Erdoğan, “Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmayacağı bir Türkiye’yi biz hallederiz. Şu an itibarıyla onun hazırlığı içindeyiz” diyerek gelecek seçimler için seçmenden oy istedi.

Tıpkı 20 yıl önceki gibi... İktidara gelirken de “3Y” yani yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk ile mücadele edeceklerini vaat etmişlerdi.

Şöyle söyleyeyim, ülkede gece 01’den sonra müzik bile yasaklandı. Daha ötesi var mı?

Ülke yoksullukta Afrika ülkeleriyle yarışta... Aylık asgari ücret 300 doların altında ve ülkenin yarısından fazlası asgari ücretle yaşamaya çalışıyor.

★★★

Yolsuzluk deyince haksızlık ediyor kendine bence... Ben hiç duymadım. Kim acaba bu soysuz, haysiyetsiz, şerefsiz, onursuz, namussuz hırsızlar?

Yolsuzluk olsaydı savcılar dava açmaz mıydı? Hani nerededir bu yolsuzluklar? Suçlular kim? Hangi kurumlarda, ne kadar yolsuzluk yapılmış? Yok!

Zira 20 yıldır tek başına iktidarda olanlar bu cümleyi kuruyorsa 20 yıl boyunca konu hakkında hiçbir şey yapmamıştır. Gerek duymamıştır. Şimdi nereden çıktı Allah aşkına?

★★★

Günah işleme özgürlüğü ile karıştırmış olmasın sakın? Yok eğer dediği gibi yolsuzluk falan varsa “bizim iktidarımız döneminde yolsuzluk yapılıyor ve biz bunu engellemiyoruz” anlamına gelir.

Sahi tanımlamasını bir yapsa... Yolsuzluk nedir kendisine göre? Nasıl yapılır? Kim ya da kimler ne yaparsa yolsuzluk yapmış olur? Onlarca örneği var ancak hiçbiri yolsuzluk olarak tanımlanmıyor.

★★★

Bak bir anda aklıma Davutoğlu’nu yakan gelişme geldi. Başbakandı kendisi... Pelikan Dosyası’nda 27 madde halinde yayımlanmıştı o tarihte...

Dosyanın birinci maddesinde aynen şu yazıyor: “Reis’in ekonomi yönetimini ekarte etmek için ilk iş ‘Şeffaflık Yasası’ çıkartalım dedi hoca... Reis’in haberi olmadan hazırladı yasa paketini... Ve kamuoyuna bizzat kendisi açıkladı. Sonra Reis; ‘kendisiyle istişare edilmeden’ bu paketin hazırlandığını söyledi. Hoca ve muhteris danışmanları tırstılar. Paketi geri çektiler.”

★★★

Oldukça geniş kapsamlı bir çalışmanın ürünü olan bu yasada ne vardı?

Özetle; Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin il başkanlarının bile TBMM’ye mal bildiriminde bulunması zorunluluğu...

Mal bildirimi süresinin 5 yıldan 2 yıla inmesi... Müteahhitlik, komisyonculuk, iş takibi yapamaması sağlanması...

Siyasi partilere yapılacak yardımların elektronik ortamda herkes tarafından görülebilmesi... Seçimlerden önce ve sonra partilerin maddi kaynaklarının açıklanması...

İmar planlarında oluşan değer artışlarından doğacak olan rantın belediyelere ve bakanlıklara aktarılması... Bunun gibi akla izana uygun bir sürü madde...

★★★

Böyle bir yasa neden istenmez? Neden istenmediğinin, vergilerimizle birilerinin zengin edildiğinin, ihalelerin zimmetlendiğinin şahidi olduk.

Davutoğlu hataları da olsa bugüne kadar akçeli işlere bulaşmamış bir siyasetçidir. O günleri bir de ona sormak, o gün neden buna ihtiyaç duyduğunu, neden paketin geri çekildiğini anlatması gerekir. İlkeli muhalefet olmak bunu gerektirir.