Sevgili okurlarım dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde bizdeki gibi bir uygulama yok.

Uygar ve gelişmiş ülkelerde zaten olamaz da en ilkel toplumlarında bile benzerini görmek mümkün değil.

Hatta katı bir diktatörlükle yönetilen ülkelerde bile...

Neyi kastettiğimi belki tam olarak anlatamadım.

Evleriniz ve iş yerleriniz dahil nerede olursanız olun...

Televizyonu her açtığınızda karşınıza çıkıyor!

Çıkıyor ve bitmez tükenmez bir biçimde okumaya başlıyor.

Yani dikkat ediniz, konuşmaya başlıyor diyemiyorum...

Çünkü konuşmasına konuşuyor ama okuyarak konuşuyor!

★★★

Yarım metre ötesinde üç adet elektronik aygıt var. Sağında, solunda ve önündeki kürsünün üzerinde.

Türkçede karşılığı var mı bilmiyorum ama bu aygıta prompter deniliyor. Aygıtın İngilizce adı bu.

Kürsüye her çıkışı öncesinde neler söyleyeceğini, neler söylemesi gerektiğini, kimlere nasıl hitap etmesi gerektiğini sarayındaki danışmanları belirliyor.

Okuyacağı yazılı metin hazırlanıyor ve promptere yükleniyor.

O da kürsüye çıkıp okumaya başlıyor.

★★★

Mutlaka gözünüzden kaçmamıştır.

Okurken bir sağa bakıyor bir sola, bazen de önüne...

Çünkü elektronik aygıtlar orada. Önceden hazırlanan cümleler önündeki aygıtlardan aynı anda akıp gidiyor.

Aynen televizyonda haber okuyan spikerlerde olduğu gibi...

Geçenlerde aygıt, tam da o okurken küçük bir arıza yaptı ve akış kesildi. Cümlesi yarım kaldı.

Böyle bir hatayı affetmesi elbette ki söz konusu olamazdı. Ekip sorumlularını hemen, hiç tereddüt etmeden hafif miktar fırçaladı.

★★★

Hakkını teslim edelim...

Doğruyu söylemek gerekirse iyi okuyor. Vücut dilini iyi kullanıyor, gerekirse sözlerini el kol ve parmak hareketleriyle desteklemeyi iyi biliyor.

İçinden başka bir şey söylemek geldiğinde bazen metin dışına çıkıyor.

İşte o zaman okuma düzeni bozuluyor, gaf yapma ve pot kırma olasılığı yükseliyor.

★★★

Yabancı ülkelere gittiği zaman da aynı uygulama gerçekleşiyor. Teknik kadrolar önceden o ülkeye gönderilip hazırlıkları yapılıyor.

Sonra aynı süreç başlatılıyor.

Okurken sesi kısılmasın ve hele de öksürmesin diye gerekli ilaçlar kendisine daha önceden veriliyor, ses telleri açık tutuluyor.

Onu her gün neredeyse 24 saat karşınızda görünce bıktırıcı bile olsa sakın ola ki şaşırmayın...

Gerçi hep beraber sıkıldık ama yapacak bir şey yok.

Unutmayalım, onu çıkarmak için dakika hesapları yapan yandaş televizyon kanalları var!

Ekrana her çıkması olaydır.

Kalabalıklar önceden ayarlanıp toplanmıştır...

Ona kalan kürsüye çıkıp aygıttaki yazılı metni düzgün bir biçimde okumaktır.

Bir parti genel başkanının siyasi propaganda bombardımanına tabi tutulan Türk Milleti istediği kadar öfkelensin, istediği kadar sıkılsın ama iyi bilsin ki bu düzenin bitmesine az kalmıştır... 

İşin gerçeklerini ve perde arkasını biraz olsun anlamaya çalışmak gerekir!



Sevgili okurlarım, ekonomik çöküntünün en başta gelen göstergelerinden biri de icra dosyaları sayısıdır.  

Bu dosyaların sayısı ekonominin ne durumda olduğunu gösterir.

Bizdeki tablo şöyle:

Vatandaş enflasyonun altında ezilirken, ödenmeyen borçlar birkaç misli artış gösterdi.

Devlete, şahıslara, bankalara ve finans kuruluşlarına olan borçlar defalarca katlandı.

★★★

İcra dairelerine yolu düşenler görmüştür, dolaplar ve koridorlar tavana kadar yığılı o pembe renkli dosyalarla tıka basa dolu.

Vatandaş kredi kartlarını hiçbir ön inceleme olmaksızın bankalardan kolayca alıyor, sonra da sanki başkasının cebinden beleşe konmuş gibi bol kepçe harcamalar yapıyo

Konut, taşıt, ihtiyaç kredisi almış, ödeme zamanı gelince sıkışıp kalıyor ve icraya veriliyor.

Buna memlekette artık çok geçerli olan ve giderek artan ahlâksızlığı, sahtekarlığı da ekleyin, çoğunluk şu veya bu nedenle borcunu ödemek istemiyor.

★★★

Şimdi size gerçek rakamları, resmi rakamları veriyorum, akıl alacak gibi değildir...

Ödenmemiş ve icralık olan borçların toplam miktarı 1 trilyon 40 milyar lira.

İcra dairelerinde bulunan dosya sayısı yılbaşı sonrasında bir hafta içerisinde 21 bin arttı...

Ve 7 ocak 2022 günü itibariyle icra dosyalarının toplam sayısı 22 milyon 593 bin.

Bu dosyalardaki borçlar milyonlarca vatandaşımızdan er ya da geç icra yoluyla tahsil edilecek. Evlerine, iş yerlerine, taşınmazlarına ve maaşlarına haciz gelecek!

★★★

Böyle bir memlekette huzur olmaz. Böyle bir memlekette refah da olmaz.

Milletin karşısına her gün çıkıp 2023’e endeksli yalan söyleyenler, propaganda amaçlı pembe hayalleri sıralamaktan utanmayanlar bu tabloyu iyi görmeli.

Onlar görmüyor ve anlamak istemiyorsa millet onlara anlatmalı.