Türkiye ekonomisi gayet iyi gidiyor. Gidip de sayılara bakıp anlamsız çıkarımlarda bulunmanın pek bir manası yok. Nereye bakacağız? Yollara... Nereden bakacağız? Göğe yükselip en tepeden...

Erdoğan, “Hani ya her taraf, ekonomide çökmüştü, batmıştı... Ben şimdi helikopterden o yolları gördüm” diyerek nefis bir analize imza attı.

“Araçlar, otomobiller, otobüsler, kamyonlar, TIR’lar... Tıklım tıklım dolu yollar. Bu ekonomik canlılığı gösteriyor” cümleleriyle de durumun düzeldiğini kanıtladı.



★★★

Mesela İstanbul Zincirlikuyu... Türkiye’de ekonominin kalbi orada atıyor olmalı... Bugüne kadar trafiksiz halini gören olmadı... Özellikle saat 18 civarı ekonomisi adeta patladı.

Aynı şekilde Erdoğan da gittiği yere bereket götürüyor bu teşhisle... Konvoyu en az 70 araçtan oluşuyor. Yol bir anda tıklım tıklım oluyor. Haliyle bu durum ne gösteriyor bize? Ekonomide canlılığı...

Ekonominin durumunu enflasyona, kişi başı gelire, alım gücüne, cari açığa, borca, istihdam oranına bakıp anlatacak halimiz yok herhalde... Helikopterden bakmayan “benim alanım ekonomi” falan demesin bu alemde...

Türkiye yine zirvede!


Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün son verileriyle en yüksek gıda fiyat artışlarının yaşandığı ilk beş ülkeden birisi Türkiye...

O da resmi diye İstatistik Kurumu verilerini baz alıyor. Yoksa rahat ilk üçte bizim ülke...

Diğerleri kim? Zimbabwe yüzde 353 ile zirvede, Lübnan yüzde 240 ile takipte... Venezuela yüzde 108 ve Sri Lanka yüzde 93 ile önümüzde... Türkiye yüzde 90.3 ile arkalarından geliyor.

Önümüzdeki ülkelerin ortak özellikleri açlık, kuraklık ve kıtlık yaşanan, siyasi istikrarsızlık ve derin ekonomik bunalımlarla boğuşmaları... Bizde ne kuraklık ne kıtlık ne de siyasi istikrarsızlık var. Bizim tek hikayemiz kötü yönetilmemiz.

Yanlışsınız!


Erdoğan Amerika’da PBS kanalına konuk oldu. Konuşmasında, “Hiçbir lider attığı adımdan sonra ‘ben yanlış yaptım’ demez. Bunu görmek lazım...” diye bir cümle kurdu.

Her ne kadar bunu Putin için sarfetmiş olsa bile yaptığı bu genelleme Türkiye ekonomisinin geldiği nokta itibarıyla belli ki “ben yanlış yaptım” dememek için düştük bu hallere...

★★★

“Faiz sebep, enflasyon netice” iddiasının ülke ekonomisini hangi noktaya getirdiği apaçık ortada...

Milletin yoksullaşması, enflasyonun yüzde 80’i aşması Türk Lirası’nın hiçbir itibarının kalmaması pahasına bu yanlışın sürdürülmesinin arkasında ‘liderliğin sorgulanması’ endişesi yatıyor.

Aynı şekilde kendi atadığı bakanların, bürokratların hakkındaki yolsuzluk iddialarının araştırılmaması da bu zihniyetin bir ürünü olarak karşımıza çıkıyor.

Benim merakım “ben yanlış yaptım” demeyeceğine göre, “Biz göreve geldiğimizde oy kullanmanın yaşı 30’du... 30’un altındakiler oy kullanamıyordu. Bunu 25’e de indiren biziz 18’e indiren de biziz” dedikten sonra bu yanlışından geri adım atmayarak bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile tarihi değiştirmeye çalışır mı?

İranlılara destek insanlık onurudur!


Artık nasıl bir aklın ürünüyse İran’da yaşanan olayları bile dış güçlere bağlayıp büyük oyunu görme çabası hız kesmeden devam ediyor bizim memlekette...

Bire bir aynısı yaşanıyor bizim ekonomide... Dış güçler, kıskanan ülkeler, iç mihraklar... Olmasalar hepimiz zenginiz ama bir türlü yakamızı bırakmıyorlar.



Protestolar, İran’da İslam Devleti rejiminin kadın haklarını kısıtlayan uygulamaları, dayattığı başörtüsü zorunluluğuna karşı genç bir kızın saçı göründüğü için Din ve Ahlak Polisi tarafından karakolda öldürülmesi ile başladı. Zira bu duruma tepki vermeyen millete pespaye denir. İranlıların pespaye olmadığını tarih defalarca göstermiştir. Kalbim İran milletiyledir.