Bir öğretmeni, bir avukatı, mühendisi, yargıcı, savcıyı, polisi, profesörü, cami imamını, politikacıyı, gazeteciyi öldürmek de insanlığı öldürmektir.  Ama bugün Türkiye’nin gelip saplandığı “doktordan hasım yaratma” hastalıklı bataklığında; en çok “doktoru öldürmek insanlığı öldürmektir” diyebilmeliydik. En önce Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı ayağa kalkmalıydı.

Oy için.

İktidar için.

Koltuk için.

“Doktor benim vatandaşımın emrinde olacak. Benim vatandaşımın emrinde olmazsa o doktor vatandaşa hesap verecek... Giderlerse gitsinler...” diyerek “doktor öldürme bataklığını” AKP’nin kurucusu ve 20 yıllık lideri yarattı.

Bu ilkel model.

Ülkeye dayatıldı.

“Okumamış adama (yani en alttakine); okumuşa (yani en üsttekine) emir verme” hamlığı ile hoyratlığı son 20 yıl içinde doğdu. Ve bu kaba atmosfer içinde “doktor dövme hakkı” ile “doktor öldürme katilliği” iyice azgınlaştı. 20 yıl önce doktora saldırmak yoktu. Bugün ülkenin okumamışları, okumuşlara savaş açtılar, doktor öldürüyorlar.

★★★

Doktorlar.

Ve sağlık çalışanları.

Yumruklanıyor.

Bıçaklanıyor.

Dövülüyor.

Her sağlık emekçisi ve doktor darbı, iktidar önde gelenlerince sırdan sinameki kınamayla geçiştiriliyor. Kardiyolog doktor Ekrem Karakaya hayatının baharındayken genç yaşta öldürüldü. Yine seyrettiler. Cumhurbaşkanı ile Meclis Başkanı’nın hemen harekete geçip Meclis’e “doktora, sağlık çalışanına saldıran, yumruk atan, küfür eden, terbiyesizlik yapan, bıçak çeken, silah doğrultan, kurşun sıkan bir daha hiçbir hastaneye alınmaz, kapısından içeri giremez, hiçbir sağlık hizmetinden yararlanamaz” kanun tasarısını getirmeliydiler.

★★★

Meclis tatilde.

Toplanmalıydı.

İktidar ittifakının milletvekilleri ile Meclis Başkanı’nın tam desteği ile “doktora saldıran hayat boyu hastane kapısından içeri giremez” yasası, öldürülen doktorun cenazesi kalkmadan Meclis’ten çıkmış olmalıydı.

Bir kanunla!

Kafa değişir mi?

Kanunla değil...

Kararlıkla değişir...

Doktoru öldürmek.

İnsanlığı öldürmektir.

Çünkü insanlık tarihinin akışı içinde vebanın çaresini doktorlar buldular. Veremin çaresini doktorlar buldular. Kızılın çaresini doktorlar buldular.  Trahomun çaresini doktorlar buldular. Sıtmanın çaresini doktorlar buldular. Gribin çaresini doktorlar buldular. Dikkat eksikliğinin, zeka geriliğinin çaresini  doktorlar buldular. “Doktor benim vatandaşımın emrinde olacak” diyen Cumhurbaşkanı hastalandı. Onun da çaresini doktorlar, ameliyat yaparak, buldular. En son aşısını geliştirip Koranın tüm insanlığı yok etmeden durdurulması çaresini de doktorlar buldu. Doktorlar kanserin çaresini arıyorlar, onu da doktorlar bulacaklar. Doktorlar ölümcül hastalıklara çare bularak insanlığı yaşatıyorlar. Bu nedenle; “doktoru öldürmek aslında insanlığı öldürmektir”

Bunu anlatmak.

Topluma öğretmek.

Kararlılık ister.

★★★

Hastanede görevi başındayken kurşunlanarak öldürülen kardiyolog Dr. Ekrem Karakaya’nın arkadaşları; “Ekrem haftalık ya da yıllık izindeyken bile iznini bırakıp gelir hastasıyla ilgilenirdi” dediler. Böyle bir doktoru kendisi de hastanede koruma görevlisi olan ruhsatlı silah sahibi bir cahil okumamış, öldürdü. Bu kanlı katil sosyal medya hesabından “diyar diyar gezip baş kesen celladım...” diye yazmış birisiymiş... Böyle bir insanı kim hastanede güvenlik görevlisi yaptı? Böyle bir insana kim silah taşıma ruhsatı verdi? Hangi torpiller çalıştı? Bu kendini cellat diye ifade eden okumamış vatandaş (!) okumuş doktoru öldürme hakkını hangi ortamdan güç alarak buldu?

Türkiye ayağa kalkmadı.

Muhalefet partileri ne yapıp etmeli Türkiye’yi ayağa kaldırmalıdır. Meclis olağan üstü toplansın. “Doktoru Öldürmek İnsanlığı Öldürmektir Kanunu” çıksın.

Başlangıç olur.

★★★

Doktoru korumayan.

İnsanlığı öldürür.

“Doktor benim vatandaşımın emrinde olacak” ne demek?

Böyle hak mı olur?

HERKESE İYİ BAYRAMLAR.

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.