Sevgili okurlarım sürekli olarak betona yatırım yapıyorlar, görkemli temel atma ve açılış törenleri düzenleyip nutuk atıyorlar ama işler hiç de iyiye gitmiyor.

Kendileri de bunun farkında.

Yıllardan beri en büyük güvenceleri, tam anlamıyla emir ve komuta düzenine almayı başardıkları  yandaş medya...

Oysa yolsuzluklarının başı sonu yok.

İsraf da öyle.

İkinci büyük güvenceleri ise bunları halâ “Müslüman” zanneden, öyle gören ve her seçimde oy veren kalabalık bir kitle.

Vatandaşın bir bölümü ısrarla AKP’ye oy veriyor ama fiyatları, zamları vesaireyi kafasına tokmak gibi yedikçe aynı partiye destek vermeyi sürdürüyor!

Kendilerine bu çelişkiyi anımsattığınız zaman ise duyduğunuz tek cümle var:

“Ama abicim bunlar Müslüman!”

★★★

20 yıldan beri Türk Milletini işte bu Müslümanlar (!) mahvetti.

Çanımıza ot tıkadılar.

Zamları birbiri ardına dayamaktan hiç utanmadılar.

Kendilerini soracak olursanız onların keyfi gıcır.

Çoğunun cebine her ay üç dört maaş girmekte.

Üstelik bazı bakan yardımcıları dahil bu maaşlar öyle asgari ücret düzeyinde falan değil.

Aylık maaş gelirleri çoğu zaman 100 milyon liradan daha fazla.

İşin kolayını buldular, eski milletvekillerini, yandaş kesimi ve eşi dostu gerekli liyâkata sahip olmadıkları halde çeşitli kuruluşlara yönetim kurulu üyesi yapıyorlar.

★★★

Bunun en somut örneklerinden biri Hamza Yerlikaya’dır...

Dünya ve olimpiyat şampiyonu, gurur duyduğumuz eski bir güreşçimiz. Günün birinde AKP’den milletvekili seçildi. Vekillik görevi bitince ona da bir kıyak yaptılar...

Ve bir kamu bankası olan Vakıfbank’ın yönetim kurulu üyeliğine seçtiler.

Oysa Hamza’nın gerek eğitim durumu ve gerekse öteki özellikleri bu göreve getirilmesi için uygun değildi.

O görevde bulunduğu sürece hak etmediği maaş, ikramiye ve primler aldı...

Kendi saygınlığını kendisi zedeledi.

★★★

Şimdi burada soruyorum...

Bu gibi beleş-avanta olanaklarına kavuşturulan torpilli-partili kesimden kaçı acaba o paralara muhtaçtı?

Hemen hepsi devletten çok yüksek maaşlar alan kimselerdi. Bu çirkin uygulama günümüzde de sürüyor.

Yapılan zamlar ve düzmece bile olsa açıklanan enflasyon rakamları bunun en somut kanıtı.

Memlekette ne adalet kaldı ne hukuk...

Ve karşımızda milleten kopuk, lüks içinde yaşayan bir iktidar azınlığı, müteahhit çeteleri...

İnsan kalitesini bile çürütmeyi başardılar, tarihimizin en büyük yolsuzluklarına yol verdiler.

Devlet malı deniz yemeyen domuz.

★★★

Sevgili okurlarım, dünyadaki bütün ülkelerin rakamlarına şöyle kısaca bir bakalım...

Yani akaryakıt zamlarına...

Türkiye’de benzin, motorin ve LPG fiyatlarına son bir yıl içerisinde 2021’de toplamda 81 kez zam geldi.

Üstelik bunlar öyle küçük ayarlamalar falan değil, çok büyük artışlar.

Acaba bunun dünyada ikinci bir örneği var mı?

Yok!

Sadece Türkiye’deki AKP iktidarına özgü bir durum.

Burada sadece geçtiğimiz ocak ayında enflasyonun yüzde 48.7 olduğuna değinmek bile istemiyorum.

Bu rakamların acısını milyonlarca insanımız yaşamakta.

★★★

Ekonomide tablo böyle iken iktidar kesimine de kulak vermek gerekiyor! Onlar da kendilerini savunuyor.

“Dövizi hallettik, inşallah zamları ve enflasyonu da halletme başarısını göstereceğiz...”

Bu pembe masalların gerçekleşme zamanını soranlara ise “İnşallah 2023 yılında. Biraz daha sabırlı olalım” deyiveriyorlar!

2023 seçimleri sonrasında ise “O kadar zam yaptık, avanta dağıttık ama şimdi harç bitti yapı paydos” diyecekler.

 Bunların kitabında milletten özür dilemek, hatalarını kabul etmek, o lüks ve şatafatlı yaşamlarından bir gün olsun vazgeçmek falan asla yer almıyor.

Her şeyin doğrusunu onlar biliyor!

Avantalar bir gün bitecek, hesaplar sorulacak. Bunun farkındalar ve hissediyorlar.

Efelik yaptıklarına bakmayın siz, korkuyorlar.