Sevgili okurlarım, dünya sporunun en önemli organizasyonlarından biri, adına Katar denilen bir ülkede başlamak üzere.

Yaklaşık bir ay sürecek ve dünyanın dört bir yanında milyarlarca insan bu rekabeti televizyon başında izleyecek.

Adına Katar denilen sözüm ona devlet (!) ilginç bir yer.

Bir aşiretler, şeyhler ve vurguncular topluluğu.

Petrol zengini.

Elinde trilyonlarca dolar var. Bu paraları kullanıyor, belli ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarını bu yolla satın alıyor.

Orijinal nüfusu çok az. Bu eksikliği gidermek için özellikle İslam ülkelerinden insan transferi yapıyor. Özellikle fakir İslam ülkelerinden akın akın gelen göçmenleri iliğine kadar sömürüyor.

Onlara cehennem azabı yaşatıyor.

★★★

Oylama aşamasında parayı bastırıp dünya kupasını almayı başardılar.

Şimdi maçları izlemek için yüz binlerce kişi Katar’a geliyor.

Ancak ortada önemli bazı sorular var.

Ne idüğü belirsiz bunca insan Katar’a gelirken asayiş durumu ne olacak?..

Zira her şey olabilir.

Bombalar patlayabilir, insanlar ölebilir, bir sürü olaylar çıkabilir.

İyi de Katar bu olaylarla nasıl baş edecek?

Polis gücü deseniz yeterli değil. Asker gücü deseniz çıkması mümkün olaylarla baş edecek güce sahip değil.

★★★

Bu durumda ne yapmalı, nasıl çare bulunmalıydı!

Türkiye’de Recep Tayyip iktidarına başvurdular...

“Aman değerli dost ve kardeşimiz bize asker ve polis gönder, kupa maçları boyunca asayişi onlar sağlasın.”

İstemleri kabul edildi ve resmen açıklandı.

Türkiye özel harekatçılar ve çevik kuvvet dahil toplam 3.500 polis gönderecek. Bu kafilede 100 dolaylarında özel yetiştirilmiş bomba ve uyuşturucu arama köpekleri de yer alacak.

Polis sevkiyatımız başladı bile!

Böyle bir uygulama daha önce Türkiye’de hiç görülmemiş ve duyulmamıştı.

★★★

Ancak bizim açımızdan olay bu kadarla bitmiyordu...

İşin bir de asker boyutu vardı.

Günün birinde Resmi Gazete’de herkesi hayretlere düşüren bir Cumhurbaşkanlığı tezkeresi yayınlandı.

Katar’da düzenlenecek dünya kupası maçları için Türkiye, Katar’ı karadan, havadan ve denizden koruma kararı almıştı...

Polis tezkeresinde rakam vardı ama asker tezkeresinde yoktu.

Şu anda da bilinmiyor.

Kara, hava, deniz...

Kaç askerimiz, kaç uçağımız ve kaç gemimiz gitti ya da gidecek, herhangi bir açıklama yapılmadı.

Bilinen tek şey, takımımızla katılamadığımız dünya şampiyonasına silahlarımızla katılacak olmamız!

★★★

Bir süre önce kamuoyuna bir haber yansıdı:

“2022 FIFA dünya kupası etkinliklerinde güvenlik amacıyla görev almak için yola çıkan ada sınıfı korvetlerden ‘Burgazada’ Katar’a ulaştı.

Burgazada, Katar Emirliği tarafından askeri törenle karşılandı...”

Bu savaş gemisi tek mi, acaba başka gemilerimiz de oralara gitti mi?

Katar’ı koruma operasyonuna savaş uçaklarımız da katılıyor mu?

Ya karacılar?

Komandolar, özel harekat birimleri?

Her şey gizli... Bu soruların yanıtını ne yazık ki bilmiyoruz.

★★★

Bildiğimiz tek şey gerek binlerce polisimiz ve gerekse Mehmetçik, Katar’ın asayişi için kelle koltukta oralara gönderiliyor.

Bu şeyhler ülkesine bizden başka böyle kıyak yapan, kendi güvenlik güçlerini bu herifler uğruna seferber edip tehlikeye atan başka ülkeler de var mı?

Ne demek bu yaa!

Sadece 3.500 polisimizi düşünün yani.

Allah korusun, orada birinin bile başına iş gelirse güvenlik güçlerimizi Katar’a sevk edenler bunun hesabını nasıl verecek ve altından nasıl kalkacaktır.

★★★

Ne biçim bir devlet, ne biçim bir aşiretler topluluğu imiş bu Katar!

Ulan madem kendi güvenliğini korumaktan bile acizsin, ne halt etmeye alırsın böyle büyük bir organizasyonu, bir dünya şampiyonasını...

Ve sonra da hiç utanmadan, hiç sıkılmadan “Aman abicim bana yardım elini uzat, sana muhtacım” diye ağlaşır, bizim gibi dost ve kardeş ülkelerden yardım istemeye kalkışırsın.

Bizimkiler de işin başını sonunu düşünmeden “Emrin olur” deyip memleketin savaş gemileri, Mehmetçik ve polis gücüyle sana yardıma koşar!

Valla böylesi bugüne kadar hiç görülmemişti.

Bunun adına “AKP iktidarının Katar aşkı” mı demeli acep?

Vay anasını sayın seyirciler!