ABD’nin “Ukrayna’yı NATO’ya alacağız” kışkırtması sonucu “buna izin vermem” diyen Rusya, 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldırdı. ABD bu komployu NATO şapkası altında tezgahladığı için NATO ülkeleri (pek gönüllü olmasalar da) ABD’nin safında yer aldı. Türkiye tarafsız kalmayı yeğledi. NATO (ABD diye okuyun) harbin sıcak bölümünü Ukrayna’nın üstüne yıktı. Savaşı sürdürebilsin diye Ukrayna’ya bol para ve silah verdi ama askeri destek vermedi. Bunun yerine Rusya’ya geniş kapsamlı bir mali ve iktisadi ambargo uygulamaya başladı. Amacı Rusya’yı yalnızlığa mahkûm edip iktisaden çökertmekti. Hesabına göre, Rusya yalnızlığa dayanamayacak ve bir süre sonra savaşmaktan vazgeçecekti. Daha da önemlisi, burnu sürtülen Rusya, öngörülebilir bir gelecekte, ABD’ye karşı bir tehdit oluşturma kabiliyetini kaybetmiş olacaktı. Her savaşta olduğu gibi, burada ne Rusya ne ABD için evdeki hesap çarşıya uymadı. Rusya, Ukrayna’da beklemediği bir mukavemetle karşılaştı. İktisadi yaptırımlara karşı o da elindeki doğalgaz silahını AB ülkelerine karşı kullanmaya başladı. Ayrıca yalnızlıktan kurtulmak için hamleler yapmaya başladı. Nitekim Türkiye’yi ve Hindistan’ı kendisi için birer “exit” (imdat kapısı) haline getirdi. Ama en mühimi, dünyanın en büyük ekonomisine sahip Çin’in desteğini elde etti. Ya da Çin bu olayı ABD’ye karşı kullanılabilecek çok büyük bir fırsat olarak değerlendirdi.

TIRMANDIRARAK SONLANDIRMA

Bu iki gelişme, Rusya’nın bu savaşı beklenenden uzun zaman sürdürebilmesine imkân sağladı. Üstelik gazsız kalan AB ülkeleri vıkvık etmeye başlamıştı. Rusya artık yalnız değildi. Hatta bu ambargolar “Hollanda Hastalığına” yakalanmak üzere olan Rusya ekonomisinde hayırlı bir dönüşüme vesile olabilirdi. (Hollanda Hastalığı “Dutch Disease” doğal kaynak satarak geçimini sağlayan bir milletin tembelleşip, mirasyedi haline dönüşmesidir.) ABD bu gelişmeye izin veremezdi. Kendi silahıyla kendini vurmuş olurdu. Bunun üzerine ABD derin devleti (Pentagon) savaşı “tırmandırarak sonlandırma” kararı aldı. Ya Ukrayna’da bilfiil harbe girecek ya da Rusya’yı yalnızlıktan kurtaran ülkelerin başına çorap örerek onları Rusya’yı destekleyemez hale getirecekti. Bu stratejisinin altını iki proje ile doldurdu. Birincisi, Türkiye’de bölücü terör örgütü PKK/PYD’yi destekleyerek Türkiye’yi, Rusya ile Suriye’de ihtilafa sokmaktı. İkincisi, kıta Çin’ini, ada Çin’i Tayvan’a saldırtmak üzere kışkırtmaktı. Bu amaçla Meclis Başkanı Pelosi, Biden’a rağmen Tayvan’a gitti. Hindistan’la ilgili proje de yakında açığa çıkar.

SAKIN DOLDURUŞA GELME

Rusya, gaza geldi ve Ukrayna’ya saldırdı. Ukrayna, NATO’ya girse bile, “Ukrayna-Rusya” ve “Rusya-AB/NATO” ilişkileri bugünkünden kötü olmazdı. Putin hata etti. Çin şimdilik akıllı davrandı gibi duruyor. ABD’nin kışkırtmasına kendini kaptırmadı. Pentagon, eskalasyonu daha da artırmasın diye “Pelosi’ye çok kızmış gibi yapıp”, üst perdeden konuştu ama cevaben sınırlı askeri manevrayla iktifa etti. Yani dolduruşa gelmedi. Biz de Çin gibi davranırsak iyi olur. Bölücü terör örgütü PKK ile mücadelede bugüne kadar nasıl hareket ettiysek, öyle devam etmeliyiz. PKK’nın kökünü kazımak gibi olmayacak bir şey için Suriye’ye sefer düzenlemek gibi tuzaklardan uzak durmalıyız. Zaman lehimize işlemektedir.

Son söz: Kışkırtan olsa da sen kışkırtılan olma.