Sevgili okurlarım, çok uzun yıllar önceden kalan ve hiç unutmadığım anılardan biridir...

27 Mayıs 1960 ihtilali olmuş, kesin tarihi şimdi anımsamıyorum ama aradan çok kısa bir süre geçmişti.

Devlet Başkanı Cemal Gürsel’in bir açıklaması devlet radyosundan heyecanlı bir sesle okunuyordu.

Güneydoğu’da bir yerde çok zengin olan petrol rezervleri bulunmuş. Çok verimli olan bu bölgeden petrol fışkırıyormuş.

Medya henüz bugünkü düzeyine ulaşmış durumda değildi.

Televizyon yok, internet deseniz ne olduğunu bilmediğimiz gibi adını bile duymamışız.

Sadece devlet radyosu ve gazeteler vardı.

Radyo yıllarda en önemli iletişim aracı.

Dönemin en güçlü adamı olan Gürsel Paşa’nın bu ‘petrol müjdesi’ o yıllarda çok önemli bir haberdi.

Elimde belgesi yok ama arşiv bir taransa sanırım her şey olduğu gibi ortaya çıkar.

★★★

Türkiye’de böyle zengin petrol rezervlerini bulup işletmek hiçbir zaman söz konusu olmadı. Keşke olsaydı...

Zira gerçekler uzun yıllardan beri ortada...

Çünkü bizde ufak tefek buluntu artıklar dışında petrol yok!

Tanrı o nesneyi bize coğrafya açısından çok yakın olan ülkelere bol kepçe vermiş ama her nedense Türkiye’den esirgemiş.

Bırakın Irak’ı falan bir yana, Suriye bile normal koşullarda epeyce petrol üretiyor.

★★★

Bunun nedenini, bizde niçin olmadığını, ya da gerçekte olup olmadığını bu işin uzmanlarına defalarca sordum...

Ve hepsinden (kendime göre en basitçe anlatayım) aynı yanıtı aldım:

“Türkiye’nin yeraltı yapısı komşulardan çok farklıdır. Bizde petrolü barındıran kırıklar küçük ve dardır. Onlarda ise tam tersidir. Sondaj aletini nereye vursan ya gaz fışkırır ya da petrol. Bu gerçeği değiştirmek söz konusu değildir. Üstelik petrol aramak dünyanın en pahalı işlerinden biridir. Hiç kimse bizde bol petrol var ama birileri bilerek çıkarmıyor gibi safsatalara inanmasın. Olan kısıtlı miktar, pahalı bile olsa zaten çıkarılıyor.”

★★★

27 Mayıs 1960’tan bu yana tam 62 yıl geçmiş...

Ve biz hâlâ kendi kendimize petrol ve doğalgaz propagandası yapmaya, birbirimizi kandırmaya çalışıyoruz.

Recep Tayyip geçtiğimiz 13 Aralık günü bu konuda yeniden konuştu...

14 Aralık tarihli yandaş gazetelerde manşetler şöyleydi:

“Başkan Erdoğan’ın Şırnak’taki Gabar dağında 12 milyar dolarlık petrol rezervini açıklaması bölgedeki vatandaşları memnun etti.

Terörden temizlenen Gabar eteğindeki Akçay köyünde vatandaşlar duygularını paylaştı. Köy muhtarı Ramazan Yılmaz, ‘İki yıl önce açılan kuyulardan her gün 30 tanker petrol çıkıyor. Ülkemiz refaha kavuşacak’ dedi.”

Şu işe bakın ki ülkemizin refaha nasıl kavuşacağının haberini köy muhtarından almış oluyoruz.

Ancak hakkını yemeyelim, haberin devamında Recep Tayyip’in sözleri de yer alıyor!

“Orada 12 milyar dolarlık rezervimiz var...”

Valla helal olsun, inşallah doğrudur!

★★★

Sevgili okurlarım, petrolde bizim açımızdan fazla bir hayat olmadığı artık açıkça ortada.

O halde ne yapmamız gerekiyor?

Bir de doğalgaz umudumuz var ki, petrolü üçe beşe katlaması işten bile değil.

Adına doğalgaz denilen serveti biz karada değil denizlerde aramaktayız.

Bizimkiler bu iş için epeyce bir miktarda gemiler satın aldılar.

O gemilere ‘Abdülhamit’ gibi bazı padişahların isimlerini koydular.

Kaç gemi yaptırdıklarını bilemiyorum.

Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de sondaj çalışmaları sürüp gidiyor.

Bugüne kadar ne buldular, bundan sonra ne umut ediyorlar, bulurlarsa veya bulamazlarsa ne olacak, her şey bizim bilgimiz dışında gerçekleşiyor.

★★★

Haftalarca uğraştılar, asgari ücret konusunda rakam belirlemeyi başardılar.

Şimdi sırada milyonlarca EYT’li var.

(Dün gece bu konuda nasıl bir karar açıkladıklarını bu yazıyı yazarken bilemiyorum. İnşallah bu iş de petrol ve doğalgaz bulmalarına benzemiş olmasın!)

Zaman hızla akıp gidiyor...

Aklımızda sadece ‘yapacağız, edeceğiz’ palavraları kalıyor!