Devlet, dünya cenneti Göcek koyunda, yat sahiplerine ve günübirlikçilere bahşedilen  bedava tekne bağlama lüksünün, bedelli hale getirilmesine karar vermiş. Kamu yararı açısından bu karar “doğrudur”. Bu işi de devlete en yüksek bedeli ödeyene ihale etme kararı almış. Kamu yararı açısından bu karar “yanlıştır”. Yapılması gereken bunun tam tersidir. Devlet, Göcek koyunda işgaliye bedeli tahsili, kıyıları ve denizi temiz tutma, çöp ve atık su toplama hizmetlerini “en düşük fiyatla” üstlenecek firmaya ihale etmelidir. Yapılacak ihalenin türü “fiyat arttırma” (müzayede) değil “fiyat eksiltme” (münakasa) olmalıdır. Özet olarak: Göcek koyunda, teknesini demirleyip dinlenmek, denize girip eğlenmek isteyenlerin sayısının, yılın belli aylarında  kısıtlanması doğanın korunması açısından şarttır. Bu kısıtlı imtiyazdan yararlanmak isteyenlerin de bir bedel ödemesi hakkaniyete uygundur. “Denizler ve kıyılar halkındır, herkes buralardan bedava yararlanmalıdır” diye konuşmak burjuva şımarıklığından başka bir şey değildir.

GÖCEK KOYUNUN KAPASİTESİ VE BAĞLAMA BEDELİ

Kamu yararı açısından, Göcek koyunda aynı anda, ne büyüklükte kaç teknenin bağlanacağına kim karar verecektir? İhaleyi alan firma mı yoksa devlet mi? Günübirlikçiler dâhil, her tekneden günde kaç para alınacağına kim karar verecektir? İhaleyi alan firma mı, yoksa devlet mi? Sahil yağmacılarıyla, kaçak yapılaşma ve işgalci esnafla yasal yolla (mafya yöntemleriyle değil) kim mücadele edecektir? Firma mı, devlet mi? Toplanan paranın kayıt dışı olmamasını kim sağlayabilir? Bu soruların hepsinin cevabı, pek tabii devlettir. Bu koşullarla, yani tonoz-mapa sayısını ve/veya işgaliye bedelini artırması veya kıyıları kiraya vermesi yasaksa, yüklenici, en yüksek bedeli “neyine” güvenerek verecektir? Cevap açıktır: Hile yapma yeteneğine. Uygulama sırasında, kısıtlara uymayarak gelirini artırırken, vereceği hizmetin kalitesini düşürecek, işgaliye bedellerini de açıktan (kayıt dışı) toplayacaktır. Başka çaresi yoktur.  Eğer bir firma, biz asla böyle ahlaksızlıklar yapmayız  diyorsa, en yüksek bedeli teklif eden o olamaz.

İHALE  KUMAR DEĞİLDİR

İhaleler, ekonomide kaynak tahsisini düzenleyen fiyatların oluşmasında önemli bir işleve sahiptir.  Aynı zamanda da en büyük yolsuzluk alanıdır. Bunun da bilincindeyim. Yine de mümkün mertebe iyi ihale yapmanın ilkeleri vardır. Bunlardan birincisi ihalenin amacını “net olarak belirlemek” ikincisi ise “kapsamını dar tutmaktır”. Diğer bir önemli ilke de ihale makamının, gerek şartnameleri hazırlarken gerek tahmini maliyeti bulurken kendini muhtemel “yüklenici” yerine koyarak karar almasıdır. Avukatlara hazırlatılan ve sözde ihale makamının çıkarını su sızdırmaz bir şekilde koruyan şartnamelere imza atıp en düşük veya en yüksek bedelle işi alan yüklenici kâr etmek için hile yapacaktır. Tekel olan bir alanda, mesela araçların fenni muayenelerini yapma, doğalgaz  ve elektrik dağıtma veya Göcek Koyu işletmesi için yapılan ihalelerde maksat “devlete en yüksek geliri” sağlamak değil hizmeti “en düşük bedelle” satın almak olmalıdır.

Aksi takdirde her özelleştirme halka yeni bir vergi salmaya dönüşür.

Son söz: Yanlış yoldan gidenin, aslında maksadı başkadır.