Sevgili okurlarım, iktidar partisi tarafından başlatılan sosyal konut yutturmacası devam ediyor.

Dün gerçi başvurularda biraz azalma başladı ama kuyruklar yine devam ediyordu.

Vatandaş son bir umut olarak bu projeden bir şeyler bekliyor.

Sonuçta herhangi bir şey alacağını sanmıyorum.

Kuyruklarda bekleşip para yatıranların da umutlu olmadığı belli.

Ama eğer olursa dağ başlarında yapılacak konutları ev sahibi olabilmek adına kendileri açısından son şans olarak görüyorlar.

★★★

Ötesi gerçekten mucizelere bağlı olacak...

Uzun bir süreç gerektiriyor.

Dar gelirli, ayın sonunu zaten getiremeyen aile bireyleri (çekilecek kurayı kazandıkları takdirde) taksit ödemeye başlayacak.

Taksit miktarı belli değil. Daha doğrusu her ay artacağı şimdiden kesinleşmiş durumda...

Ev sahibi olma umuduyla yanıp tutuşan yüz binlerce insanımız ilk hayal kırıklığını işte o zaman, pamuk eller cebe girdiğinde yaşamaya başlayacak.

★★★

Bu projenin hükümetteki sorumlusu Şehircilik Bakanı Murat Kurum.

Bizim gazetenin dünkü manşetinde yer alan sözleri zaten bu olacakların ilk resmî habercisi idi.

250 bin konuttan birine talip olan herkese çağrıda bulunuyordu:

“Biraz fazla mesai yapın. Biraz etraftan borç alın, biraz da dişinizi sıkın...”

Hayır, şu anda kuyruklarda bekleşen gariban kesimle alay etmeye asla yeltenmiyordu!..

Çok ciddi idi!

Belli ki devreye bilinçli olarak sokulan bu yalan ve propaganda projesi onu bile rahatsız etmişti.

★★★

Milyonlarca insanımızla birlikte onların ailelerinden oluşan bu büyük kitlede hayal kırıklığı yaratan iktidar, bu işten büyük zarar görür.

Projeyi oy devşirmek için başlatmıştır ama sonunda bir bakar ki, devşirmek bir yana, altından kalkamayacakları durumlar ortaya çıkmıştır...

Ve çıkacaktır.

Bunu nasıl ve nereden anladığıma gelince...

Dünya liderimiz bu projeyi medya önünde saatlerce açıkladıktan sonra sustu!

O susunca yandaş medya da sustu.

Gazetelerinde atılan zorlama manşetlerin, televizyon kanallarında üretilen zorlama haberlerin etkisi anında sıfırlandı.

Öyle ya, böylesine büyük ve önemli bir projede taşıma suyla değirmen döndürülmesinin mümkün olmadığını kendileri de biliyordu.

Şimdi sıra geldi bu işin iktidar açısından en önemli yönüne...

Paracıkları sağ salim, kazasız belasız toparlayıp bütçeye vatandaşın sırtından katkı sağlamak!

★★★

Peki bizim sayın ahalimiz bu konuda olanlar için ne diyor?

Dün gelen mesajlardan birkaçını sizin için toparladım.

Mehmet Ali Y. yazıyor:

“Eğer bu ülke insanı bu kadar beyinsizse, bence bu halk bunu da hak ediyor.”

Mustafa B. yazıyor:

“Merhaba abi herkesin bildiklerini yazmışsın. İktidarın bu proje ile seçim yatırımı yaptığı doğru ama Millet İttifak’ı daha Erdoğan’ın karşısına bırakın proje koymayı bi aday bile çıkaramadı deseydiniz iyi olurdu.”

Muhlis O. yazıyor:

“Ölçüm bir bilim dalıdır. İki yılda 250 bin konut. Günde 700 konut. Demirci, kalıpçı, sıvacı, duvarcı vesaire. Bu kadar kalifiye eleman, bu kadar iş makinesi, beton mikseri, bu imalat hızını karşılayacak kapasite kimde var? Bu projenin inşaat bedeli bugünkü fiyatlarla milyarlarca dolar ediyor. Bu para var mı, yok. Tek kaynak vergi veren kelaynaklar. İşte hesabı yapan kafa bu.”

Yaşar C. yazıyor:

“Proje başladı ve devam ediyor. Konutların tamamı 250 bin adet olacak. Fakat başvuru şimdiden 2 milyonu geçti. Kurada kazanamayan milyonlarca kişinin parası ne zaman ve nasıl geri ödenecek? Her zaman olduğu gibi Allah bilir.”

Hüseyin A. yazıyor:

“Emin Çölaşan sizler zaten sahtekarsınız. Sizlerden çamur atmaktan başka ne beklenir ki. Yapmazsınız, yapamazsınız ve yapılana da yıllardan beri olduğu gibi takoz olursunuz. Sahtekarsınız vatan hainisiniz. Şimdiye kadar taş üstüne taş koymadınız. Koymak isteyene de engel olmaya çalıştınız. Koymak isteyene koyun dediniz biz de yıllarca her seçimde koyduk. AK Parti yapar sizler de öküz gibi bakarsınız.”

★★★

Sevgili okurlarım bu ‘Zihni Sinir porocesi’ konusunda gelecekte çok şeyler yazılıp söylenecek...

Çok insanımızın feryatları göklere yükselecek.

Şimdi işin çok başındayız, henüz ‘cicim günlerini’ yaşıyoruz.

O kuyruklar yakında sona erecek, ‘koş vatandaş koş, batan geminin malları bu konutlar’ çağrıları ister istemez son bulacak.

Hiç kuşkunuz olmasın bu hayalî konut projesinin sonu da hüsranla bitecek, filmin sonu aynen Kanal İstanbul masalı gibi olacak.