En kaliteli kömürü onlar çıkartıyorlardı.  41 emekçi çok genç insanlardı, grizu patladı hayatlarının baharında canlarını yitirdiler.

7 soru var.

Soracağım.

Kozlu maden ocağında patlama olmuş yine kömür çıkartan 8 işçi can vermişti. Bu patlamanın olduğu yıllarda Zonguldak Kozlu işletmesinde Müessese Müdürü olan Kazım Eroğlu, baş sorumlu bulunarak yargılanmış “tali kusurlu sayılarak” ceza almıştı. İktidar işini iyi yapamadığı ve işçi ölümlerine sebep olduğu için ceza almış Kazım Eroğlu’nu, ödül verir gibi, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) İşletmeleri’ne Genel Müdür olarak atadı. Bu genel müdürün başında olduğu TTK’nın işletmelerinden biri olan Bartın Amasra ocağında önceki gün grizu patladı.

SORU: Amasra ocağındaki patlamadan TTK Genel Müdürü baş sorumlu olarak sayılıp yargılanacak mı? TTK Genel Müdürü, 41 işçinin ölümünden sorumlu olarak yargılanmaya başlarsa; onu genel müdürlüğe atayan Cumhurbaşkanı ya da Enerji Bakanı’nın da mahkemede yargıç önüne çıkartılması gerekmez mi?

★★★

SOMA’da 301 işçinin can verdiği patlamanın sorumlularının yargılanması sırasında Yargıtay Hukuk Dairesi ile Yargıtay Ceza Dairesi, TTK ile kömürü çıkartma imtiyaz anlaşması yapılan özel şirket (müteahhit) ilişkisinin; “rödevans mı- hizmet alımı mı-  gizli anlaşma mı” olduğuna dair henüz bir karara varamadı. 41 canın yitirildiği Amasra kömür ocağında ise kömürü çıkartma TTK’nın doğrudan üretimi ile değil “rödevans adı verilen” imtiyaz anlaşması ile bir özel sektör şirketine verilmiş. Bu şirket ile “sen şu kadar kömür çıkar, her türlü işyeri güvenliğinden ve hatta işçinin ölüp ölmemesinden sen sorumlu değilsin” diye özetleyebileceğim (tıpkı SOMA’ da olduğu gibi) hukuk kılıfına uydurulmuş bir imtiyaz anlaşması olmalı.

SORU: Cumhurbaşkanı, henüz 41 canın ölü bedenleri soğumadan gittiği Amasra’da; “500 bin+500 bin TL Devlet ile ilgili bakanlığımız, 200 bin TL sendikamız, 100 bin TL çalışma Bakanlığımız, 50 bin TL Aile bakanlığımız olmak üzere canlarını yitiren işçilerin ailelerine para yardımı” yapılacağını açıkladı? Ölen işçilerin ailelerine bir tür “kan parası” çağrışımı yapan ödeme sözü Amasra’da kömür çıkartan özel sektör şirketini gizlemek ve gizleyerek korumak için mi yapıldı?

★★★

Çalışma Bakanlığı’nda iş müfettişi olarak çalışan Ali Gündüz ile İlker Karakaş, TAİ’de mühendis olan Semih Soyalp ile kadın arkadaşlarını da yanlarına alarak 3 Ekim gecesi Ankara’da “Casetta” adlı gece kulübüne gittiler. Onur Şener’den bir istek şarkısı istediler. Ses sanatçısı Onur Şener, istek şarkısını bilmediği için “karaoke” şeklinde söyledi. Çalışma Bakanlığı iş müfettişleri, “İstediğimiz şarkıyı karaoke yapmadan söyle” diye dayılandılar ve istekleri yerine getirilmeyince kırık kadeh ve şişelerle ses sanatçısı Onur Şener’in şah damarını kesip öldürdüler.

SORU: Amasra’ da patlama ise 14 Ekim akşamı oldu. Bünyesinde “istek şarkısının söylenmesinde şarkıcı öldürecek kadar titizlenen çalışma müfettişleri bulunan Çalışma Bakanlığı, Amasra kömür ocağına iş güvenliği müfettişi gönderdi mi?” Bu müfettişler Amasra’da işçi güvenliği için bütün önemlerin titizlikle alınmış olduğunu mu rapor ettiler?

★★★

Amasra’da feci  patlama olur olmaz TV’lerde bir “Sayıştay övgüsü” başladı. Sayıştay 3 yıl önce 2019 yılında bir rapor yazmış ve bu raporda; ”Amasra’da kömür madeni yatakları 300-350 metre derinliklere gittiğinden kömürün içindeki gaz miktarlarının, ocakta patlama riskini artırdığını” bildirmiş. Dikkat çekici ve uyarıcı böyle bir rapor yazılmış olmasına rağmen Sayıştay’ın Enerji Grup Başkanı İbrahim Özkarcı, Amasra’daki kömür ocağına sadece “gezme-görme-yeme-içme gezisi” yapmış.

SORU: Sayıştay Enerji Gurup Bakanı İbrahim Özkarcı, Amasra ocağına yaptığı gezide 3 yıl önce yazılan rapordaki önemlerin alınıp almadığını hiç merak etti mi? Önlemleri gözleriyle görüp ikna oldu mu? Yoksa bu raporu hiç okumadan mı Amasra gezisini tamamladı?

SORU: Sayıştay, 2019 yılında Amasra’daki kömür madenlerinde patlama riskinin yükseldiğini tespit edip raporuna aldığına göre takipçisi oldu mu? Amasra ocağı işletmesinde 2020’de durum ne oldu? 2021 nasıl geçti? Sayıştay 2020 yılında ve 2021 yılında da aynı ocakta “patlama riskine karşı önlemlerin alınıp almadığını” raporlarına geçirdi mi? Geçirdiyse nerede o raporlar?

SORU: Sayıştay’ın “Amasra kömürlerinde patlama riski var” diyen raporu Büyük Millet Meclisi’nde KİT Komisyonu’ndaki başkan ve milletvekillerinin dikkatini niçin çekmedi? KİT Komisyonu Başkanı, Sayıştay raporundaki bu uyarıyı okuyup TTK Genel Müdürü’nü sorgulaması, KİT Komisyonuna üye milletvekillerinin de bu uyarının takipçisi olması gerekirken, niçin bu ölü toprağı?

SORU: İleri ülkeleri yöneten politikacı ve yüksek bürokratlar, kömür madenlerinde patlamaları teknolojiyi kullanıp önlediler. Patlamalar sadece Türkiye’de devam ediyor. Bu durumda patlamaları “kader planına bağlamak” Allah’ı ayrımcılık yapmakla suçlamak değil midir?