Başkan Erdoğan, 2021’in Ekim ayında bir gün, Kısıklı’daki konağının civarında bulunan “Tarım Kredi Kooperatifi” ne ait bir marketi ziyaret edip alışveriş yapar. Yanında resmî kameramanlar ve gazeteciler vardır. Pek tabii amaç alışveriş değil, halka mesaj vermektir. Bunda bir yanlışlık yoktur. Çünkü o sırada kamuoyu artan gıda maddesi fiyatlarından yakınmaktadır. Başkan Erdoğan satın aldığı atıştırmalıkların “fiyatlarını gayet uygun” bulduğunu söyleyerek, ortada öyle büyütecek bir fiyat artışı (enflasyon diye okuyun) yok demek ister. SÖZCÜ’nün yaman gazetecileri, Ekim 2021’den 10 ay sonra aynı markete gider ve Başkan Erdoğan’ın fiyatlarını “gayet uygun bulduğu” aynı ürünlerin yeni fiyatlarını görüntüler. Bunları, 10 ay öncekilerle karşılaştırır. Ortalama yüzde 170’lik bir artış olduğunu tespit eder. Bu bilgileri de 6 Ağustos günkü gazete de yayınlar. Sızan haberlere göre, Başkan Erdoğan, geçen salı günü yapılan AKP’nin MKYK (Merkez Karar Yönetim Kurulu) toplantısında bu konuyu ele almış ve mealen şöyle konuşmuştur: Tarım Kredi Kooperatifleri’ne ait bu marketler kâr amacıyla kurulmamıştır; kâr etmek için yapılan zamlar geriye alınıp fiyatlar indirilmelidir. Bunlar “başa-baş” çalışmalıdır.

Hoş geldin Bay Kemal

Bu sözleri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu veya CHP’li belediye başkanları söylemiş olsalardı hiç yadırgamazdım. Aslında yine de pek yadırgamadım. Sadece izlediklerini iddia ettikleri “serbest piyasa ekonomisi” kurallarına aykırı bulduğumdan, içimden AKP’ye biraz takılmak geldi. Daha doğrusu “güzel ve yalnız ülkemin” afakını tümden kaplamış bu “gayri iktisadi” düşünceyi eleştirmek için bu olayı kullanmaya karar verdim. İleri ülkelerde “kâr amacı gütmeyen” (non profit veya not for profit) örgütler vardır. Bunlar sosyal veya bilimsel amaçlı gönüllü kuruluşlardır. Giderlerini ve varsa zararlarını özel kişiler ceplerinden karşılar. Ama kâr amacı gütmeyen ve gelir açığını (zararını) kamuya (devlete veya belediyeye) fatura eden “market” yoktur. Hele hele “Tarım Kredi Kooperatifine” ait market hiç yoktur. Tarım Kredi Kooperatifi adından anladığıma göre, bir üretim kooperatifidir. Kooperatif “güç birliği” demektir. Üretim kooperatifi de “üreticilerin güçlerini birleştirerek” daha verimli/kârlı çalışmalarını sağlayacak faaliyette bulunur. Başka üreticilerin malını satamaz.

Haksız rekabet

Serbest piyasa, doğru adıyla “hür girişim” (free enterprise) sistemi, “girişimci” (müteşebbis) üzerine kurulmuştur. Bu, insan yapması tepeden inme yapay bir düzen değil, kökleri yaşamın içinde olan doğal bir olgudur. Demokrasi de ferdi mülkiyet ve “özgür girişimcinin varlığı” üzerine kuruludur. Özgür girişimcinin dürtüsü (motivi) kârdır. Onun şevkini kıran şey de “haksız rekabet” tir. Haksız rekabetin en kötüsü de haksız rekabeti önlemekle görevli devletin, bizzat kendisinin özgür girişimciye rakip olmasıdır. Bu sözlerim, dünya görüşümüze, zihniyetimize, inançlarımıza çok yabancı kavramlardır. Sözü uzatmadan şunu söyleyeyim: Tüzüğü gereği, ortaklarına sınırlı kâr dağıtımı yapan ve kârın yatırıma ayrılmayan kısmını sosyal amaçlara tahsis edilen bir işletmenin bile kârlı çalışmayı hedeflemesi şarttır. Kâr etme amacı olmayan bir işletmede yöneticilik “çıtasız yüksek atlamaya” benzer. Ne atladığını kendisi bile bilemez.

Son söz: Amaç kâr değilse, sonuç mutlaka zarardır.