Merkez Bankası Genel Kurulu 3 Şubat’ta olağanüstü toplanacak. Halbuki sadece adı “olağanüstü” olan bir toplantı yapacak. Çoktan gelenekselleşti... Şenlik gibi...

Toplantıda 2021 yılı dönem kârından avans ve birikmiş ihtiyat akçesinin kâra katılarak dağıtılması kararlaştırılacak.

★★★

Hangi kâr? Enteresan bir şekilde 31 Aralık’ta 70 milyar liralık rekor zarara imza atmaya hazırlanan Merkez Bankası aynı gün 130 milyar lira para kazanıp 60 milyar lira kâra geçti!

Neden? Kârını Hazine’ye devredebilmek için... Ortada zarar eden olmadığına göre bunun örtülü para basmaktan ne farkı var? Hiçbir farkı yok!

Demek ki devletin malı yiye yiye bitirilebiliyormuş. Bakkal yönetir gibi ekonomi yönetince böyle oluyormuş.

★★★

Merkez Bankası ihtiyat akçesi kalemindeki paranın bütçeye aktarılması zaten rezaletin daniskası... Normalde piyasaya sürülmeyecek paranın Hazine’ye yollanması ve harcanması da para basmak anlamına geliyor.

Bas bas paraları, sür piyasaya, bir daha mı geleceğiz dünyaya? Para basmak bumerang gibidir oysa... Çok iyi yönetmek gerekir. Çünkü sana enflasyon olarak geri dönecektir...

★★★

Yurtdışından artık kolay kolay borçlanamıyorlar. Yurtiçinden borçlansalar, piyasaya gidecek parayı toplayacaklar. İyice durgunluğa yol açacaklar.

Bankalar, Hazine’ye borç verince özel sektöre ne kalıyor? Hangi parayla kredi açılıyor? Açılamıyor! Haliyle Merkez Bankası’na sulanıyorlar.

★★★

Dünyadaki örnekler bize göstermiştir ki, finansal krizlere sebebiyet veren en büyük etken para arzının kontrolden çıkmasıdır. Biz neden krize girdik sanıyorsunuz?

Dur daha yeni başlıyoruz. Oturmak yok, oynamaya geldik. Kamu bankaları sermayelerini yedi bitirdi. Üzerine soda niyetine Kredi Garanti Fonu gündeme geldi.

★★★

Mecburen önce kamu bankalarına sermaye aktaracaklar. Nereden? Para basacaklar. Sonra kredi olarak dağıttıracaklar.

Tamamen yanlış kurgulanmış bir sistem... Yine ve yine... Sonucunun bizi tekrar buraya getireceğini bile bile...

Nitekim bu sayede Türkiye yüksek oranda fakat kalitesiz büyüyecek... Faydasını kim görecek? Vatandaşa yansımayan sayılardan ibaret büyüme karın doyurmayacak ki!

★★★

Ekonomiyi düzeltmek uzun hikâye... Bir sürü karar alacaksın. İşi bilenleri çalıştıracaksın. Kim uğraşacak?

Onun yerine kefaletle kredi veririz, her işletmeden beşer işçi daha çalıştırma sözü aldık mı, sorunu çözeriz! Ekonomiyi böyle gül gibi yönetiriz, bülbül gibi öteriz. Ama nasıl zekiyiz!

★★★

Milletin geliri artmadığına, birikimler de enflasyon karşısında eridiğine göre talepte bir artış olmayacak. Şirketler krediyi ne yapacak?

Kredi ile yatırım yapmayacak. Günü kurtaracak. Vadesi gelince ödeyemeyen yine ödeyemeyecek. Batacak olan yine batacak. Faturası devlete kalacak. Devlet vergilere abanacak. Olan yine vatandaşa olacak.