Sevgili okurlarım, Türkiye’nin en önemli gerçeklerinden biri bütün haşmetiyle önümüzde duruyor.

Tarihi tam olarak bilinmese de gelecek yılın ilk yarısı içerisinde iki önemli seçim var.

Meclis seçimleri ve cumhurbaşkanı seçimi...

Ve AKP iktidarı ilk kez korku ve endişe yaşıyor. Bunu daha önceki seçimlerde pek yaşamazlardı zira tuzları kuruydu.

İnsanlara söyleyecek bir şeyler bulmaları, çeşitli mazeretler üretmeleri mümkün olurdu.

Şimdi ise durum epeyce farklı...

Mazeret üretmeleri mümkün olmuyor.

Ülkemizin sorunları karşımızda dağ gibi dururken enflasyon dahil her şeyi gelecek yıla, 2023’e devredip kendilerini avutmaya, toplumu uyutmaya kalkışıyorlar!..

“Kimse merak etmesin, bütün sorunlar Cumhuriyet’in 100. yılında çözülecektir!..”

★★★

Tam 20 yıl oldu, başımızdalar...

Gözleri öylesine dönmüştü ki yapmadıkları kalmadı. Her şeyi nalıncı keseri gibi kendilerine yonttular ama günün birinde bunların hesabının sorulabileceğini her nedense akıllarına hiç getirmediler.

Ya da getirdiler ama dışarıya renk vermediler.

Korkularını belli etmediler...

Ve bu süreçte milletin anasını ağlattılar.

Mersin’de bir çiftçi Recep Tayyip’e durumlardan yakınırken “Anamız ağlıyor” deyince bizim beyefendi sinirlenmişti...

Çiftçiye “Al ananı da git” diye bağırdı.

İşleri hep korkutmak, sert çıkmak, dış dünya dahil bütün kesimleri mümkün olduğunca sindirmekti.

Ama artık balayının, cicim aylarının sonu göründü.

★★★

Altılı masa’dan birkaç gün önce ilk somut karar çıktı.

Yeni anayasa taslağı...

İlk bölüm cumhurbaşkanına verilmiş olan anormal ve acayip yetkilerin budanması ve kısıtlanması.

Recep Tayyip bu yetkileri sonuna kadar kullanıyor da, işine gelmeyen hususları görmezden geliyor.

İşte ant içme maddesi...

O makamda oturduğu sürece “Tarafsız” (!) kalacağı konusunda Meclis kürsüsünde “Namusu ve şerefi üzerine” yemin etmişti! (Anayasa madde 103.)

Gel gelelim bu yeminini kendisi her gün ayakları altına alıp çiğnemekten kaçınmadı...

Altılı masanın anayasa taslağı çok önemli bir adım oldu...

Milyonlarca seçmeni temsil eden altı partinin ve liderlerinin bir araya gelip böyle bir çalışmaya imza atması kolay iş değildir.

Zaten bu gibi konularda uzlaşmaya varmış olmak bile çoğu zaman yeterli olur.

Sonrası zaman içerisinde çözülür, üzerinde uzlaşılan maddeler daha rahat bir biçimde görüşülür.

Dolayısıyla, açıklanan bu taslağın da çok doğal olarak bazı eksikleri, yanlışları vardır.

★★★

Taslağı iyice okuyunca gözüme çarpan ilk husus şu oldu:

Altılı masa öncelikli olarak cumhurbaşkanı seçimine ağırlık veriyor.

Başka bir deyişle bugünkü cumhurbaşkanının değiştirilmesine...

Çok doğrudur ve değişmesi gerekir ama çok önemli bir husus daha var.

Meclis seçimi...

Açıklanan taslakta cumhurbaşkanının pek çok yetkisi elinden alınıyor. Başka bir deyişle memleketi mahveden “Tek adam uygulaması” sona erdiriliyor.

Ama sonrasında devletin pek çok yetkileri yine Meclis’e devrediliyor.

Sadece basit bir örnek vereyim, hakimlerin ve savcıların terfi ve atama yetkileri yine Meclis çoğunluğunun elinde oluyor.

Peki AKP yeniden iktidar olursa ne yapılacak!

Altılı masayı oluşturan partiler yine muhalefette kalırsa ne olacak!

★★★

Altılı masaya bundan sonra düşen çok önemli bir görev daha var.

Yeni cumhurbaşkanı seçimine büyük önem verilmelidir, eyvallah...

Zaten millet o konuda büyük ölçüde birleşmiş olacak.

Ancak onun kadar önemli bir husus, irili ufaklı altı partinin seçim gününe kadar bölünmeden, parçalanmadan, kısır parti ve aday çekişmelerine kapılmadan ve sağlam bir sistemle seçimlere girip Meclis çoğunluğunu ele geçirmesidir.

Halkın oylarıyla yeni bir cumhurbaşkanı seçilmesi önemlidir.

Ama Meclis çoğunluğunu elde edebilmek de en az onun kadar önemlidir.

Unutmayalım ve gerçeği bilelim.

Türk Milleti önümüzdeki yıl son şansını kullanacak

Bu iş şakaya, ihmale vesaireye gelmez.