Sevgili okurlarım dünyanın en güzel, en anlamlı bayraklarından birine sahip olan bir ülkeyiz.

Türk Bayrağı...

Özellikle ulusal bayramlarımızda konutlarımıza, iş yerlerimize, binalarımıza, yollara ve her yere gururla, onur duyarak astığımız bayrak...

Asamadığımız tek yer camilerimizdir!

Camilerin içine ve dışına bayrak asmak yasaktır.

Peki kim getirmiştir bu yasağı!

Bizim anlı şanlı Diyanet!

Bir devlet kurumu düşünün, böyle bir yasağı getirebilmiştir.

★★★

Bu konuyu geçmiş yıllarda da sık sık gündeme getirmiş ve bunun nedenini defalarca sormuştum.

Diyanet uzun süre yanıt veremedi.

Sonunda baktılar ki işin sonu gelmeyecek, birkaç satırla yanıt verme zahmetine katlandılar.

Şöyle diyorlardı:

“Camiler ve mescitler bir kavmin değil ümmetin mülküdür. O camilere giden insanlar arasında her kavimden Müslümanlar vardır. Dolayısıyla ibadet yerlerine herhangi bir bayrak asılamaz.”

Hayatımda bu kadar anlamsız, gülünç ve yüz kızartıcı bir açıklama hiçbir zaman almamıştım.

★★★

Diyanet...

Bir devlet kuruluşu...

Atatürk tarafından taa 1920’li yıllarda kurulmuş.

Görevi milletimize “Gerçek Müslümanlığı” öğretmek, dinimizi yobazların etkisinden kurtarmak, saçma sapan, akıl ve mantık dışı hurafelerden temizleyip müminlere en doğru yolu göstermek.

Cami kadrolarını oluşturan imamlar, müezzinler ve diğer görevliler maaşlarını devletten alır.

Bu ibadet yerlerinin su, elektrik, temizlik gibi bütün harcamaları devlet tarafından, Diyanet bütçesinden karşılanır.

Diyanet bütçe açısından üçüncü büyük kuruluştur.

Türkiye’de 80 bin’den fazla cami ve mescit, yüz binlerce din görevlisi vardır.

★★★

Diyanet Türkiye’nin “En zengin” kuruluşu. Bir de Diyanet Vakfı var...

Bunlar paraya para demez. Ticari işlemlerinde faiz alır faiz verir.

Para sıkıntısı falan asla yoktur.

Devletin bütçesi adeta bunlara çalışır!

Ancak gelin görün ki 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi ulusal günlerimizde bile bu efendilerin aklına Türk Bayrağı asmak gelmez!..

Zira bunların kafasında oluşan fikirlere göre camiler bir kavmin (yani Türkiye’de Türklerin) değil ümmetin (Araplar vesaire dahil) bütün Müslümanlarındır.

O yüzden Türk Bayrağı asmak caiz değildir!

Oysa bu anlayış hurafenin ta kendisidir.

★★★

Bu konulara bakarken karşımıza başka bazı acı gerçekler de çıkıyor...

Diyanet particilik siyasetinin tam göbeğinde yer alan bir kuruluş.

Diyanet AKP’nin kalesi olmuş durumda.

Hele de Ali Erbaş isimli bir başkanı var ki maşallah eski Osmanlı halifelerine özenmiş, belinde kılıçla minberlere çıkıp ahkâm kesiyor!

Diyanet Atatürk’ü falan takmıyor, hiç sevmiyor!

En önemli ulusal günlerimizde bile hutbelerinde Atatürk’ün adını anmamak, geçiştirmek için yoğun çaba harcıyor.



★★★

Önümüz 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.

Üstelik 2023’te Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayacağız.

Şimdi burada bir kez daha soruyorum, önümüzdeki Cumhuriyet Bayramı’nda camilerimize bayrak asılacak mı, yoksa yine aynı edebiyata sığınıp “Kusura bakmayın asmayacağız zira oraları ümmetin yeridir ve ümmet sadece Türk’lerden değil bütün Müslümanlardan oluşur” mu diyecekler!

Belki zahmete girecekler ama bu konuda Diyanet’ten bir açıklama bekleyeceğim.

Gelmediği sürece bu konuyu gündemde tutmayı sürdüreceğim.

★★★

Sevgili okurlarım burada gördüğünüz minaresinde Türk bayrağı asılı cami fotoğrafları iki hafta önce çekildi.

Cami Ege bölgesinde, Denizli’nin bir kasabasında...

Yöre halkı şöyle diyor:

“İmama epeyce baskı yaptılar ama bayrağımızı minareden indirmeleri mümkün olmadı. Biz yaşadıkça bu bayrak inmez.”

Keşke bizim Diyanet de aynı şeyi söyleyebilse.