Sevgili okurlarım, çökmüş ve batağa saplanmış bir ekonomiye nefes aldırıp zaman kazanmanın en kolay yolu her şeye zam yapmaktır.

Karşımızdaki tablo şudur:

Özellikle akaryakıt elektrik ve doğalgaz fiyatlarına sürekli zam yapacaksın!

Eğer Türkiye’nin nüfusu 84 milyonu geçmişse, bu zamlardan etkilenecek olanların sayısı yeni doğmuş bebekler dahil en az 83 milyondur.

Evi, iş yeri olan herkes dün bir kez daha mağdur edilmiştir.

Peki iktidar bu konuda ne yapıyor?

Hiçbir şey!

Sadece yeni rakamları açıklamakla yetiniyor...

★★★

Sonra gelsin yeni vaatler, pembe hayaller ve yutturmacalar!..

Çocuk kandırır gibi demeçler veriliyor...

“Ekonomi inşallah bu yılın sonunda düzelmeye başlayacak. Enflasyon zaten düşme eğilimine girdi! Büyüme hızımız muazzam, 2023’e çok olumlu sonuçlarla girmeye hazırlanıyoruz!”

Önümüz kış...

Milyonlarca insanımız bu son zamların altında yine ezilecek, mağdur olacak.

Üstelik akaryakıt, elektrik ve doğalgazda yeni zamlar üzerimize binmiş olacak.

★★★

Dikkat ettiniz mi bilmiyorum, dünkü yandaş medyada bu son zamlar konusunda yer alan bir tek haber bile yoktu.

Sen bu iki kaleme yüzde 20 ile yüzde 50 arasında gaddarca zamlar yapacaksın ve yandaş medya bu önemli haberi görmezden gelecek!..

Ekranlarda çeşitli vesilelerle her gün boy gösterip nutuk okuyan Cumhurbaşkanı bu konuya değinemeyecek.

Bazen düşünüyorum...

Bunlar acaba bizimle alay mı ediyor?

★★★

Şu benzin ve motorin fiyatlarına bir bakın.

Bir iniyor bir çıkıyor.

Bu iş neyin nesidir?

Neye göre zamlanıyor, sonra neye göre iniyor?

İktidar temsilcileri konuşuyor:

“Herkesin arabası var. İstediğimiz kadar zam yapalım hiç kimse arabasını kullanmaktan vazgeçmiyor. Herkes elektrik ve doğalgaz kullanmayı sürdürüyor. Yani toplum, Bay Kemal ve ekibi tarafından iddia edildiği gibi zorda değil!”

Sonra peşi sıra tatlı vaatler geliyor:

“Yapacağız edeceğiz, 2023 yılında inşallah hep birlikte düze çıkmış olacağız!”

★★★

Peki niçin şimdi değil de 2023 yılında?..

Çünkü (bir cingözlük yapıp erkene alınmadığı takdirde) gelecek yıl seçim var ve iktidar, sandıkta başına geleceklerden fena halde korkuyor.

Zaten gidiş de korkulmayacak gibi değil.

İyi de o zaman ne yapacaklar?

Yanıtı çok basit...

Banknot matbaasını çalıştıracaklar.

Bol kepçe, hesapsız kitapsız kağıt para basıp dağıtacaklar.

Özellikle 100’lük ve 200’lük.

Böylece bütün ekonomik dengeleri bir kez daha altüst edip bütün kesimlere göz kırpacaklar.

Memur ve emekli maaşlarını, asgari ücreti falan bol kepçe artırıp seçmenin karşısına öyle çıkacaklar.

Biraz sabırlı olalım, seçim yaklaştıkça zamlara ara verecekler! Sonrasını bilemem...

Ve o günkü koşullarda bu milletten böyle oy isteyecekler!

Bu palavralara kanan acaba olacak mı?

Elbette olacak, hem de epeyce.

Onlar zaten hazır asker.

Akaryakıtın litresini bin lira yapın, elektrik ve doğalgaza her gün zam yapın, onların kafa yapısını değiştiremezsiniz.



Sevgili okurlarım, geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki Balıklı Rum Hastanesi’nde büyük bir yangın çıkmış, hasta ve yaşlı insanlar personel ve itfaiyecilerin yoğun çabalarıyla kurtarılmıştı.

Yangın henüz sürerken Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın canlı yayında ekranlara çıkıp iki açıklama yapmıştı. İlki:

Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangına müdahale edilmiştir.

İkincisi:

Hastaların kurtarılması çalışmalarına Cumhurbaşkanımızın talimatı doğrultusunda devam edilmektedir.

Burada sormuştum:

Cumhurbaşkanı talimat vermeseydi yangına müdahale edilmeyecek miydi?

Cumhurbaşkanı talimat vermeseydi hastanede yatmakta olan yaşlılar ve hastalar kurtarılmayacak mıydı?

İbrahim Bey bu sorulara doğal olarak yanıt veremedi...

Zira her şeyi tek adama, Cumhurbaşkanı’nın vereceği talimatlara bağlamışlar. Hep bunu yapıyorlar.

★★★

Balıkta yeni av mevsimi 1 Eylül’de başladı...Yandaş medyada dün bir haber vardı.

Balıkçılara kredi verilecekmiş...

Tarım Bakanı Vahit Kirişçi konuştu:

“...Cumhurbaşkanımızın talimatıyla balıkçılarımıza ucuz işletme kredisi verilecektir.”

Bu arkadaşların attığı her adım ve aldığı her karar Cumhurbaşkanı’nın talimatı üzerine oluyor.

Kendiliklerinden bir şey yapamadıkları anlaşılıyor.