Hep merak ederim, devletin hesaplamalarını kimler yapıyor? Hadi anladık bugüne kadar hiç tutturamadılar ama bari yamacına yaklaşsalar...

Bu yıl sonu için hesaplanan cari açık ne kadardı biliyor musunuz? Tam 18.6 milyar dolar... Biraz ekonomi bilen herkesin bu işe aklı şaşar!

Ocak ayından bu yana cari açıktaki üç aylık toplam tutar 18 milyar 74 milyon dolar oldu. Yılı 40 milyar dolarda kaparsa öp başına koy.

★★★

Diğer yandan rezerv belli, harcanacak döviz neredeyse bitti. Döviz olmazsa ithalat olmaz, cari açık verilemez. Al sana cari açık düştü işte... Çarklar nasıl dönecek? Onu hiç düşünme!

Ödemeler dengesinin her geçen gün kötüleşmesi ve döviz darboğazına girmemiz kaçınılmaz sanki...

★★★

Döviz artışını durdurmak ve ekonomi iyi algısı yaratmak için yapılan rezerv satışları yanında, cari açığın finansmanında Merkez Bankası rezervlerinin kullanılması sorunun temel kaynağı...

İhracatçının, turizmcinin döviz kazancının yüzde 40’ına el koyma formülü belli ki çözüm olmuyor. Peki iş nereye gidiyor?

Ya şapkadan yeni bir tavşan çıkacak ya da ekonomi savaştaki Rusya’nın haline dönecek, içine kapatılacak. Bekliyoruz bakalım ne olacak?

Nebati yollarda, bölüm 6


Daha önce iki kez Londra’ya, bir kez Paris’e, bir kez Amerika’ya, bir kez de Suudi Arabistan’a para aramaya giden Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye yine yol göründü.

Ne yalan söyleyeyim hakikaten çalışkan bir görünüm sergilemesi sevindirici... Yine de başarılı olması mümkün değil ki... Her gittiğinde, yeni dış kaynak gelmediği gibi, mevcut olanlar da gitmeye hız verdi!



★★★

Takvim 1 Haziran’ı gösterdiğinde bu kez 9 yıldır ilişkilerin kesik olduğu Mısır’a gidiyor. İslam Kalkınma Bankası Guvernörler Kurulu Yıllık Toplantıları’na katılacak.

Açıklamaya göre, üye ülkelerle Türkiye ekonomisine ilişkin son gelişmelerle, yürütülmekte olan ekonomik politikalar paylaşılacak. Paylaşma işte... Duyan yine kaçacak!

★★★

Mısır ekonomisi zengin Körfez ülkelerinin desteğiyle çarklarını döndürüyor. Biz iki ay önceye kadar kanlı bıçaklıydık. Darbe organizatörü ilan etmiş durumdaydık.

Suudiler ve diğer petrol zengini Arap ülkeleri, Mısır’a milyarlarca dolarlık finansman ve bedava petrol olanağı sağladılar. Bize ambargo koyup mallarımızı satın almadılar. Alın işte barıştık!

★★★

Türkiye’den istediğini almak mevcut yönetim dahilinde çok da zor değil... Amerika, “F-35 savaş uçaklarını satmıyorum, Türkiye’ye yatırım yapılmasına sıcak bakmıyorum, ceza kesmeye hazırlanıyorum” diyor.

Almanya, kredileri gözden geçiriyorum, tank motorlarını da göndermiyorum diyor. Rusya, Türkiye’ye gidene izin vermiyorum, mallarını da almıyorum diyor. Fransa sadece telefon ediyor. Hepsi üç vakte kalmadan istediğini alıyor.

★★★

Sizce Finlandiya ve İsveç, NATO’ya girmek için hangi kartları Türkiye’nin önüne koyacak? Belli ki felaket ekonomimiz nedeniyle istediklerini almak pek de zor olmayacak.

Öyle bir harcadılar ki acil nakit bulmamız gerekli... Nebati, Mısır’a gittiğinde göreceğiz bakalım din kardeşlerimiz için para mı yoksa ümmet mi önemli?

Karşının taksisiyim!


İstanbul gibi dünyanın en berbat trafiklerinden birine sahip bir şehirde yıllardır süren bir taksi rezaleti var. Bulmak ayrı dert, yalvarsan istediğin yere gitmiyorlar.

Kimsenin huzurlu olmadığı bir konuda neden düzenlemeler yapılmıyor? Bunu bizzat iktidara sormak gerekiyor.

★★★

İstanbul’da, 6 milyon nüfusa sahipken, 17 bin 500 taksi plakası vardı. Bugün geleni, gideni, mültecisi, turisti, 20 milyon nüfusa ev sahipliği yapıyor. Plaka sayısı aynı! Sizin yapacağınız iş bu kadar olur!

Sadece “taksicilik yapana plaka verilir” diye bir düzenlemeyi koysana uygulamaya... Kanuna koysana “plaka devredilemez” diye bir madde... Şoförleri soksana eğitime... Hiç değilse arada bir müşteri kılığına girip denetle...

Kim uğraşacak? Verdim plakayı, saldım çayıra... Bu sayede İstanbul Belediyesi başarısız görünecek... Sonraki seçimlerde herkes AKP’ye oy verecek. Oldu!

Her taksi bulamadığımda ya da her reddedildiğimde küfür ettiğim için acaba ayıp mı ediyorum diye düşünmüyorum bile... Hatta tekrar edeyim, sizin yapacağınız işe...