Bayram Gencer, 23 Ağustos 1973’te Almanya’ya gitmiş. Şimdi emekli. Münih’te oturuyor. Kendi tabiriyle “minyatür lüks bir hayatı var”. Yurt dışına yerleşmiş pek çok insan gibi onun da “bedeni gurbette, ruhu sılada” yaşıyor. Türk televizyonlarını seyrediyor, SÖZCÜ’yü ve dolayısıyla benim yazılarımı okuyor. Arada bir bana da mektup yazıyor. Size bugün Bayram Bey’in son mektubundan bazı bölümler aktaracağım. Bayram Bey, ekonomi haberleri verilirken arka planda para sayma sahneleri gösterilmesinden bıkmış usanmış. Şöyle diyor: “H... TV’ye defalarca mektup gönderdim... Yahu tamam, ekonomi denince ilk akla gelen para. Ama bir ekonomi haberi verilirken O MAKİNELERLE YARIŞIR GİBİ ELLE PARA SAYMA, HEMEN SONRASINDA MAKİNE İLE PARA SAYMA... YETMEDİ! MATBAADA ÇARŞAF GİBİ BASIM AŞMASINDA, HENÜZ KESİMİ BİLE YAPILMAMIŞ BANTTAN AKAN PARALAR... DOLAR BALYALARI... NE BUNLAR? Amaç ekonomi ile ilgili haberleri güçlendirmek, daha anlaşılır hale getirmek mi? Yoksa seyirciler O DOLAR BALYALARINA, O EUROLARA, SAYMA MAKİNELERİNDEN AKAN PARALARA BAKAKALIP... ANLATILANLARDAN BİR CÜMLE BİLE ANLAMASIN DİYE Mİ BUNLARI GÖSTERİYORSUNUZ? Orada ciddi bir şeyler anlatılıyor... Ama çizik plak gibi tekrarlayarak yayınladığınız o para görüntüleri insanın dikkatini dağıtıyor, anlamasını sıfırlıyor. Yapmayın bunu... dedim ama dinletemedim. (Metin içinde bazı bölümlerde büyük harf kullanımı onun tercihidir.)
PARA VE BANKA HOCALARI
Bana göre, iktisatta anlaşılması en zor konuları işleyen dersin adı “para ve banka”dır. İş arkadaşlarım arasında Sultanahmet’teki Yüksek Ticaret Mektebi’nden mezun çok kişi vardı. Onlara, en zorlandıkları ders hangisiydi, en korktukları hoca kimdi diye sorduğumda “para-banka” ve “Burhan Zihni Sanus” diye yanıtlarlardı. Ordinaryüs Profesör Burhan Zihni Sanus (1902-1978) doktorasını Lozan’da yapmış bir hocaydı. İsviçre’den 1932’de dönmüş ve devlette görev almıştı. 1950’de akademiye katılmadan önceki son işi Başbakanlık Milletlerarası İktisadi İşbirliği Teşkilatı genel sekreterliğidir. Ben ODTÜ’de “para ve banka” (money and banking) dersini Dr. Attila Karaosmanoğlu’dan (1932-2013) almıştım. Karaosmanoğlu, Devlet Planlama Teşkilatı, İktisadi Planlama Dairesi’nin kurucu başkanıdır. Dünya Bankası’nda Başkan Yardımcılığına kadar yükselmiş, Nihat Erim hükümetinde ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısıydı. İktisat dallarından biri de “parasalcılık” yani “monetarizm”dir. Nobel ödüllü Chicago’lu Milton Friedman monetarizmin teorik olmasa da pratik açıdan kurucu babasıdır.
PARASALCILIK
Monetaristler, ekonomi parayla işler, parayla yönetilir der. Dolayısıyla, piyasadaki para miktarı ile fiyat istikrarı (düşük enflasyon) arasında doğrudan ilişki olduğunu ileri sürer. Bu yüzden eğer enflasyon, herhangi bir nedenle yükselmişse, onu indirmenin “esas yolu” hem para miktarını sınırlamak hem de faizi yükselterek paranın devir hızını düşürmektir derler. Ancak milli gelir yaratılması ile para miktarı arasında da doğrudan bir ilişki vardır. Yani para miktarını gereğinden fazla kısmak ve faizi yükseltmek, milli gelir büyümesini de kısıtlar. Enflasyonu düşürmek için alınan kısıtlayıcı parasal ve fiskal önlemler, mal ve hizmet arzını (GSYH diye okuyun) da düşürmektedir. Azalan arz da fiyat artışları yani enflasyon doğurur. Ekonomi yönetiminin, bilimden sanata dönüştüğü yer burasıdır. İzlenecek yol kitapta yazmaktadır. Ama önlemlerin “dozu, zamanlaması ve süresi” belli değildir. Üstelik, alınan önlemlere acaba halk, iş âlemiyle iç ve dış ve finans çevreleri nasıl tepki verecektir? Karar alıcıların güvenilirliği hangi seviyededir? Son örnek İngiltere’den. Bayan Liz Truss, kırkı çıkmadan başbakanlıktan istifa etti. Yanlış karar mı aldı yoksa doz ve zamanlama hatası mı yaptı?
SON SÖZ: Ekranda para akar, izleyici hasetle bakar.
Bayram Bey’in mektubu
Ege Cansen
Yayınlanma: