Hay huy içinde haber kaynayıp gitti. Katar’da 2022 Dünya Kupası maçları Kasım ayında başlayacak. Milli futbol takımımızı göndermeyi başaramadık ama “kupa güvenliğini sağlasın” diye polis ve asker yollayacağız.

Top yuvarlaktır.

Fakat bu ne iştir?

Niçin böyle oldu?

Dünya’da 192 ülke var ve cumhurbaşkanı futbolcu olan tek ülke biziz. Cumhurbaşkanımız sık sık, fırsat geldikçe; “ömrüm santrafor oynamakla geçti...” diyerek övünüyor.

Bir örnek yaşadık.

O da Dünya’da tek.

İlkokul diploması olan fakat güreşte dünya çapında başarı elde etmiş bir güreşçimizi Cumhurbaşkanı partisi AKP’den milletvekili seçtirdi. Bu seçkin güreşçimiz milletvekili olunca eğitim sistemini de kündeye getirip
“lise ve üniversite diploması sahibi” de oldu. Devlet bankasının yönetim kuruluna kadar çıkartıldı.

3 maaşlı yapıldı.

Daha neler!

Varsa yoksa futbol.

★★★

Futbol seyircimiz, doksan dakikalığına coşsun diye Türkiye futbol ligine “8 yabancı futbolcu +3 yerli futbolcu kuralını” da “hayatım santrafor oynamak” diyen Cumhurbaşkanımızın iktidarı döneminde getirdik. Türkiye futbol ligi “yaşları otuz yedi, otuz sekize kadar çıkan bacağı kırık, beli kireçli, göbeği sarkık yabancı futbolcuların toplamda milyonlarca dolar kazandığı çöplük” haline geldi. Son 10 sezonda Türkiye’ye 2 bine yakın yabancı futbolcu milyon dolarlar akıtılarak transfer edildi.  Türkiye’nin en eski futbol kulüpleri de dahil yurt dışına futbolcu satmayan fakat hep futbolcu ithal eden “döviz yutucu canavarlar” haline getirildi.

Bu kadar destek.

Bu kadar teşvik.

Bu kadar ittirme.

Futbolumuz ilerlemek yerine geriledi.  “Dil, Aramızdaki Muhbir” adlı kitabın yazarı Alper Çeker’in analizine göre; bizim Türk Milli Futbol Takımı, Portekiz, İspanya, Hırvatistan, İtalya gibi birçok Avrupa ülkesi milli takımlarının savunma oyuncularından ve hatta stoperlerinden bile gol yedi. “C Ligine” kadar düştü ve C liginde Faroe Adları Milli Takımı’na bile yenildi.  Faroe Adaları, bir devlet bile değil, Danimarka’ya bağlı bir bölge.

Nüfusu da 50 bin...

★★★

Anadolu’daki bir ilçemiz büyüklüğünde olan Faroe Adlarına bile yeniliyoruz. Nedenini yazar Alper Çeker, şöyle analiz ediyor: “Avrupa’nın bütün önemli liglerinde futbolcular 90 dakika boyunca ortalama 12 kilometre koşar ve saatte 32 ile 35 kilometre arasında sürat yaparlar. Hücum oyuncuları top kendi takımlarına geçtiğinde hızlı koşuları sayesinde rakip savunmanın arkasına sarkar, boş koşular yaparak arkadaşlarına pas seçeneği yaratırlar ya da rakip savunmayı peşlerine takarak gole giden oyuncunun önünü açarlar. Avrupa’da iş ahlakı (yani sporcu ahlakı) koşmadan para kazanmanın marifet olmadığı bilinci öne alınarak, çocuğa 10-11 yaşlarında verilir. Bizim futbolcular koşmuyor. Yetenekleriyle öne çıkarak transfer olan iyi futbolcularımız (Yusuf Yazıcı- Ozan Tufan- Ali Akman örnekleri gibi) koşmadıkları için Avrupa’dan geri gönderildiler.”

★★★

KATAR’ da futbol!

Dünya izleyecek.

Biz oyuncu değiliz.

Türkiye futbolu ile değil askeri ve polisi ile Katar’da olacak? KATAR, Türk  Cumhurbaşkanı’ na VİP uçak hediye etti. Türkiye’nin iyi şirketlerini, kupon arsalarını, konutlarını kelepir fiyatına satın aldı. Milli ve yerli tankı yapmaya da ortak olduğu halde tank yapılamadı. KATAR çoğunlukla parasını ABD ve İngiltere’ye yatırıyor.

Biz, KATAR’ a niçin bekçi olduk?

Bu ne iştir?