Sevgili okurlarım, memlekette iki gün boyunca kar yağışı oldu...

Ve bu iktidarın yerli ve yabancı yandaşlarına, torpillilere milyarlarca dolar para ödeyerek yaptırdığı bütün sistemler çöktü.

Vatandaşa nasıl palavra attıkları da bu vesileyle ortaya çıkmış oldu.

Otoyollar durdu.

Köprüler kapandı.

Yolcu otobüslerinin seferleri iptal edildi.

On binlerce insan sadece otoyollarda değil, ana yollarda bile sıkışıp kaldı.

Kar ve buz altında ölmekten şans eseri kurtuldular.

Genç kadın yakınıyordu:

“Şimdi tam 16 saat oldu, burada yolun ortasında aracımızın içinde bekliyoruz. Donmak üzereyiz ama yanımıza gelen giden yok.”

Herhalde ölmediler, ölselerdi haber olurdu!..

★★★

Siz bakmayın medyada yer alan haberlere. Özellikle televizyon kanallarının tümü İstanbul ve çevresine odaklanmıştı.

Anadolu ve Trakya görmezden gelindi.

İstanbul tamamdır, kimse itiraz edemez.

Dünyanın en büyük köyü, 17 milyon kişiyi barındırıyor.

Bu köy 1994 yılından beri “Bu kafaların” elinde idi...

Ve saltanatları 2019’a kadar sürdü gitti.

Har vurup harman savurdular. Karışanları yoktu, milletin parası iç edildi.

Orada rant büyük, para sonsuzdu... Demek ki saltanat süreleri tam 25 yıl devam etmişti.

Ne zaman ki halkın oylarıyla devrildiler, hazımsızlık işte o anda başladı.

Kaybetmeyi içlerine sindirmeleri bir türlü mümkün olmadı.

Şimdi bir numaralı boy hedefleri İstanbul’u kaptırdıkları Ekrem İmamoğlu.

★★★

İstanbul’da yaşamayan biri olarak oradaki arkadaşlarla konuşuyorum, kar yağışı boyunca İBB’nin gerçekten iyi çalıştığını, şehir içindeki bütün ana yolları açık tuttuğunu söylüyorlar.

Varsayalım öyle değil... Varsayalım İstanbul tümüyle felç olmuştu.

Aslında istedikleri buydu!

Peki Anadolu ve Trakya’daki otoyollar, özellikle de özel şirketler tarafından işletilen otoyollar için ne demeli!

Bütün yollar tıkanmıştı.

Yolcu otobüslerinin çalışmasına yasak geldi.

Türkiye’nin dört bir yanında binlerce araç ve on binlerce yolcu yollarda kaldı.

İstanbul’a araç girişleri yasaklandı.

Havalimanlarında uçuşlar iptal edildi.

Milyarlar harcayarak yaptırdıkları İstanbul havalimanı çöktü.

★★★

İstanbul Valiliği sürekli açıklama yapıyor, özel araçlarınızı kullanmayın diyordu.

Adliyeler dahil bütün kamu kurumları ve üniversiteler geçici tatile sokuldu.

THY’nin görevi olduğu halde kendileri için otel ayarlanmayan yolcular bunların yaptığı İstanbul havalimanında yönetimi protesto ediyordu. Üzerlerine, her protesto eyleminde olduğu gibi Çevik Kuvvet gönderildi.

Beton zeminde kartonların üzerinde, bekleme kanepelerinde yatmak zorunda kaldılar.

Oysa Meteoroloji kar yağacağını günler önce açıklamıştı.

Bunların da sorumlusu acaba İmamoğlu muydu?

★★★

Karşımızda kendisini her fırsatta “Kurtarıcımız”, İBB başkanı İmamoğlu’nu ise tu kaka ilan eden bir iktidar var...

Ancak gelin görün ki, kar yağışı bunların bütün şehir efsanelerini (!) de yerle bir etti.

İki günlük kar yağışı sonrasında bu iktidarın cilası iyice kazındı, yarattıkları bütün pembe tablolar uçtu gitti, bütün masallarında yer bulan sahte ve düzmece gerçekler tek tek ortaya çıktı.

★★★

Kar yağdı böyle oldu!

Ne bilime kulak verdiler, ne de doğaya...

Hele de dünyanın en büyük köyünde, 17 milyonluk İstanbul’da rant büyüktü.

Yıllarca bildikleri gibi yaptılar, paraları ona buna hortumlayıp havaya saçtılar...

Ve iki günlük kar yağışı sonrasında acı gerçekler ortaya çıktı.

Palavralar, yutturmacalar ve ranta dayalı yağmacılık düzeni açığa düştü ama yüzleri hiç kızarmadı.

Yine de saldırıyorlar, pes etmediler!