Victor Hugo tarafından yazılan “Sefiller” 1862’de yayınlandı. Ekonomiye 1970’lerde ölçüm olarak alındı. Tam 160 yıl sonra Türkiye’de kralı yaşandı.

İşsizlik oranı ve yıllık enflasyon oranının toplanmasıyla hesaplanan ve literatürde The Misery Index olarak adlandırılan “Sefalet Endeksi” ortalama bir vatandaşın ekonomik durumunu göstermek amacıyla kullanılır.

★★★

Türkiye için hesaplarsak, mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 10,3, yıllık enflasyon yüzde 79.6 oranında... Topla... Tam olarak 89.9’da...

Geçen yıl ortasında 29.3 idi... Başkanlık sisteminde “Neyiniz varsa üçe katlanacak” diyen Yiğit Bulut aklıma geldi. Ülkenin sefaleti sadece bir yılda 3’e katlandı.

★★★

Türkiye’de yaşayanlar için amaç artık yaşam kalitesini artırabilmek değil, sadece yaşamak... Geçim derdinde olan insanlar için özgürlükler, hak, hukuk, adalet gibi kavramlar haliyle ikinci plana itildi...

Ekonomi için zaten yaktık gemileri... Dönüş yok artık geri... Ne olacak? Gökten para mı yağacak? Yaşadığımız sefalet kaldığı yerden devam edecek! Yine de buna alışmamak gerek. İstedikleri bu zaten...

★★★

Türkiye kredi ile büyüyen, ekonomisi döviz girişine bağımlı bir ülke... Bu bağımlılık çok canlar yakacak. Lakin birçok şirket için geç kalındı, ne yapsanız çoğunun canı acıyacak.

Amerika gaz pedalına levye yerleştirmiş gibi tam gaz gidiyor. Enflasyonu düşürmek için devamlı faiz artırıp duracak. Haliyle “para” babasını tanımayacak. Maliyetler arttıkça artacak. Avrupa da buna ayak uyduracak.

★★★

Tam bu sıralarda gezegenin ortasında Türkiye, aşırı borcu, çılgınca harcamaları, Yap İşlet Devret ödemeleri nedeniyle fellik fellik para arayacak. Bu parasal kuraklık döneminde para yollar mı acaba diye Arapların gözünün içine bakacak.

Kimsenin elinde sihirli değnek yok! Bu süreç illa yaşanacak. Neyi değiştirdiler de düzelttiler ekonomiyi? Ya çok gizli ya da hiçbir şeyi! “B” şıkkı anlatıyor her şeyi...

★★★

Kötü ekonomi ülkeleri batırmaz. Para bulamadığı için kepenk kapatan bir ülke söyleyin... Öyle şey olmaz! Ne olur? Ödeme sıkıntısına sokar, vatandaşlarını fakirleştirir. Sefalete sürükler. Bizde de tam böyle olacak.

Zenginin ekonomiyi övdüğü fakirin ise dibi gördüğü bir ülkede, normal olarak bir grup gayet mutlu, mesut işinde, gücünde... Kimileri çöpten yemek toplama taktikleri ile hayatlarını idame ettirme peşinde...

★★★

Neden durmadan halktan şükretmesini istiyorlar? Niye Allah’ın kullarını açlık ve yoklukla sınadığını söyleyip, sabır telkin ediyorlar?

Açlıktan ölmek bize koymaz, kuru ekmek yeriz yine de sevdamız diyen zekasızların çok olduğunu biliyorlar. Belli ki kalabalık bir kitle de sefalet çekmekten hoşlanıyor. Sonuçta Anadolu irfanı bunu hak ediyor. Oyna devam...