Sevgili okurlarım, her alanda ülkemizin altını üstüne getirdiler, kendilerine oy verenler dahil herkesi mahvettiler.

Fiyatlar anormal artıyor. Zamlar birbiri ardına kafamızda patlıyor. İktidarın yetkilileri “Telaşlanmayın, gıda stoklarımızda sorun yok” diye her gün nutuk atıyor.

Şimdi medyada sözleri yer alıyor:

“Ayçiçeği yağı yüklü gemiler Ukrayna’dan yola çıkmak üzere. Yağlar bir süre sonra Türkiye’ye ulaşacak. Endişe edilecek bir durum yok!”

Eğer onlar böyle diyorsa bilin ki sorun vardır ve aynen devam etmektedir.

Bakalım, yağ getirecek gemileri bekliyoruz ama oralarda savaş var, ya gelemezlerse!

O takdirde bizi yönetenlerin dualarıyla Allah’a sığınırız.

★★★

Bazen geçmişte yazmış olduğum yazıları yeniden okurum...Acaba geçmiş yıllarda durum nasılmış, neler demişiz?

Yıl 2019... 31 Mart yerel seçimlerine çok az bir zaman kalmış. İktidar büyük bir panik içerisinde kıvranıyor. Bütün dertleri özellikle Ankara, İstanbul, Adana, Antalya, Mersin gibi bazı Büyükşehir belediyelerini yitirmemek ki hortum ve vurgun kapıları kapanmasın. (Sonuçta korktukları başlarına geldi ve hepsi ellerinden çıktı!)

Yerel seçimlerden birkaç gün önce yazmış olduğum bir yazı var.

Tarihi 12 Mart 2019... Başlığı “Tarımda Büyük Rezalet.”

Şimdi o yazımı sizlere bir kez daha iletiyorum. Okuyunca göreceksiniz, koskoca üç yıldan bu yana olumlu yönde değişen hiçbir şey olmadığı gibi, işler daha da kötüye gitmiş.

Çiftçi daha beter yok olmuş, tarım kesimi perişan durumda.

İşte o yazı:

★★★

Türkiye’de çok ilginç, bugüne kadar hiç tanık olmadığımız olaylar yaşanıyor.

Rahmetli Süleyman Demirel gururla açıklardı:

“Dünya üzerinde tarım ürünleri ithal etmeyen sadece yedi ülke var ve biz onlardan biriyiz.”

Gerçekten de öyleydi.

Ürettiğimiz her tarım ürünü bize yeterdi.

Bir de şimdiki duruma bakın...

Dün alınan bir kararla Türkiye 200 bin ton patates ithal etmeye karar verdi. Hem de gümrük vergisi olmadan...

Ve bu karar ilgili bakanlık tarafından değil, Cumhurbaşkanı tarafından alındı.

Amaç belli.

Seçim öncesinde patates fiyatları artmasın! 

★★★

Benzer uygulamalara bir süredir tanık olmaktayız.

Soğan, buğday, arpa, mısır, pirinç, kuru baklagiller (mercimek, nohut, fasulye), soğan, ceviz, badem, ayçiçeği tohumu...

Hepsi ithal ediliyor çünkü yerli üretim yetmiyor...

Ve işin ilginç yanı bazı ithal ürünler yerli ürünlerden daha ucuz.

Recep Bey ve iktidar, uyguladıkları yanlış politikalarla çiftçiyi bitirdiler.

Gübreye zam, mazota zam, sulama bedellerine zam, milyonlarca çiftçi ailesini gerçekten mahvettiler.

Son olarak Recep bey Tunus’tan dönerken zeytinyağı ithal edeceğimizi de açıkladı.

★★★

Sırbistan’dan ve Güney Amerika ülkelerinden et ithal ediyoruz.

Aynı Sırbistan bize ayçiçeği tohumu da satıyor. İşin ilginç yanı, bu ülke ayçiçeği tohumu üretmiyor. Başka yerlerden aldığı tohumları bize kakalıyor!

Şimdi şu genel rakamlara bakalım ve nereye koştuğumuzu görelim:

Türkiye olarak bir sürü ülkeden tarım ürünleri ve et ithal ediyoruz. Meyve sebze dahil!

Kosta Rika’dan kavun, İran’dan karpuz, İspanya’dan marul, İtalya’dan ıspanak, Çin’den sarımsak, İspanya’dan kereviz, Sri Lanka’dan çay, beğenmediğimiz Irak’tan yumurta  dahil.

Dünyanın en az 45 ülkesinden gelen et ve tarım ürünleri...

Tarımın bir numaralı girdisi olan gübre derseniz, tamamına yakın bir bölümünü dışarıdan getirtiyor ve karşılığında her yıl milyarlarca dolar döviz ödüyoruz.

★★★

Rezaletin hangi boyutlara ulaştığını artık hepimiz biliyoruz.

İktidar da bu olanların farkında. Ancak bu yaşananları  ısrarla ve konuyu saptırarak gündeme getirmekten kaçınıyor.

İşte o nedenle iki adet öcüyü (!) piyasaya sürdüler. Her gün aynı lâfları dinlemekten de Türk Milletine artık gına geldi:

-Beka sorunumuz var, bölünme tehlikesiyle karşı karşıyayız!

-Muhalefet partileri PKK ile işbirliği içinde! Kandil’den talimat alıyorlar!

Belediye seçimleriyle bunların ne ilgisi var?

Türkiye’nin bölünme tehlikesi falan asla yok. Dünyanın en güçlü güvenlik güçlerine, istihbarat örgütlerine sahibiz.

Beka sorunumuz nereden geliyor, kimden geliyor? Bizi kimler, hangi güçleriyle bölecekmiş?

Bunlara adam gibi yanıt veren yok.

Acaba muhalefet partilerinden hangisi PKK ile işbirliği içerisinde? Elinizde hangi bilgi ve belgeler var? Kandil’den geldiği iddia edilen talimatlar nedir, hangi partiye nasıl geliyor?

Açıklayın, o partinin ve o adayların üzerine biz de gidelim ve onları hep birlikte rezil edelim.

Bu gibi yalanlarla Türk Milletini kandırmaya kalkışmak ayıptır, yakışık almaz ve tehlikeli bir oyundur.

★★★

Şimdi yine gelelim tarımın durumuna!..

Türkiye’nin dört bir yanında, ama özellikle seçim sonuçlarından korktukları büyük illerde tanzim satışları başlattılar.

İnsanlar patates soğan kuyruklarında sıra bekler oldu.

Ama AKP’nin güçlü olduğu illerde tanzim satışları başlatılmadı... Niçin?.. Çünkü oralarda seçimi kazanacakları garanti...

Ve iş çok ilginç bir aşamaya geldi:

Binlerce insanın çile çektiği tanzim satışları için “Varlık kuyruğu” dediler.

Acaba bizimle alay mı ediyorlardı, doğrusunu isterseniz bunu da anlamak mümkün olmadı.

★★★

Sevgili okurlarım, şu yerel seçimler öncesinde bazı şeyleri ister istemez merak ediyoruz...

Yüz binlerce insanımız iş bulma kuyruklarında boşuna bekleyip duruyor.

Sayısın tam olarak bilinmiyor ama yüz binlerce çiftçimiz mağdur edilmiş durumda.

Kan ağlayanlar topluluğuna esnaf, emekli, işçi, memur kesimini, 3.600 gösterge vaatleriyle kandırılan kamu görevlilerini, emeklilikte yaşa takılan “EYT” lileri falan hiç katmıyorum.

Merakım şu:

Bu milyonlarca insanımız acaba 31 Mart 2019 günü hangi partiye oy verecektir?

Acaba “Bu düzen devam etsin, iyidir ve biz hoşnutuz” deyip oylarını yine Recep Bey’in AKP’sine mi verecekler, yoksa “17 yıldan beri Allah dediniz, peygamber dediniz, din iman dediniz ve bizim oyları götürdünüz. Yeter artık” mı diyecekler?

Recep Bey şimdi endişeli, iktidar partisi de öyle.

Sanırım onlar şöyle düşünüyor:

“Bunlar ‘Yeter artık’ derse mahvolduk demektir. Tarımı ve hayvancılığı falan boşverin zira o meselelere girersek altından kalkamayız. İşin kötüsü elimizde malzeme kalmadı. O halde beka sorununa ve bölünme tehlikesi nutuklarına devam!” 

Evet, aynen devam etsinler!