Benim çocukluğumda Manisa’da dilenciler evlerin kapısını çalardı. Kapıyı açan kişi nadiren para verir çoğu zaman dilencinin torbasına birkaç dilim bayat ekmek koyardı. Ayağı alışmasın diye sadaka vermek istemeyenler de dilenciye “başka kapıya git” der ve kapıyı sertçe kapatırdı. “Başka kapıya git” veya “benden atlasın, kimde patlarsa patlasın” insanın bencil ama normal bir davranışıdır. Bunu niye hatırladım? Türkiye ekonomisi bu yıl “hacimsel” olarak yüzde 4 kadar büyüyecek gibi duruyor. Ancak aşağıda anlatacağım sebeplerden dolayı “harcanabilir milli gelir” geriye gidecektir. Yani bu yıl gelir artışını değil azalışını bölüşmek zorundayız. Ama hiçbir kesim bu gelir azalmasından pay almak istememekte ve kapısını çalan pahalılığını, gücü yettiğince ücretine veya sattığı malın fiyatına zam yaparak “başka kapıya” yollamaya çalışmaktadır. Pek tabii bu çoğunluk için mümkün olmayacaktır.

HARCANABİLİR MİLLİ GELİR NİÇİN AZALDI

Bu yıl (2022) başta petrol olmak üzere ithal ettiğimiz hammadde, yarı mamul ve mamul malların dolar fiyatlarının, ihraç mallarımızın dolar fiyatlarından daha yüksek artması ilk sebeptir.

İhracatımız, ithalatımızdan miktarsal olarak daha fazla artmaktadır. Bu aslında iyi bir gelişmedir. Ancak bu yüzden yurt içi piyasaya sunulan ithal ve yerli ürün miktarları azalmıştır. Bu ikinci sebeptir.

Küresel bankalar, Türkiye dış borçlarını ödemede sıkıntıya düşecek demekte ve bu yüzden Türkiye tahvillerin CDS  (Borç Temerrüt Takası) primini yüksek tutmaktadır. Bu da yeni alınan dış borçların faizini artırmaktadır. Büyüme oranından yüksek faiz, yurt içinden yurt dışına gelir transferdir. Bu da üçüncü sebeptir.

HOLLANDALI ÇİFTÇİLER İSYANDA

Altmışlı yıllarda ODTÜ’den mezun olanların pek çoğunun Hollanda ile ilgili bir hatırası vardır. Ben de onlardan biriyim. Hollanda, yılda kişi başına 58.000 dolar GSYH ile dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Hollandalılar, hem tüccar, hem sanayici hem de çiftçi bir millettir. 17 milyon nüfusuyla Hollanda, yılda 120 miyar dolarlık tarım ürünü ihraç eder. Bu sayılara göre Hollandalı çiftçilerin maddi durumunun parlak olması gerekir. Ama televizyonda yayınlanan haberlerde gördüldüğü gibi, yolları kesen Hollandalı çiftçiler “geçinemiyoruz” diye isyanları oynamaktalar. Onlar da haklıdır. İşin aslı şudur: Önce pandemi, sonra Ukrayna savaşı yüzünden Hollanda’da da her kesimin olduğu gibi çiftçilerin harcanabilir gelirleri düşmüştür. Yani çiftçilerin için de hayat pahalanmıştır. Çiftçiler, hükümetin “ülkenin gelir-giderini denkleştirmek” için aldığı tedbirleri onaylamakta ama tedbirin ucu kendilerine dokununca devlete “başka kapıya git” demekteler.

HEM ENFLASYON HEM DE HARCANABİLİR MİLLİ GELİR AZALMASI VAR

Hocam Sadun Aren, ekonomide her zaman ve her ülkede tartışılan 20 kadar temel sorun vardır; bunlardan halledilmesi en çetin olanı “milli gelir dağılımını âdil hale getirmektir” derdi. Bilindiği gibi iktisadın ilk adı “siyasi iktisat” (political economy veya political economics) dir. Burada siyasilikten kasıt, iktidarların öncelikle, ülkenin nimet veya külfetlerini sosyal sınıflar arasında dağıtmakla ilgilenmesidir. Enflasyon ile gelir azalması birleşince, sorun daha da çetrefilleşmiştir. Herkes külfeti “başka kapıya” yollamaktadır.

Son söz: Politikasız iktisat, iktisatsız politika olmaz.