Erdoğan, Endonezya’da gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’ne katılmaya gitti. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alan 19 ülkeden ve Avrupa Birliği Komisyonu’ndan oluşuyor.

Neyse ki G20 sadece ekonomik kriterlere bakan bir oluşum değil... Yoksa kapıdan dönerdi. Türkiye’nin geliri o kadar hızlı düştü ki, şu anda 21’inci... Ne yapalım? Biraz idare etsinler bizi!

★★★

İsviçre, Norveç, İran, Venezuela gibi ülkeler ekonomik olarak bazı üyelerden daha büyük oldukları halde G20’de yoklar.

Uluslararası ekonomik işbirliğini artırmayı amaçlayan, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri bir araya getiren, küresel ekonomik kararların alındığı bir platform... Lakin prestiji hayli yüksek...

★★★

İki gün sonra berbat ekonomimiz nedeniyle Türkiye bunun dışına çıkartılırsa her anlamda darbe yer, fasulyeden bir ülke konumuna düşer.

Yoksa dünya 5’ten büyüktür lafı bir anda dünya 20’den büyüktür olacak. Diğer ülkeler “hadi len” çekecek!

★★★

Zira 1976 yılında Süleyman Demirel zamanında Türkiye zaten 17’inci büyük ekonomiydi... Bülent Ecevit ile 1979 yılında 16’ncı sıraya kadar yükseldi.

Sonrasında hep bu seviyelerde gitti geldi. Hem Demirel hem de Ecevit ekonomiden anladıkları için meydanlarda bununla övünmek onların akıllarına gelmedi!

“Benim alanım ekonomi” diyen geldi, 2023 yılında Türkiye’yi ilk 10’a sokacağını söyledi... Halimiz belli...

Peki, nasıl bu duruma geldik? Cevabı; kötü yönetim... Çözümü hep Merkez Bankası üzerinden aradılar. Hâlâ arıyorlar. Merkez Bankası ne yapar? Para politikasını ayarlar... Neymiş? Faizleri indirsinmiş... Çözüm ne kadar da basitmiş?

İndirdikçe indirdi. Ekonomi hiç de dedikleri yola gitmedi. İşler iyice kilitlendi. Çıkmaza girdi.

★★★

Plan neydi? TL değer kaybeder ama bu yararlıdır, ihracat artar... Döviz fiyatı artmaya başlayınca ithal mallarının fiyatı artar. İç piyasada ithal mallarına karşı talep daralır.

İhracat daha kârlı hale gelir ve hızlanır. Üretim ve yatırım canlanır böylece yeni istihdam sağlanır. Olmadı. Olamazdı. Peki nedir yeni planı?

★★★

Bu sefer doların artmaması... Yabancı yatırımcı olmazsa dolar hızlı hareket edemez. Kurlarda daha fazla kontrol sağlanabilir. Bunu başardılar da bizim ihtiyacımız daha çok yabancı sermaye...

Elimizde kaldı yerli yatırımcı. Aldığı dövizin bir kısmı tekrar Merkez Bankası’na munzam karşılığı olarak gidiyor. Kur Korumalı Mevduat da durumu destekliyor.

★★★

Merkez Bankası’nın döviz satarken kimin olup olmadığına bile bakmıyor. Şimdilik bu sistem kendini besliyor.

Bunun nereye kadar böyle gideceğini söylemek kolay değil ama çok uzun ömrü olmadığı aşikar... Neyse dönünce anlatır, bizi bir karşıladılar, bir ağırladılar, hepiciği Türkiye’ye hayranlar...