Sayın Fahrettin Koca merhaba. Önce hatırınızı bir sorayım, nasılsınız, iyi misiniz?..

Beyefendi, Bakanlık olarak açıkladığınız korona verilerini her gün medyadan izliyoruz.

Vaziyetin pek parlak olmadığı anlaşılıyor.

Yine medyadan izlediğimiz kadarıyla hastanelerde yoğun bakım yatakları tıka basa dolu.

Yatarak tedavi olması gereken hastalar bu yüzden hastaneye alınmıyor, evlerine gönderiliyor.

Yine sizin rakamlarınıza göre bu salgın nedeniyle her gün on binlerce yeni vaka açıklanıyor ve üstelik 200’e yakın insanımız can veriyor.

★★★

Salgından korunmak için aşılanmamız gerektiğini sık sık söylüyorsunuz. Bu konuda da anlaşılmaz olaylar olduğu artık açıkça belli.

Ortaya Turcovac isimli bir aşı sürdünüz.

Yerli ve milli imiş!

Bu işlerin uzmanı olan hekimler Turcovac’ın hiçbir bilimsel değeri olmadığını özellikle vurguluyor.

Belki de yanılıyorlar ama bu iddialar karşısında sizden ciddi açıklamalar bekleniyor.

Lütfen söyler misiniz, bu “Yerli malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı (!)” aşıyı hangi bilim adamlarımız, nasıl buldu?

Nerede, ne zaman ve hangi koşullarda üretildi?

Üretici firmanın adı nedir?

Kaç adet üretildi?

Bakanlığınıza satış fiyatı nedir?

Elde mevcut öteki aşılar ne oldu, onlara devam mı yoksa tamam mı?

★★★

Bu soruları unutalım diyeceğim ama sırada daha da önemlileri var:

Adına Turcovac dediğiniz bu aşının “Bilimsel değeri” nedir?

Kaç denek üzerinde hangi koşullarda denendi?

Dünyada bu işin uzmanı olan hangi bilim kuruluşları tarafından test edilip onaylandı?   

Bu bilimsel onayları uluslararası bilim kuruluşlarından eğer aldıysanız mesele yok.

Ama aksi takdirde iktidarınız ve bakanlığınız aşılanması gereken en az on binlerce kişiyi kandırıyor duruma düşmez mi?

Yoksa onlara (aşı niyetine) sulandırılmış bir solüsyon mu yapılıyor?

Bu soruları zat-ı âlinize sadece basit mantığımla, sıradan vatandaş kimliğimle soruyorum. Ne yazık ki işin ayrıntılarına girecek kadar bilgi sahibi değilim. Yani öyle bir bilgi birikimine sahip değilim.

Ama eminim, benim gibi yüz binlerce insanımız da vereceğiniz yanıtları merakla bekleyecektir. 

★★★

Çoğumuz aşılandık ama şimdi ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz.

Kaç aşı olmamız gerektiği konusunda herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Toplumu bu konuda kim aydınlatacaktır?

İşin bir başka ilginç yanı daha var...

Sizin tarafınızdan seçilen Bilim Kurulu üyesi hocalar da bu konuda fikir ayrılığına düştüler.

Yandaş bir hoca “Turcovac iyidir, yaptırın” derken bir başkası karşı çıkıyor, “O bu işleri bilmez” diyor.

Ortada tam bir kargaşa var.

Şimdi biz hangisine inanalım?

★★★

İktidarınızın ilginç bir özelliği daha var.

Her konuda ön almak!..

Amacınız belli.

Propaganda mekanizmasını enine boyuna kullanıp milletin kafasını karıştırmak ve dış dünyanın dikkatini çekmek!

Ön almayı, ‘yerli ve milli aşıyı’ acele üretmeyi başarıyorsunuz da (!) iş vatandaşa bilgi vermeye, onu aydınlatmaya gelince her nedense dut yemiş bülbüle dönüyorsunuz!

Bu nasıl iştir sayın beyefendi?

Lütfen konuşunuz, bizi aydınlatınız.

Eğer açıklama yapma yetkisi bile elinizden alındı ise sayın cumhurbaşkanınıza söyleyiniz, size konuşmanız için izin vermesini mutlaka sağlayınız.

O da her konuda olduğu gibi konuşsun, bu konuyu da önündeki elektronik aygıttan okuyarak bize anlatsın!           

★★★

Fahrettin Koca beyefendi, insanlık aleminin başına bela olan bu salgın dünyanın dört bir yanında kol geziyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile önlemler alınıyor, bazı kısıtlamalar getiriliyor.

Bu işin şakası yok.

Ya bizde!..

Şimdi soruyorum, bizde herhangi bir kısıtlama var mı?

Yok!

Her gün on binlerce insanımızın virüs kaptığını, her gün 200’e yakın kişinin can verdiğini bakanlığınızın açıklamalarından öğreniyoruz.

Maçlar oynanıyor, okullar açık, sinema ve konser salonları açık. Her şey aynen devam edip gidiyor.

Sokaklarda maske takan takıyor, takmayan takmıyor.

Hiçbir kısıtlama yok!

Peki ama bu gidişle işin sonu nereye varacak, onu da bilen yok!

★★★

Sayın Sağlık Bakanı Fahrettin Bey, geçtiğimiz aralık ayında Meclis’te sağlık personeline verilecek zamlar konusunda kuliste gazetecilerle konuşuyordunuz.

Tam o sırada Recep Bey yanınıza geldi ve sizi kastederek, hatta kusura bakmayın ama biraz da küçümseyerek muhabirlere sordu:

-“Ne söyledi size? Para pul söyledi mi?”

Hemen devreye girip Recep Bey’e aynen şöyle demek zorunda kaldınız:

“Hiç söylemedim, söyler miyim efendim. Siz izin vermeden söyler miyim.”

★★★

Koskoca Sağlık Bakanı Bay Fahrettin Koca’nın herkesin önünde bu durumlara düşmesine (ya da düşürülmesine) itiraf ediyorum ki insan olarak çok üzülmüştüm.

Zat-ı âlinize yazdığım kısa mektup işte bu kadar beyefendi!..

İnşallah okumadan önce sayın cumhurbaşkanınızdan izin almışsınızdır!

Size sonsuz saygılarım ve takdirlerimle.

Vatandaş Emin.