Sevgili okurlarım, hemen karşımızda altı parti liderinden oluşan önemli bir masa yer alıyor...

İrili ufaklı partiler.

Hele bazıları var ki kaç oy alacağını kendi genel başkanları bile bilemiyor. Yine de masada olmaları iyidir ve gereklidir.

Bir de masada yer almayan küçük partiler var.

Seçimlerde onların görevi altılı masa oylarını bölmek olacak.

Bu işin sonu nasıl olacak, nereye varacak, bilen yok!

★★★

Bunların milletvekili seçimlerinde barajı aşması hiçbir biçimde söz konusu değil. Zaten kendileri de böyle bir sürpriz beklemiyor.

Önümüzdeki aylarda Türkiye’de gelmiş geçmiş (her açıdan) en önemli seçimler yapılacak.

Milyonlarca insanımızın karşısında sadece iki seçenek olacak.

-İlki 20 yıldan bu yana başımızda olan Tayyyipgiller iktidarına oylarımızla son vermek.

-İkincisi ise memlekette olanları görmezden gelip aynı iktidarı yine oylarımızla devam ettirmek.

★★★

Birinci şık gerçekleştiği takdirde günümüz iktidarından yasal yollarla hesap sorulur.

Meclis’te gerekli çoğunluk elde edildiği takdirde parlamenter sisteme yeniden dönüş yaparız.

Yolsuzlukların hesabı sorulur.

Çoktan çöpe atılmış olan hukuk devleti yeniden kurulur.

★★★

İkinci şık gerçekleştiği, yani AKP kazandığı takdirde bu iktidarı artık hiçbir güç durduramaz.

Bu söylediğim falcılık, kehanet falan değildir.

Olacaklar bellidir.

Bu takdirde her alanda inanılmaz bir baskı rejimi kurulmasına hep birlikte hazır olalım.

★★★

İşte bu yüzden altılı masaya önümüzdeki haftalarda ve aylarda çok önemli bir görev düşecek.

Seçimlere nasıl girecekler?

Tek listeyle mi, yoksa ufak partiler dahil her biri kendi başına mı?

Tek listede uzlaşırlarsa ufak partilere aynı listede hangi seçim bölgelerinde kaç milletvekili hakkı verilecek?

Her parti kendi başına girerse oylar bölünecek.

Yüzde bir oradan, yüzde iki buradan derken ciddi bir bölünme yaşanacak ve belki de iktidar yine (küçük bir oy farkıyla bile olsa) AKP’ye teslim edilecek.

Karışık ve karmaşık bir süreç yaşanacak.

★★★

Bu konuda en önemli görev bundan sonra da CHP ile İyi Parti’ye düşecek.

Masadaki ‘birliği’ sağlamaları acaba mümkün olacak mı?

Yoksa bazı parti yetkilileri ve bazı milletvekilleri, genel başkanlarına ve yönetim kurullarına danışmadan kendi başına racon kesmeyi sürdürecek mi?

Hiçbir şey bilinmiyor.

Biz bilmediğimiz gibi altılı masayı oluşturanlar da bilmiyor.

★★★

Şimdi hepimizin kafasında oluşmuş en önemli bir soru var:

Cumhurbaşkanlığına kim aday gösterilecek?

Kılıçdaroğlu mu yoksa bir başkası mı?

Adayın belirlenmesi için ne bekleniyor?

Bu siyasetçinin ismi şimdiden belli olsa, yapacaklarını ve programını millete yavaş yavaş açıklamaya başlasa acaba iyi mi olur, kötü mü?

★★★

Belli konularda geç kalmak bazen iyi olabilir...

Ama bizim altılı masa olayında cumhurbaşkanı adayı konusunda geç kalmanın sonuçları olumsuzluk yaratabilir.

Altılı masada bunlar mutlaka görüşülmüştür ama ne olacağını, nasıl bir karara varılacağını bilen yok!

Böyle bir durumla ilk kez yüz yüze geliyoruz.

Bence en büyük sorumluluk CHP ve İyi Parti’nin omuzlarındadır.

★★★

AKP iktidarı şu andaki ortama ve elde mevcut verilere bakıldığında gitti gidiyor...

Önümüzde yüzlerce, dağ gibi ülke sorunu var, her biri çözüm bekliyor.

Milyonlarca insanımızın umut bağladığı altılı masa bu gerçeği görmezden gelir ve o milyonları hayal kırıklılığına uğratırsa, bütün emeklere yazık olur.

Gün öyle irili ufaklı siyasi hesapların yapılacağı, kişisel ve parti çıkarlarının peşinde koşulacağı gün değildir.

O halde, sorularla dolu bu yazıya son bir soru daha ekleyeyim!

Masamız bundan sonra ne yapacak, hangi kararları ne zaman alacaktır?