parti’nin DÖNÜŞÜM hikayesi.