Özel bir şirket. Amacı elektrikli otomobil satıp kâr etmek. Eğer insanlara yalan söylemedilerse ürettikleri ilk araçlar seri üretim bandından indi.

Yalan söyledilerse o milleti kandırmaya girer ki kendi haysiyet meseleleri... Durup dururken böyle bir konuda neden yalan söylenir ki? Bazı aksaklıklar oldu tarih iki ay, üç ay sarktı denir, olur biter.

★★★

Şirkete 100 araçlık sipariş geçiliyor, “Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen ön siparişler dışında sipariş almadığımızı yinelemek isteriz” diye açıklama geliyor.

Verdiği sipariş de “2” adet! Yahu sen daha teknik özelliklerini, fiyatını açıklayamamışsın... Ne testlerin tamam ne belgelerin... Buna rağmen “100 adet alacağım” deniliyor, reddediyorsun!

Yıl 2016... Tesla Motor yeni tasarımı “Model 3”ü açıkladı. Sipariş alımını başlattı. Oysa aracın üretiminin başlamasına daha 2 yıl vardı.

İlk 3 günde tam 276 bin sipariş aldı. Sipariş de öyle bedava değildi... Alacağınız otomobil için internet üzerinden 1.000 dolar yatırıyordunuz.



★★★

İşler yolunda gidiyorsa ve sen siparişi kabul etmiyorsan ben olsam böyle bir talebe böyle cevap veren pazarlama departmanının tümünü anında kovarım. Öyle bir departman varsa tabii...

“İş misin sipariş misin?” derler adama... Ya da başka sorunlar var galiba... Bu kafayla on yıl sonra patates deposu olur o fabrika...

Çat-çut-çıt


Sistemden çatır çutur sesler geliyor. Duyabiliyor musunuz?

Enflasyona rağmen rekor düzeydeki negatif faizle hazine kâğıdı almaya zorlanan bankaları baskı altına alan Merkez Bankası’nın bu uygulaması bankacılık sistemini adeta kilitledi.

Bankaların riskleri ve bilanço yükleri arttı. Geçen hafta yapılan 10 yıl vadeli TL tahvil ihalesinde bankalar, yüzde 85’i aşan enflasyona rağmen yüzde 12.07 oranında faizle Hazine kâğıdı almaya mecbur edildi.



★★★

Mevduatlarını Hazine kağıtlarına bağlamaya zorlanan bankalar, kredi vermeyi durdururken, yüzde 10.5 politika faizine rağmen TL mevduata yüzde 25-30 arasında faiz vermeye başladı. Kamu bankaları da bu kervana katıldı.

Peki, ne oldu Kur Korumalı’ya? Devlet dövizi baskılayınca girişler tıkandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ödediği kur farkı 91.6 milyar TL’ye ulaştığını açıkladı. Merkez Bankası’nın ödediği tutar hâlâ saklı.

★★★

Bugüne kadar uygulanan politikalar, her daim gerilim yaratan açıklamalar, göreve getirilen liyakatsizler... Kendi para birimimizi yerlerde sürünür hale getirdiler.

Eğer bir ülkede tasarruf ve yatırımı başka bir ülkenin para birimindeyse bilin ki o ülke ekonomisinin sırtı yerde başı hayli derttedir. Sistem çatırdıyor! Sahi bizi bu hale getiren kimdir?

Hay sizin saatinizin ayarı...


Aynı boylamı kullanmanın getireceği sevap adına Türkiye’nin zaman dilimi değiştirildi. Söz konusu Arap hayranlığı olunca var mı daha önemlisi?

Saatleri en doğudaki Iğdır’a göre ayarladık. Yaklaşık 65 milyon kişinin yaşadığı, işgücünün yüzde 75’inin barındığı batıyı, Iğdır’a sığdırdık!

Türkiye’den bile geçmeyen boylama göre saatleri ayarlamanın ülkeye elektrik ve doğalgaz faturası 700 milyon dolar ekstra... Aksini iddia eden varsa koysun hesabı ortaya!

★★★

Bakın; matematik dünyanın her yerinde aynı... Amerika’sı, Almanya’sı, Fransa’sı İngiltere’si hesaplıyor, yaz-kış saati uygulamasının daha akıl kârı olduğuna karar veriyor.

İspanya, İngiltere’nin bile daha batısında olmasına rağmen kıta Avrupası ile aynı zaman dilimini kullanıyor. Neden? Mesai saatlerini bire bir Avrupa’ya uyarlamak için...

Hadi bilimsel yaklaşalım. Türkiye’nin normal saati “kış saati” dediğimiz dilim. Güneş ışığından daha fazla faydalanmak, enerji tasarrufu sağlamak için ileri ve geri saat uygulamasına geçildi.

Biz ne yaptık? Dünyanın elektrik tasarrufu için geçtiği dönemlik “yaz saatinde” takılıp kaldık.

Neden? Tasarruf falan hikâye... Şu şansa bakın ki “yaz saati” uygulamasıyla Katar da bizimle aynı saat diliminde... Keza Mekke ile Medine...

★★★

Ülkenin yaşadığı karanlık günler yeterli gelmediyse demek yaz saati denilen garabet kış boyunca devam edecek. Belli ki yine gün yüzü göremeyeceğiz. Altı yaşında çocukları narkotiğin şafak operasyonları gibi karanlıkta okula göndereceğiz.

Millet yarasa gibi yaşıyor. Karanlıkta evden çıkıyor. Karanlıkta eve giriyor. Güneşsiz geçen günler sebebiyle “D” vitamini eksikliğinden mustarip insan sayısı katlanıyor. Havalar sıcak gitsin, kış geç gelsin de elektrik, doğalgaz ödemeyelim diye dua ediyor.

Sadece “bu uygulamayı değiştireceğim” diyene bile oy vermeyi düşünürüm tüm benliğimle...