Bugün sizlerle yakında açıklanacağı söylenen “Muhalefetin Ekonomi Politikası” üzerine sohbet etmek istiyordum. Daha doğrusu muhalefete biraz muhalefet edecektim. Ama karşıma birden Türkiye ekonomisinin gelmiş geçmiş en büyük insan yapması “karadeliği” olan yeni İstanbul Havalimanı’nın propaganda afişi çıktı. Anlaşılan AKP’ye gönülden bağlı olanlar bu “zarar üretim merkezi” havalimanı yüzünden muhalefetin haklı yüklenmeleri karşısında bunalmıştır. AKP yönetiminden “bize, muhalefete karşı kullanabileceğimiz, yalan-yanlış da olsa bazı sayılar verin” ricasında bulunmuştur. AKP’nin beyin yıkayıcıları (iletişimcileri) boş durmamışlar, yeni havalimanının tüm kusurlarını üstünlük gibi gösteren ve okudukça beni çıldırtan bir dizi uyduruk rakam üretmişler. Bu reklam afişinde yer alan felaket hatalı sayıları tek tek irdeleme ve çürütme tuzağına düşmeyeceğim. Çünkü “yalancıyla münakaşaya girme, dinleyenler kimin doğru kimin yanlış söylediğini karıştırabilir” diye bir kural vardır. Sadece tek bir sayı kıyaslaması yaptıktan sonra sohbete devam edeceğim. Atatürk Havalimanı kapatılmadan önceki yıl 68 milyon yolcuya hizmet vermişti. 29 Ekim 2018’de devreye giren Yeni Havalimanı (İGA) pandemi döneminden sonra gelen 2021 yılında sadece 23 milyon yolcu ağırlamıştır. Bu yıl muhtemelen 45 milyon yolcuya hizmet verecektir. Uçak İGA’ya inince katma değer oluşuyor da Atatürk’e inince oluşmuyor muydu? Buyrun tanık sizin.

FİZİBİLİTE

İktisat öğrenmenin en temel amaçlarından biri de “kıt kaynakları (sermayeyi diye okuyun) sonsuz ihtiyaçlar arasında, en yüksek milli hasılayı yaratacak şekilde tahsis etmektir” denir. En isabetsiz yatırımın bile az-çok bir getirisi vardır. Getirisi olması, o yatırımı fizibil yapmaz. Yatırım iki testten daha geçirilmelidir. Birincisi, aynı hizmeti (katma değeri diye okuyun) üretecek alternatif yatırıma göre bu projenin ekonomik bir üstünlüğü var mıdır? İkinci test ise şudur: Üretilmesi istenen bu hizmet veya ürün yerine aynı miktarda kaynakla, toplum için kısa, orta ve uzun vadede daha yararlı hangi hizmet (veya mal) üretilebilir? Yeni havalimanı inşa etme fikri kamuoyuna açıklandığında, gerekçe olarak Atatürk Havalimanı yakında yetersiz kalacaktır, İstanbul’da “üçüncü” bir havalimanına ihtiyaç vardır dendi. Bu korkunç bir kandırmacaydı. Çünkü yeni havalimanının lokasyonu, hava trafik emniyeti açısından, Atatürk ile aynı anda hizmet veremeyecek bir yer olarak belirlenmişti. Niyet açıktı. İGA, asla “üçüncü” havalimanı olmayacaktı. Amaç Atatürk Havalimanı’nın arazisini imara açmaktı. AKP iktidarda kalırsa, bu proje, bir şekilde mutlaka gerçekleşecektir.

ALTERNATİF PROJE

İstanbul’un artan hava trafik ihtiyacını karşılamak için yapılması gereken şey Atatürk’ün tevsi edilmesi (ki bu zaten ihalesi yapılmış yürüyen bir projeydi) ile esas olarak Sabiha Gökçen’in kapasitesini yılda 80 milyon yolcuya çıkarmaktı. Buna ilave olarak, Çorlu Havalimanı, tarifesiz uçaklar ve hava kargo hizmeti için büyütülecekti. Alternatif projede İstanbul’un hava yolcusu ağırlama kapasitesi yılda 180 milyon yolcuya çıkarılmış olacak, maliyeti de dörtte biri olacaktı. İGA’yı çalıştırmak için yapılan bir sürü fuzuli ulaştırma yatırımı da yapılmayacaktı.

Son söz: Yalanda sınır yoktur, hilede çare tükenmez.