Genç yaşında, hayatının baharında iken kocasını kaybetti. Özge Ak Amasra’da madende can veren 41 işçiden biri olan Soner Ak’ın eşi, dedi ki: “Bana madende gaz var ama yapacak bir şey yok diyordu... Şef, ‘bize kömür lazım sizin keyfiniz değil’ demiş.”

Ocakta gaz var!

Nasıl anlaşılır?

Neyle ölçülür?

Onu da Enerji Bakanı Fatih Dönmez, partisinin (AKP) Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı bilgilendirme konuşmasında şöyle anlatı:

Gaz yüzde 1 ise:

Patlama olmaz.

Işık da yanmaz.

Gaz yüzde 1.5 ise:

Patlama olabilir.

Sarı ışık yanar.

Dikkat edin.

Tedbir alın.

Gaz yüzde 2 ise:

Kırmızı ışık yanar.

Ocak patlayacak.

Ocağı terk edin.

Bakan, sözlerinin devamında; “Bartın Amasra’da madende patlamadan önce gaz oranının yüzde 1.69 civarında olduğunu tespit ettik” dedi.

★★★

Yani Bakan’a göre bütün önlemler alınmış(!) Bu ocakta patlama olmamalıydı, 41 canın ölmemesi gerekiyordu. Enerji Bakanı aynı konuşmasında; “Ocakta en son patlama anı olan 18.09’da bir kayıt var. Sonrasında ise bir kayıt yok. Tehlike sinyalinin gelmesinin ardından patlama anına kadar geçen süreçte 15 dakikalık bir karanlık bölüm.. Gazın tehlike oluşturmaya başladığı andan itibaren işçiler orayı niçin terk etmedi? Sebebini araştırıyoruz, aydınlatılacak...” cümlelerini söyledi.  Bakan, iktidar destekçisi gazetelerde yer olan konuşmasının bu bölümünü ertesi gün yalanladı, “ben öyle demedim” dedi.

Bakan, durmadı.

Aynı gün Meclis’e gitti.

Milletvekillerini bilgilendiren bir konuşmayı da TBMM Genel Kurulu’nda yaptı ve şunları söyledi:

Amasra’yı TTK işletiyor.

580 çalışan var.

16 iş güvenliği uzmanı temel risk eğitiminden geçirilmişlerdir. Kömür ocakları yılda en az 4 kez denetlenmektedir. Amasra’da 4’cü denetim 21-27 Ağustos’ta yerinde yapıldı.  Teknik ve idari düzenlemelere aykırı hiçbir husus tespit edilmedi. Yani Bakan’a göre Amasra kömür ocağının patlamaması gerekirdi.

Niçin patladı?

Kader!

Alın yazısı!

★★★

2018 yılında Kanun Hükmünde Kararname ile Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ile Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (PİGEM) birleştirildi. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) doğdu.

Birçok görevi var.

Arama izni verir.

Hak devri yapar.

MEPAG, kömür ocaklarında işçilerin ölmeden çalışmasını sağlayacak tedbirlerin alınıp alınmadığını da denetler. Bunu da “zorunlu ferdi sigorta” uygulaması üzerinden yapar. Bu açıdan; tüm yeraltı madeni işletmelerinde olduğu gibi Amasra’da patlamada ölen 41 canın da “zorunlu ferdi sigortaları” vardı. Sigorta şirketi maden mühendisleri, iş güvenliği uzmanları ve eksperlerden oluşan bir heyetle Amasra’daki ocağı inceledi. İşçilerin can güveliği açısından sorunlar buldu ve bu sorunların giderilmesi için ocağın işleticisine bir süre verdi.  Süre içinde sorun giderilmezse teminatın dondurulacağını ve ocağın kapatılması için MEPAG’ a bildirim yapılacağını bildirdi.

Niçin aynı anda değil?

Niçin verilir bu süre?

Niçin “bu süre içinde eksiklik giderilmeden patlama olursa” diye hayati bir soru sormak akla gelmedi, gelmiyor?

★★★

Süre bitmeden, patlama oldu. 41 işçi bedeniyle birlikte “eksikleri giderme süresi” de yandı. 41 canın cinayetini çözecek düğüm de böylece gözlerden saklanır oldu.  Sigorta şirketi de hemen 41 işçinin ailelerine toplam 6.5 milyon TL (aile başına 150 TL) ödeme yaptığı gazetelere haber diye yazıldı.

Bakan diyor ya:

Gaz yüzde 2 ise.

Kırmızı ışık yanar.

Ocak terkedilir.

İşçiler ocağı terk etmedi.

Cinayet işlendi, öldüler!

Oysa patlamada hayatını yitiren 41 candan biri olan rahmetli Soner Ak, eşi Özge Ak’ a; “madende gaz var ama yapacak bir şey yok...” demişti.